Cannes translate English
285 parallel translation
Cannes'da havyar yedim ve köpekle, sosis.
I've eaten caviar at Cannes, sausage rolls at the dogs.
Cannes-Paris arasını 10 saat 35 dakikada aldı.
Cannes-Paris in 10 hours and 35 minutes.
- Cannes'da ne işin var?
- What are you doing in Cannes?
Cannes veya güneşli başka bir yere.
Cannes or somewhere where it's sunny.
Cannes ile Nice arasındaki yolda Michael ölmüştü.
On the road between Cannes and Nice, Michael was killed
Yoksa deniz kenarında güzel bir tatil mi yapıyordun?
Been having a pleasant holiday at Cannes?
Hepsi tek gerçek alâmetifarikaları olan pis üniformalarını giyen otuz civarında lettristten oluşan... büyük bir komando birliği, dikkati üstlerine çekecek bir skandal çıkarmaya... kararlı bir şekilde... Cannes'da ortaya çıktı.
A sizable commando of some thirty lettrists, all wearing the filthy uniform... that is their only really original trademark, showed up at Cannes determined to provoke a scandal... that would draw attention to themselves.
Yazın Cannes'da hayat muhteşemdir.
Life is wonderful in Cannes in the summer.
Court de zour, Cannes Nice, belki Paris bile.
Cote D'azur, Cannes, Nice, perhaps even Paris!
- Yarın sabah Cannes'a hareket ediyorum.
- I leave tomorrow morning for Cannes
Onca yön arasında, neden Nice'le Cannes arasında uzanan o yolu tercih ettim?
Of all directions, why should I have chosen one leading to that parade ground of vulgarity which lies between Nice and Cannes?
Cannes Film Festivali'nde aday gösterilmiştir, 1954
Selected for the Festival of Arts 29th Year of the Shows Era ( 1954 )
Uluslararası Film Eleştirmenleri Ödülü Cannes, 1955
INTERNATIONAL CRITICS PRIZE CANNES 1955
Foussard'ın kızı seni Cannes'daki sahil kulübüne götürecek.
Foussard's daughter will take you out of here by boat. - Where? - The Beach Club in Cannes.
Hayır, Cannes'daki kulübe.
No, just the Beach Club at Cannes.
- Hayır, Cannes'daki kulüp.
No, just the Beach Club at Cannes, please!
Carlton, Cannes.
- Where are you staying? - The Carlton, Cannes.
Seni ilk kez Cannes'de plajda gördüm.
The first time I saw you was on the beach at Cannes.
Taşıyıcı Cannes trenine.
The train to Cannes.
Cannes'a giderken beni de çağırdılar.
They're going to Cannes and they want me to come.
Siz Cannes'dayken, ben de Brükselli bankacıyla olacağım.
While you're in Cannes, I'll be in Brussels with the banker.
24 Ağustos Pazartesi..... Frank Flannagan ve Ariane Chavasse dosyası..... Cannes'daki nikah memurunun önüne çıktı.
Monday, August 24 of this year the case of Frank Flannagan and Ariane Chavasse came up before the Superior Judge in Cannes.
Folies Bergere'de, Cannes'daki gazino ve onların arasında bütün o küçük lokantalar.
At the Folies Bergere, the casino in Cannes and all the bistros in between.
- Cannes'e geri dönüyorum.
- Back to Cannes.
I no Cannes dan istedigin bir gay var ml?
Can I bring you anything from Cannes?
Robert, Cannes'da all § veri § yapaca § ; lnl séyledi.
Robert told me she had shopping to do in Cannes.
Ona bu sabah Cannes'da u § ; ramallydlm.
I should have seen her in Cannes this morning.
No I Dogruca Cannes a gideriz Sadece yarlm saat sllirer.
We'II go straight through to Cannes. It'II only take us half an hour.
- Ya da Cannes veya Palma gidersiniz.
Same goes for Cannes, or Palma.
Villa Rossa'dan ayrıldıktan sonra ne yapacağını bilmiyordu : Cannes'e gittik, oradan Montecarlo'ya, sonra San Remo'ya,
After having left the Villa Rossa, he didn't knew what to do : we went to Cannes, to Montecarlo, to San Remo,
Arkadaşlarla Cannes'da kalıyorum.
I'm staying in Cannes with friends.
- Cannes'deki Carlton otelinde kalıyorum.
I'm at the Carlton, at Cannes. I'm pleased to see you!
Cannes'da iki milyon kazandım.
I won two million at Cannes.
Cannes'daki Carlton.
The Carlton, at Cannes.
Charles Cannes yakınlarında inşa ettiği yeni evin projelerini gösteriyordu.
Charles showed me the plans of the new house he's just built, near Cannes.
Cannes'daki kumarhaneyi duymuşsundur.
Perhaps you've heard of the casino at Cannes.
Florence'yı hatırlarsın, geçen yıl Cannes'daki galada eşimdi.
You remember Florence, my date at the gala in Cannes last year.
Dostum ve koruyucum ve yapımcım Bay Alexander Meyerheim
My friend and, in this case, patron and producer Mr Alexander Meyerheim arrives in Paris from Cannes at ten o'clock on...
Cannes festivalinde Yunan sinemasını temsil eden figüran bir kız vardı.
There was this starlet representing the Greek film industry at the Cannes Festival.
Santral, Cannes'da Bay Meyerheim'la görüşmek istiyorum.
Operator, I'd like to place a call to Mr Alexander Meyerheim in Cannes.
Bu sene Cannes'a gidemedim.
I couldn't go to Cannes this year.
- Açık konuşmak gerekirse Cannes.
- Cannes, to be exact.
Cannes...
Cannes...
Belki Cannes'a gideriz...
Maybe we'll go to Cannes...
Cannes'da ve Fresnes'de olan katliamları önleyebilmek için.
In order that we may avoid such massacres as have already occurred in Cannes and Fresnes.
Çıkarma günü bütün gücümüzle saldırmazsak çıkarma başarılı olmaz.
You can't depend on Monty taking Cannes by D-day. He'll never make it.
Gülmeyin.
There's a beauty parlour in Cannes... just for dogs Don't laugh.
1959 CANNES FİLM FESTİVALİ
CANNES FILM FESTIVAL 1959 WINNER INTERNATIONAL CRITICS AWARD
Seyredeceğiniz film 1961 Cannes Film Festivalinde "LA PALME D'OR", ALTIN PALMİYE ödülünü kazanmıştır.
The film we present to you won First Prize "LA PALME D'OR" at the Cannes International Film Festival of 1961
Cannes'dan Paris'e Pazar sabahı..... 10'da gelecek.
.. Sunday morning.
GRAND PRIX - 20. Yıldönümü ENTERNASYONAL FİLM FESTİVALİ Cannes 1966
A Man and A Woman received THE GRAND PRIZE - 20th Anniversary International Film Festival, Cannes 1966 GRAND PRIZE of the International Catholic Office of Cinema and THE GRAND PRIZE of the Superior Technical Film Commission for Best Cinematography.