Cadillac translate English
1,164 parallel translation
- Cadillac'ını mı?
Your Cadillac?
Bir gece Plush Pub'tan çıkmıştım 1977 model bir Cadillac kullanıyordum Hampton üzerinden batıya doğru gidiyordum.
I was leaving the Plush Pub one night... driving a 1977 Cadillac... heading west on Hampton.
13 yaşından beri, Cadillac'ın başkan yardımcısının... ofis memuruyken...
Since 13, when he was office boy for the Vice President of Cadillac,
Cadillac'ı size getirmem karşılığında... alacağım miktar en az....
That I am going to deliver any damn Cadillac... Unless I know for sure that I have...
Ben Cadillac istiyorum!
- I want a Cadillac.
Sadece 140 km yapmış, 91 model bir Cadillac'ım var.
I got a'91 Caddy with only 85 miles on it.
lütfen bir cadillac olsun!
Please let it be a cadillac.
Ne oldu, Cadillac'ın mı bozuldu?
You live up the block.
Merhaba Sal, Vito.
What, your Cadillac broke? Hello, Sal, Vito.
1965 Cadillac.
1965 cadillac.
Hasta bir köpek, öksüz bir çocuk ve omuzlarındaki ağır bir yükle.
Little Orphan Annie and a chip on his shoulder size of a Cadillac.
- O zaman neden Seder'inize Cadillac'ımla gelemiyorum?
Then why can't I drive my Cadillac to your Seder?
Cadillac'ımda.
Where is it? In my Cadillac.
Ateş edildi. Beyaz bir Cadillac'ın peşindeyim.
I'm in pursuit of a white Cadillac.
Pembe bir Cadillac.
A pink Cadillac.
Pembe Cadillac kullanan bir sarışın gördün mü?
You seen a blonde in a pink Cadillac?
Cadillac'ım!
My Cadillac!
Cadillac'ın anahtarını da.
And the keys to my Cadillac, too.
Cadillac'ın canı cehenneme!
Fuck that Cadillac! Where's the money?
O Cadillac'ta, zeki birinin ipucu olarak kullanabileceği bir şey kalmış mıydı?
Was there anything left in that Cadillac that a smart man might use as a clue?
Cadillac'ı postanenin önüne park et.
Park the Cadillac by the post office.
Hepimiz Cadillac'a döneceğiz.
We all walk back to the Cadillac.
Cadillac'lar, Buick'ler, Fisher şasileri GM marka kamyonlar, Chevrolet'ler, ve AC Bujileri üretirdik.
We built Cadillacs, Buicks, and Fisher bodies... GM trucks, Chevrolets, and AC spark plugs.
- Altın Cadillac kokteyli mi?
- Golden Cadillac?
- Bağıran Altın Cadillac.
- Screaming Golden Cadillac.
- Bu nedir? - Siyah bir Kadillak.
OK, it's a Cadillac.
Kadillak'a yürü.
Over to the Cadillac.
Bir zamanlar Cadillac kullanırdım
- Spun me round, I had no hair. - I used to drive a Cadillac.
Şimdi bir güruhun arasında yürüyorum
- I used to drive a Cadillac. - Now I'm marching in a pack.
Kardeşim Cadillac kullanıyor.
Why brothers drive Cadillacs.
Merak ediyorumda Drake Goodman isimli birine 2PET764 plakalı siyah bir Cadillac Coupe DeVille kiraladınız mı?
I was wondering if you leased a black Cadillac Coupe DeVille... with the license plate number 2PET764... to a man named Drake Goodman.
- Bu senin Cadillac'ın.
- This is your Cadillac.
Cadillac'ımın içine kustu.
He puked in my Caddy.
Bir Cadillac istiyorsan, Detroit'e git.
If you want a Cadillac, go to Detroit.
Yeni bir Lincoln mu alsam, yoksa yine bir Cadillac'ı mı denesem?
I can't decide if I should get a new Lincoln or try the Cadillac again.
Reggie, Cadillac'la bir gezisi ister misin?
You want to go for a ride in a Cadillac?
Cadillac Allante sizin için iyi bir araba olabilir.
The Allante should be a good car for you.
Kadın ve Cadillac vermişler el ele
Well, women and Cadillacs go hand in hand
Kadın Cadillac ister istemez bir erkek
The woman want a Cadillac she don't want no man
Doğmuşum ben yolun yanlış tarafında çalınmış bir Cadillac'ın arka koltuğunda
Well, I was born on the wrong side of the tracks In the back seat of a stolen Cadillac
- Bu bir tür Cadillac.
- That's a type of Cadillac.
Bir Cadillac.
A Cadillac.
Evet, bir tür Cadillac.
Yeah, this is a type of Cadillac.
Bir piyango bileti alın. Belki bir Cadillac kazanırsınız.
Buy yourself a raffle ticket, maybe you'll win a Cadillac.
Kabadayılar arabalarını bırakırlardı ve Tuddy de park etmem için Cadillac'ların anahtarlarını bana fırlatırdı.
Wiseguys would pull up and Tuddy would toss me their keys... and let me park their Cadillacs.
İşte ben, bu küçük çocuk, daha direksiyondan önümü göremiyorken Cadillac'ları park ediyordum.
Here I am, this little kid, I can't even see over the steering wheel... and I'm parking Cadillacs.
Bir siyah, bir altın rengi cadillac.
A black and gold Cadillac
Benimki, üstü açılır bir Cadillac.
Mine's a Cadillac convertible.
- Sana bir Cadillac alacağım.
- I'm gonna buy you a Cadillac.
- Cadillac mı?
- A Cadillac?
- Hep bir Cadillac istemişimdir.
- I've always wanted a Cadillac.