Carmel translate English
227 parallel translation
Carmel'deyim.
I'm in Carmel.
- Carmel mi?
- Carmel?
Model'in ismi Carmel'miş.
The model's name was Carmel.
- Carmel şimdi nerede?
- Where's Carmel now? - Dead.
"Carmel."
- "Carmel."
Belki, Mary ile Carmel'in gerçekte nasıl kişiler olduklarını anlatabileceğinizi düşündük.
We thought perhaps you could tell us what Mary and Carmel were really like.
- Carmel geri döndü.
- Carmel came back.
O gece Carmel'e, Windward'tan ayrılması gerektiği söylenmişti.
That night, the girl Carmel had been told she must leave Windward.
Carmel ölü ağcın yanında uçurumun kenarına ulaştı.
Carmel reached the cliff by the dead tree.
Bir anlığına mücadele ettiklerini gördüm. Sonra, Carmel kolunu kaldırıp Mary'ye vurdu ve yere serdi.
For a moment I saw them struggling... then Carmel raised her arm and struck Mary down.
- Ya Carmel?
- And Carmel?
Ondan hep nefret ederek, gece-gündüz demeden Carmel'in yaşaması için çabaladım!
I fought for Carmel's life day and night... hating her all the time!
O son gece, Carmel'e gitmesi gerektiğini kim söyledi?
That last night, who told Carmel she must go?
Carmel'in gitmesini isteyenin Mary olduğunu kabul ederek.
Admitting it was Mary who told Carmel to go.
Carmel'in, Mary Meredith'i öldürdüğünü söylüyor.
She says Carmel killed Mary Meredith.
Carmel'in tedavisiyle uğraşmış.
Nursed Carmel afterwards.
... Meredith'in modeli, Carmel Quesada. İki ciğerde zatürree var. "
Meredith's model, Carmel Quesada : double pneumonia. "
- Bayan Holloway Carmel'i öldürmüş.
- Miss Holloway murdered Carmel. - Doctor.
- Carmel olmalı.
- It must have been Carmel.
O halde, Carmel'in de bir bebeği oldu!
- Then Carmel had a baby too!
Bebekleriyle geri dönmeden önce Carmel'i götürdükleri yer.
Where they took Carmel before they came back with their baby.
Bence Mary, Carmel'in çocuğunu evlatlık edindi ve asla buraya dönmemesi şartıyla Carmel'e bir ev verdi.
- I think Mary adopted Carmel's child... gave her a home on the condition that Carmel never came back.
Ben Carmel'in çocuğuyum!
- I'm Carmel's child!
Carmel'e bebeğini bırakıp ortadan kaybolmasını söyledin. Ama Meredith buna müsaade etmedi.
You told Carmel to clear out and leave her baby, but Meredith wouldn't stand for it.
Bizim Carmel bölgesindeki bir çiftliğimiz var.
We got a ranch in Carmel.
Ertesi gün Carmel'de Ward Hendricks'le karşılaştım.
I ran into Ward Hendricks in Carmel the next day.
Ward Hendricks... şimdiden Carmel'e dönmüş mü?
Ward Hendricks said... Oh, he's back in Carmel already?
- carmel mi?
- Is it carmel?
Carmel, her yıl biraz daha güzelleşiyorsun.
Carmel, you grow more beautiful every year.
İşte bu yüzden biz birbirimize aitiz, Carmel hayatım.
That's why we belong together, Carmel, dear.
Carmel, tatlım.
Carmel, dear.
Benim tatlı Carmel'im seninle birlikte tüm günümü geçirmekten başka....... dünyada hiç bir şey beni bu kadar mutlu edemez.
My dear, sweet Carmel, you know, nothing on Earth could provide me with more pleasure than spending the entire day with you.
- Carmel ve Vinny, birbirlerine sarılıyor.
- Carmel and Vinny hugging.
Vinny ve Carmel ilk evlendiklerinde Vinny'nin ailesiyle birlikte yaşadılar çünkü Vinny çalışmıyordu ve Carmel'e her zaman Vinny'nin annesi tarafından laf söyleniyordu.
When Vinny and Carmel first got married... they lived with Vinny's parents because he was out of work a lot... and Carmel was always being picked on by Vinny's mother.
Vinny'nin tembel oluşunun suçlusu olarak Carmel'i görüyordu.
She used to blame Carmel for Vinny's laziness.
Bir gece Carmel, Vinny'ye eğer annesi bir daha ona söylenirse, annesine vuracağını söyledi.
One night, Carmel told Vinny... that if his mother made one more remark, she was going to smack her.
Carmel de, "İkinizin de canı Cehenneme" dedi ve gitti.
Carmel said, "Go to hell, both of you," and stomped out.
Carmel, Vinny'nin suratına tükürdü.
And Carmel spit right in Vinny's face.
Kapıcı gelip onları ayırmak zorunda kalmıştı ve hâlâ birlikteler.
And the super had to come up and pick Vinny off Carmel. And they're still together.
Tuhaf, küçük Carmel kentinde, KRML istasyonu ortamı kızıştırıyor.
Being bold and pouring coal on station KRML in quaint little Carmel-by-the-Sea.
Carmel'de, Susinos adında yeni açılmış müthiş bir Meksika lokantası var.
Man, there is a fantastic new Mexican place in Carmel called Susinos.
Ben Carmel'e gidip deterjan alacağım.
I think I'll drive into Carmel and see if I can't find some cleaning solvent.
Carmel Çiftlik Alışveriş Merkezi'nin... maceracıların, gerçek erkeklerin mağazasının reklamıyla sürecek.
But first, at 10 minutes to the hour, we're broadcasting from KRML in the Carmel Rancho Shopping Center, home of the Buccaneer, the man's boutique.
Günlüğü 25 $'a çocuk oyuncağı işlerde çalışıyordum. 15 yaşında, Camel'den kaçmış birini arıyordum. Onur belgeli bir öğrenci, erkeklerle anadal yapıyordu.
I was working on a $ 25-a-day breeze, looking for a 15-year-old runaway from Carmel - an honours student, majoring in men.
Carmel'den buraya gelip seni almak için harika bir yemek partisini kaçırdığımızı biliyor musun?
Do you realise we missed a dinner party to drive here from Carmel to get you?
Carmel'deki Su Yatagï Moteli'nde garsondur.
She's a cocktail waitress at the Water Bed Motel in Carmel.
Carmel'a geldiğimizde benimle evlenmek istedi.
By the time we got to Carmel he wanted to marry me.
- Carmel'e.
- Carmel.
Carmel'de bir banka soymuş.
Knocked off a bank in Carmel.
Ya Carmel?
- And Carmel?
- Carmel.
- Carmel. Oregon.