Catherine translate English
6,019 parallel translation
Catherine... Dost olun.
Catherine... be friends.
Ben hücre koruyucusu Catherine.
I'm Catherine. The cell keeper.
Bana gösterdikleri... Catherine'in onun yanında yer almadığını bilmelisin.
He showed me... all you need to know is Catherine isn't his disciple.
Sen neye inanıyorsan Catherine, ben inanmıyorum.
Whatever it is you believe Catherine, I don't.
Merhaba Lynn, ben Catherine Cawood.
Hello, Lynn. I'm Catherine Cawood.
Catherine Cawood.
Catherine Cawood.
- Catherine Cawood.
Catherine Cawood...
Ben Catherine.
Hello. I'm Catherine,
Catherine?
Catherine?
Catherine'e de söylüyordum konuşmanız gereken kişi aslında ben değilim.
I've been saying to Catherine, I'm not really the person you need to be talking to.
- Catherine Cawood.
What woman? Catherine Cawood.
- Teşekkürler Catherine.
Thank you, Catherine.
- Catherine yok.
She's not in.
Sowerby Köprüsü'nün oraya gidip Catherine'i almam gerekiyor.
I've to go pick our Catherine up in Sowerby Bridge.
Selam Phil, ben Catherine.
Hiya, Phil. It's Catherine.
Onu yakalayacağız Catherine.
We will get him, Catherine. It's your birthday next week.
- Catherine!
Catherine!
Catherine hastanedeyken Ryan'a göz kulak oldular.
Well, they were very good wi'Ryan when Catherine were in hospital.
- Catherine hemen dışarda, eğer görmek istersen.
Catherine's just through there, if you wanted to...
Merhaba Catherine.
Hello, Catherine.
Sen Ryan'ı yukarı çıkarsana Catherine.
Why don't you take Ryan upstairs, Catherine?
Catherine, sen o kadar saat ameliyatta kalınca gerçekten çok üzülmüştü.
Catherine, when you were in that operating theatre all them hours, - he was really, really upset.
Elimizden geleni yapıyoruz Catherine.
We're doing everything we can, Catherine.
Pardon Catherine, onu niye yapalım ki?
Sorry, Catherine, why would we do that?
- Ondan bir şey çıkmaz Catherine.
That's... that's too random, Catherine.
Neyse. Tekrar hoş geldin Catherine.
Anyway..... welcome back, Catherine!
Catherine, gelip şunu bir dinlesen iyi olur.
Catherine, I think you should come and listen to this.
Catherine, ben Bölge Amiri'ni sürekli kontrol ed...
Catherine, I can't check up on the District...
- Ofisime gel Catherine.
- Catherine, Get into my office. - Have they?
- Neden gitmesin?
- Why wouldn't he? - Catherine.
Catherine, acaba sen biraz erken mi geri döndün diye düşünüyorum.
I'm wondering, do you think you've come back too soon?
- Catherine, eğer birisi...
- Catherine, if this was anyone else...
Al. - Başın belada Catherine.
- You're in trouble, Catherine.
- Catherine, emin misin?
- Catherine, are you sure?
Siktir!
- Shit! - Catherine!
Catherine beni dinle.
Catherine, listen to me.
Catherine.
Catherine.
Kızım Catherine'den hiç bahsetmemişsin.
You never mentioned my daughter Catherine.
Catherine Shaughnessy tanık koruma programında değil, doğru mu Ray?
Catherine Shaughnessy isn't in witness protection, is she, Ray?
Catherine Reilly.
Catherine Reilly.
Bekle, Catherine Reilly, Aman Allah'ım.
Wait, Catherine Reilly, oh, my God.
Bu taşla kesinlikle seninle bağlantılı bir şeyler var, Catherine.
There is something about this gem that is definitely connected to you, Catherine.
Catherine.
Catherine,
Catherine, o bir günlük, tamam mı?
Catherine, it's a journal, all right?
- Catherine, sanırım...
Cat, I think I know what a beast looks like by now.
- Catherine, Gabe bir canavarsa kan için dolanmaya başlayacak, benim kanım için, onu durdurabilecek tek kişi benim, tamam mı?
Catherine, if Gabe is a beast, he's gonna be out for blood, my blood, and I'm the only one who can stop him, right?
Catherine, arkadaşını öldürdü.
Catherine, he killed your friend.
Doğrusu bu, Catherine.
It is, Catherine.
Çünkü canavarların bir dönüm noktası vardır Catherine.
'Cause there's a point of no return for beasts, Catherine.
- Catherine.
Catherine.
Bu doğru değil Catherine.
- No, Catherine, that's not true.