English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ C ] / Carter

Carter translate English

10,569 parallel translation
Carter, kısa süre içinde davada Dewey'in aradığı şeyi buldu.
Carter soon discovers the break in the case Dewey has been looking for.
Dewey ve Carter, fahişeleri kefaretle serbest bıraktıran adamın mafyayla bağı olduğu bilinen bir suçlu olduğunu keşfetti.
Dewey and Carter discover that the man bailing out the prostitutes is a known criminal with ties to the Mob.
Dewey adamı bırakır ancak bir planı vardır. Bölge savcısı yardımcısı Eunice Carter yeni bir suçla mücadele teknolojisi sundu.
Dewey lets the booker walk, but he has a plan... as assistant district attorney Eunice Carter has introduced a new crime-fighting technology.
- Çocuklara bir baksana Carter.
Carter, read the room.
Doğrusu iyi bir iş çıkardığını söylemeliyim Carter.
I got to say, Carter, you've done a good job.
- Carter?
Carter?
Bak Carter, bana inanmalısın.
Look, Carter, you got to believe me.
- Carter, sanırım bu iş çizmeyi aştı. - Ne yaptığını sanıyorsun be sen?
Carter, I think this has all kind of gone too far.
Benim adım da Carter Hall'dı. - Ama biz bu değiliz.
And I am--was Carter Hall, but that is not who we are.
- Carter, burada kal.
Carter, stay here.
Carter haklıydı.
Carter was right.
Onun ve Carter'in varlığını hissediyor.
He can sense her and Carter's presence.
Kendra ve Carter.
Kendra and Carter.
- Kendra ve Carter'i vermeyeceğiz.
We're not giving up Kendra and Carter.
Sen ve Carter'i Savage'e teslim etmemiz için yoksa...
Until we are supposed to hand you and Carter over to Savage, or...
Sadece Barry, Kendra ve Carter'la çalışacağım.
This me, Barry, Kendra and Carter.
Carter!
Carter!
Carter'ın onun için yaptıkları işe yaramıyor.
What Carter is doing with her isn't working.
Carter pisliğin teki.
Carter's a jerk.
Evet, Carter'a göre ben bir savaşçıyım ve kendimi keşfetmemi sağlayacak şey öfkeymiş.
Yeah, well, according to Carter, I'm a warrior priestess, and rage is the key to rediscovering myself.
Carter'ın sana anlatmaya çalıştığı şeyi anlamamazlıktan geliyorsun çünkü anlarsan kim olduğunu hatırlayacak ve başka biri olacaksın.
I think you're resisting what Carter's trying to teach you because it means remembering who you were, and that is somebody else.
Carter eski hayatlarımızda insanlara yardım ettiğimizi söyledi.
Carter says in our past lives, we used to help people.
Çocuklara Carter bakıyor. Çocuklarla çok fazla vakit geçirirse, ırkçılık yapmaya başlıyorlar.
Carter's our babysitter, and if he's with the kids too long, they start sayin'racisms.
Tom Carter, CIA yöneticisi.
Tom Carter, Deputy Director of the CIA.
Carter'ı takma kafana.
Hey... don't sweat Carter.
Demek Carter bu yüzden gitti.
That's why Carter left.
Carter onun zeki bir bombacı olduğunu söylemişti, değil mi?
Carter said he was a genius bomb maker, right?
Jane'in karanlık yanlarını kötülerken neredeyse Carter'ın tarafında yer aldın.
Dude, you practically took Carter's side when he was bad-mouthing Jane back at the black site.
Şu anda Carter'a karşıyız.
It's us against Carter right now.
- Müdür Vekili Carter, geri çekilin.
Deputy Director Carter, stand down.
- Carter ne olacak?
What about Carter?
- Bırakın onun hakkında ben endişeleneyim.
Let me worry about Carter.
Beni bugün Carter'la takas etmediğiniz için teşekkür etmek istiyorum.
I... I just wanna say thank you for not trading me to Carter today.
Carter ki onun babası, annem uçamayan bir kuşu yemez ve sürekli özenle bakım gereken işçiler tarafından 400 farklı talimatı çekemem.
Carter is with his dad, My mother won't eat a flightless bird, And I am not pulled in 400 different directions
Carter'ın babası o değil.
He's not Carter's father.
Ve her ne kadar bunu o hokka burunlu suratına sokmak istesem de Carter'a bakacak kimse bulamadım.
And as much as I would love to rub it in her annoyingly freckled button nose, I don't have anyone to watch Carter.
İsterseniz Carter'a ben bakabilirim.
If you wanted, I could watch Carter overnight.
Oğlum Carter çok şükür normal bir çocuk değil.
My son, uh, Carter... He, um, well, he's not a normal boy, thank God.
Carter nasıl?
How's Carter?
Carter! Onu almam gerekiyordu!
I was supposed to pick him up!
Carter, Supergirl'e aşık mı oldun yoksa?
Carter, do you maybe have a little crush on Supergirl?
Carter.
Carter, um...
- Carter, iyi misin?
- Carter, are you all right?
Haklsın, bir daha kontrol edecektim ve Carter'ın yemeğini verince hallederim.
Right, I meant to double-check that and I will right after... I give Carter his lunch.
Carter'ın yemeği soğuyor.
This is getting cold. Carter's lunch.
Carter Caddesi'nden geldi. Siz ikiniz gidin.
You two, go.
- Carter'ı öldürdü.
- He killed Carter.
- Carter ölmüştü zaten.
- Carter was dead already.
Kanatlarım çıktığından beri Mısır'daki ilk hayatımı hatırlıyordum ama Carter'a hiçbir şey hatırlamadığımı söylüyorum çünkü reenkarne olmuş Mısırlı bir savaşçı rahibe olduğumu kabul etmek istemiyorum.
Ever since I emerged, I've been remembering our first life, in Egypt. But I've been telling Carter
Aman Tanrım!
Oh my God! Carter!
İyi eğlenceler, Carter.
Have fun, Carter.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]