Chinese translate English
11,138 parallel translation
Vladimir Ranskahov ölmeden önce Fisk'in Çinlilerin uyuşturucularına erişim sağladığını söyledi.
Vladimir Ranskahov, before he died, he said Fisk arranged access to the Chinese and their drugs.
- Çinlilerde tepedeki adam kim?
The Chinese, who's the man at the top?
Blake'in sorgu sırasında vurduğu Rus... Sokaktaki taksinin arkasında oturan Çinli bir adam vardı.
The Russian that Blake shot in interrogation, there was a Chinese man in the back of his cab in an alley.
Çince konuşuyor kadın.
She was speaking in Chinese.
- Çinlilerin yerini mi?
- That Chinese place?
Rusları bombaladı, Yakuza'yı yerin dibine soktu Çinlilerin eroinleri yandı.
Bombed the hell out of the Russians, the Yakuza went underground, Chinese heroin went up in flames.
John ayda bir Çin yemeği yapar.
Jon cooks Chinese once a month.
Çin yemeği yapmayı biliyor musun?
You know Chinese cooking?
Eskiden Şangay'da Çinli bir kadınla evliydi.
He was previously married to a Chinese woman in Shanghai.
Ahbap, dinle. Bu çok çok eski bir Çin oyunu.
Buddy, listen, this is an ancient, ancient Chinese game.
Çin yemeği aldım.
I got takeout Chinese.
Çin ordusunu Hindistan'dan uzak tutacaksın.
You keep the Chinese army out of India.
Çinlilerin ısı algıyacıları.
Chinese heat-seekers.
Sonra Çinli bir herif geldi, gözleri kıpkırmızı ve parlaktı ben de "Yok artık kanka" dedim.
And then this Chinese dude comes in, and his eyes were all red and glowing, and I was like, "Dude."
Sen de Çin yemeğini seversin, haydi gidelim.
You like Chinese. Come on.
Çin yemeğini, İtalyan yemeğini sevdiğin kadar sevdiğini hatırladım.
I remembered you like Chinese food as much as you like Italian.
Çince bilen var mı?
Can anyone speak Chinese?
Sonra bu çocuk bana bu Çin şirketinin telefonlar için çip yaptığını söyledi.
♪ They don't run to form ♪ And then this kid tells me about this Chinese company that makes chips for mobile.
Çinli bunlar.
They're Chinese.
Kendini Çinli sanan bir beyaz adam gidip de Moğolları uzak tutmak için duvar inşa ediyor.
A white man who thinks he's Chinese, and built a wall to keep out Mongolians.
Evet, Suriyeli mülteciler çocuklarını korumaya çalışıyor.
Jared needs backup. Send in the chinese drivers.
Çince'de "zengin ol" demek oluyor.
It says "get rich" in Chinese.
İşin doğrusu, Braxton Çin'den, İran'dan, bizden çaldığı sırlar için sorgulanıyor.
Truth is Braxton's being interrogated for secrets he stole from the Chinese, from the Iranians, us.
Çinliler eski elçiliğimizi devralıyorlar.
The Chinese are taking over our old embassy.
Ahmed'i Çin elçisinin yanına oturt.
Put Ahmed next the Chinese ambassador.
Çinliler gelmeden yap.
Make the arrival of the Chinese your deadline.
Bugün pazar ve ben de yarı Yahudiyim, yani Çin lokantaları ailemin ibadethanesidir.
It's Sunday and I'm half Jewish, so Chinese restaurants are my family's house of worship.
Harbiden Çinli gibi davrandım.
That was very Chinese of me.
Çin yemeği istediğini ben nereden bileyim?
How do I know when you're in the mood for Chinese?
Çinli eleman, değil mi?
The Chinese fellow, right?
Sahte limon ağaçlarının dışında Çinlilerin refah seviyesini göstermek için yaptıkları bir diğer şey de permaydı.
In addition to fake lemon trees, another thing Chinese people did to show prosperity was get a perm.
Biri Çin mutfağından mı sipariş verdi?
Did somebody order chinese? !
Çin kültüründe dört numara kötü şanstır.
Well, in the Chinese culture, the number 4 is bad luck.
Çince'de "si" olarak telaffuz edilir ki Çince'de ölüm kelimesine - se- yakın bir telaffuzu vardır.
On account it's pronounced si, which sounds like the Chinese word for "death," se.
Çinliler ona en iyi Çin yemeğini nerede bulacaklarını soruyorlardı.
Chinese people were asking him where to find the best chinese food.
İçerisi çok dar. - Kokusu da frengili fahişe gibi.
It's tight as a Chinese trap down there and smells about as good as a syphilitic whore.
Chang, Çinlilerin altın kartallarını çalıyor.
Chang steal Chinese gold eagle. Pay roll.
Çinlilerin aileleri, borçları var.
Chinese have family. Debt.
Çinlilerin maaşlarını adil dağıtmanız için konuşmaya geldim.
I come to see you distribute the Chinese payroll square.
Bütün Çinli işçilerin kontratları, anlaşılmış bir bedel üzerinden benim şirketimle yapıldı Bay Bohannon
Well, the Chinese workers are contracted through my company, Mr. Bohannon, for a negotiated price.
İşçilere yapılan ödeme de bu durumda Çinlilerin işi oluyor.
How we then compensate those workers is Chinese business.
Onunla Çinliler arasında.
That's between him and his Chinese.
Çinliler geçen sene maaşlar yüzünden grev yaptı.
Them Chinese struck last year over wages.
Çinlilerin aramıza karışmadığını sanıyordum o kadar.
No. I just thought you Chinese stayed to yourselves, is all.
Gerillalar sanırım. Çinliler ve Malezyalılar.
Guerillas, I think, Chinese and Malays.
Hayır. Amerikalılar, Ruslar ve Çinliler komünizme karşı birlikte savaşıyorlar.
No, American and Russian and Chinese are fighting together for communism.
Paige, stüdyomu Çinli bir herife satmaya çalışıyor.
Paige is trying to sell my studio to some Chinese dude.
Oğlun da Çinli olacak.
And your son will be Chinese.
Ama biz hâlâ Çinliyiz.
But we still Chinese.
Çinli işçileri tedarik eden tek adam.
He's our one and only provider of Chinese workers.
Tatlı mı tatlı çin yemeği.
A little Chinese.