English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ C ] / Champagne

Champagne translate English

6,985 parallel translation
Neden şampanya getirdiniz?
What's with the champagne?
- Burada biraz şampanya kalmış.
- There's still champagne left.
Neden en iyi şampanyalarımızdan birini çıkartmıyorsun.
Hows about breaking out a bottle of thou finest champagne.
Bizim şampanyalardan ne haber..
Hows about that bottle of champagne.
En iyi şampanyalarımızdan birini getirmeye ne dersin.
Hows about breaking out a bottle of thou finest champagne.
O orospuya söyle, o şampanyaya doğru bir adım daha atarsa Bunu bacaklarının arasına koyar sonuna kadar gönderirim.. Ondan sonra emekliye ayrılmak zorunda kalır.
Tell the bitch that if she takes one more step towards that champagne I'm gonna stick this so far up that stank twat of hers she's gonna need to get it aborted.
" Kendime bir kadeh şampanya koydum...
" I poured myself a glass of champagne
- herkese şampanya!
- Champagne for everybody!
Bir kasa şampanya ve 5 kişilik bir davetli listesinin talihsiz karışımının da buna bir etkisi vardı.
Probably had something to do with the unfortunate combination of a case of champagne and a 5-person guest list.
- Kızlar burada. - Buradakiler şampanya küvetinin içinde değiller ama.
Not in a tub of champagne, there's not.
Şampanya aynı güzel bir kadın gibidir.
Champagne is like a beautiful woman.
Bir şampanya patlatmalıyız.
We should break open the champagne.
Bir kadeh şampanya alabilir miyim?
May I have a glass of champagne?
Şuradaki kıza bir kadeh şampanya götürebilir misin?
Could you bring some champagne to the girl over there?
Hanımefendi, şampanyanız.
Miss, your champagne.
Benim pahalı şampanyamı içtiler.
They drank my expensive champagne.
15 dakika sonra iki kadeh şampanya..... ve bir hırsız seni terasta bekliyor olacak.
In 15 minutes, two glasses of champagne. .. and a thief will be waiting for you on the terrace.
15 dakika sonra iki kadeh şampanya..... Ve bir hırsız senin terasta bekliyor olacak.
In 15 minutes, two glasses of champagne. .. and a thief will be waiting for you on the terrace.
I want caviar for breakfast and champagne every night
I want caviar for breakfast and champagne every night
Ama hemen kutlamalara başlama.
Don't break out the champagne yet.
"Biraz şampanya, biraz kokain, biraz da sosis isterim."
"I'd like some champagne, some cocaine and some sausages!"
Matt gidip biraz kokain, şampanya ve sosis getirmiş. Nina yüzünde kocaman bir gülümsemeyle "Sağ ol" demiş ve kokaine yumulmuş şampanya içmiş ve sosisleri yemiş.
So, Matt went off and he got some coke, some champagne and some sausages for her and took'em back and he said she just had this big grin on her face and she goes, "Thank you!" and just hoovered up the coke and drank some champagne and ate her sausages.
En çok satan bu. Maun kaplama. Şampanya rengi yatak.
This is our best seller... mahogany veneer, champagne interior.
Şampanyam var.
I have champagne.
Şampanya ve bira.
Champagne and beer.
Biraz şampanya?
A little Champagne?
Şampanya kısmı için beyaz zambaklar sipariş ettim.
I've ordered white lilies for the Champagne Bar.
Tabii birkaç yara alıp birinci sınıf uçakla eve döndükten sonra psikologların sana şampanya ikram etmesi kadar şanslı değilsen.
And they're sent home if they get a small scratch. For some psychotherapy and champagne.
Şampanyada bu olmuyor.
With champagne, that is not possible.
Pizza, şampanya, film mi?
Pizza, champagne, movie?
Şampanya almaya gitti birazdan gelir.
Oh, he just ran out to get champagne, he'll be back.
Macera dolu bir geceye hazırsan sana iki şişe şampanya aldım ayrıca pizza kötü çıkarsa diye biraz mum ve atıştırmalık bir şeyler de aldım.
So I got you two bottles of champagne if you are feeling adventurous, plus some candy and snacks if the pizza sucks.
Fransız televizyon yıIdızım için bir şişe Fransız şarabı getirir misin?
Let me get a bottle of French champagne for my French TV star here.
Sana daha önce de defalarca söylediğim gibi, striptiz kulübündeki tek danstan sonra, otel odasına yalnız döndüm ben.
And as I've said numerous times before, i went back to the hotel room alone after getting one dance in the champagne room.
Pastaya krema sürmem gerek, şampanyayı soğutacağım- -
I need to ice the cake, chill the champagne- -
Bu akşam benim için şampanya ve canlı bir orkestranın olduğu bir parti veriyor,... ve çok ünlü ve önemli kişiler olacak-...
He's throwing me a party tonight, With champagne and a live orchestra And anyone who's anyone-...
- Şampanya.
- Champagne.
Çok iyi bir şampanyaymış.
It's very good champagne.
Ben şampanya alabilir miyim?
Me gives some champagne?
Şampanya sirkesiyle süslenmiş.
Glazed with champagne vinegar.
İstediğin kadar Alman kafası parçalayabilirsin George Towler ancak Fransız şampanyalarımı kırarsan seni ben vururum.
Smash as many German heads as you like, George Towler, but break my French Champagne and I'll shoot you myself.
Seni gördüm ve düşündüm ki "şampanyaya çok ihtiyacı olan bir bayan var."
I saw you, and I thought, "There is a lady in dire need of champagne."
Şampanya arıyorum.
Looking for some Champagne.
Küvetteki şampanya mantarı gibiyim.
I'm like a champagne cork in the bathtub.
Şampanya, balkon ve 12 santim ince topukluyu bir araya getirmeyin.
Never mix champagne, a balcony and five-inch stilettos.
- Kapıları açın ve şampanya getirin.
Open those doors... - and bring champagne.
- En iyi şampanyayı.
- The best champagne. - What is it?
Dünyadaki en sofistike şeyin hep şampanya olduğunu düşünmüşümdür.
I always thought champagne was the most sophisticated thing in the world.
Beyaz şarap mı şampanya mı?
White wine? Champagne?
Ne var?
that You have champagne?
Kalitesiz şampanyayla mı?
What, with air champagne?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]