Choı translate English
1,982 parallel translation
Cho In değilse, hayal kırıklığına uğrayacağını düşündüm.
I thought you'd be disappointed if it wasn't Cho In.
Benim yüzümden incindiğin yedi yıl boyunca, Cho In seni teselli etti.
For seven years when you were hurt by me, Cho In consoled you.
Cho In'in daha yetenekli olduğunu düşündüm.
I thought Cho In was more than capable.
Cho In, geçen yedi yıl süresinde atlatmam için bana yardım etti, sende yaşamam için bana yardım ettin.
Cho In helped me endure the past seven years, the one who helped me live was you,
Lee Cho In, sen hiçbir şeye sahip olamazsın. Çeviri : esayrumu
Lee Cho In, you can't have anything.
Bayan Cho Mihye'nin yalnızca kalbinin içinde değil dışında da güzel çiçekler var.
Our Ms. CHO Mihye not only has flowers in her heart, but has a pretty one covering her heart
Şimdi, kırmızı tişörtlü bay ; Lee Donkyu bizlere Bayan Cho'nun "Yeşil Ağustos Böceği" şiirini okuyacak.
Next will be Mr. LEE Dongkyu in a red T-shirt... who will be reciting, Ms. CHO's'A Green-colored Cicada'
İşinle ilgili her şeyi Bayan Cho ile görüştün, değil mi?
You went over everything with Mrs. Cho?
Bayan Cho...
Mrs. Cho...
Bayan Cho!
Mrs. Cho!
Bayan Cho?
Mrs. Cho?
- Bayan Cho!
- Mrs. Cho!
Bayan Cho?
Madam Cho?
Ne yapıyorsun Bayan Cho!
What are you doing, Mrs. Cho!
Sen ve Cho bayağı bir aksiyon yaşadınız demek?
- Thanks. So, uh, you and Cho saw some action, huh?
- Cho, Van Pelt bunu araştırsın. - Tamam.
- Cho, have Van Pelt check it out.
Farkı bir bakış açısı yakalamış oluruz. - Cho, görüntüleri almayı dene.
Be good to get a different perspective.
- Tamamdır.
Cho, get the footage.
- Dedektif Cho?
I'm so sorry. - Agent Cho?
Böyle bir durumda Jane ne yapmamızı isterdi Cho? - Hayatı tehlikede olsaydı?
What would Jane want us to do in this situation, with his life in jeopardy?
Hadi ama bu kadar aptal olma, tutuklayabilirsin Cho.
- Don't be so silly. Arrest him, Cho.
Ve sanırım arkadaşım, Dedektif Cho Liselle'in müşteri listesini yukarıda bıraktı.
And I think that my associate, agent Cho here, left her client list upstairs. In your break room.
Ben gösterişi sevmem ama arkadaşım Cho, bu tarz şeylere bayılıyor.
I don't really care for this kind of ostentation, but Cho likes what you're cooking.
Jane, ne yapıyorsun? Cho.
Jane, what are you doing?
İspatlamam gereken bir şey var.
Cho. Proving a point.
Efendim Cho.
Hey, Cho.
Ne dersin Cho?
What do you think, Cho?
Bana parayı 30 dakika içinde Kabuki-cho'daki Fuurin Girişi'ne getirmemi söyledi.
He told me to bring it to Fuurin Hall in Kabuki-cho in 30 minutes.
Evet, tamam, evet.
CHO : Yeah, you got it.
Şuna bir bak Hanna.
CHO : Take a look at this, Hannah.
- Tamam. Cho, Jeffrey'in restoranının mali kayıtlarını incele.
Cho, look into Jeffrey's restaurant, the financial records.
Yemek için teşekkürler.
JANE : Thanks for lunch. CHO :
Cho senden bahsetti.
- Cho's talked about you.
- Tamam. - Cho.
Cho.
- Dedektif Kimball Cho?
Kimball Cho?
Dedektif Cho.
Agent Cho. Detective Florey.
Cho.
Cho.
Dawg, bu, Kimball Cho.
- Dog, this is Kimball Cho.
Evet, soğukkanlı bir şey yapmak istediğinde, Cho'yu çağırırsın.
You wanted something done cold, you got Cho.
Cho?
Cho?
Jane ya da Cho'dan haber aldınız mı?
Heard from Jane or Cho?
Cho hastanede değil. Kontrol ettim. - Kahretsin.
- Cho hasn't been to the hospital.
Orası Jane ve Cho'nun gittiği yer, değil mi?
- The place Jane and Cho went to, right?
Cho.
- Cho.
- Beni bir yerlere sürükleme Cho.
- Not going to a good place, Cho.
Önce sen. Ne olacak şimdi Cho?
What's it gonna be, Cho?
Hey, Cho! - Silâh nerede Adam?
- Where's the gun, Adam?
Hey, Cho, biraz sakin ol dostum.
- Cho, you gotta take it down a notch.
- Cho, her şey yoluna girecek.
- Cho, it'll be fine.
- Cho!
- Cho.
Kapıyı aç!
Open up. - Cho!