Collie translate English
199 parallel translation
Zengin dul, Madam Collie, Paris'te ölüyordu.
Madam Collie, the rich widow, was dying in Paris
Madam Collie'nin yeğenleri :
Nephews of madam Collie :
- Madam Collie mirasını bırakıyor......
- Madame Collie is leaving her inheritance to......
Madame Collie ölüyor!
Madame Collie is dead!
" Güvenilir kaynaklardan alınılan bilgiye göre Madam Collie'nin iradesi yeğeni
" From reliable sources we inform you that madam Collie's will is written in favor of her nephew
Koli cinsi köpeği takip edin.
Follow the collie.
Dinle, Roy... Köpeğim Charlie'yi hatırlıyor musun?
Listen, Roy... do you remember Charlie, that collie I had?
Selam, Collie.
Hello, Collie.
Bu bir Border collie.
This is a Border collie.
Tam köpeği yavrulamadan önce.
Just before his collie came down with a litter of pups.
Bu çoban Köpeğini yemen için bir dolar veririm.
I'll give you a dollar to eat this collie.
Çoban köpeği olduğunu da sanmıyorum.
I don't think he's a collie, either.
İskoç Çobanı ama onun için değil.
A collie, but it's not for him.
Şu çoban köpeği olan kız!
- With the collie dog.
"Collie ve ben."
"Collie and me."
Benim kitabımda şu yazar, Kraliçe Collie.
I've got a code, Queen Collie.
Haftaya gazetelerde şunlar yazacak "Don ; Bobby, Collie ve Johnny Grendel Records dolandırıcılığında ortak çalıştı".
Next week, the newspapers will reveal that Don was partners with Bobby, Collie and Johnny in the Grendel Records scam.
Collie.
Collie.
Sana Collie diyebilir miyim?
Mind if I call you Collie?
Bir çok insan Collie der bana.
A lot of people call me Collie.
Çünkü sende gerçekten Collie tipi var.
That's because you look like one.
Çok hızlı bir yumruktu, Collie.
You're very fast with your mitts, Collie.
Buna yemin etmelisin Collie.
Well, you swear to that, Collie.
Buralarda birkaç şey onarabilecek misin, Collie?
You think you could fix a few things up around here, Collie?
Hurma ağaçları, Collie.
Date palms, Collie.
Beni sakın yanlış anlama, Collie.
Don't get the wrong idea about me, Collie.
Son olarak Collie, canım.
Oh, and Collie, darling.
Collie, benim utangaç erkeğim. Neler kaçırdım?
Well, Collie, my blushing boy, what did I miss?
Git buradan, Collie.
Go away, Collie.
Bunlara takılma, Collie.
Oh, never mind, Collie.
Collie, sana bir şey soracaktım. Olur da hastane masraflar yüzünden falan seni kabul edemeyecek durumda olursa...
Collie, I was going to ask you, in case the hospital should refuse to send for you, if they don't feel able to, that is, because of the expense...
Collie, burada benimle kalmak ister miydin?
Collie, how would you feel about staying on here with me?
Kötülükten kastın ne, Collie?
What do you really call bad, Collie?
Oh, Collie.
Oh, Collie.
Geri döndüğüne mutluyum, Collie.
I'm glad you came back, Collie.
Neyi yapamadın, Collie?
Couldn't what, Collie?
Bu doğru bir düşünce değil, Collie.
That's not very straight-thinking, Collie.
Dul bir kadın, değil mi Collie?
She's a widow, isn't she, Collie?
Ama Collie, bu yine de doğru değil.
But, Collie, it still isn't right.
Pekala, Collie.
All right, Collie.
Hayır, Collie...
No, Collie...
- Collie.
- Collie.
Collie?
Collie?
Onu telaşlandıracak hiçbir şey söylemedim, Collie.
I didn't say anything that should have alarmed her, Collie.
İşler bu hale geldiği için üzgünüm, Collie. Ama şunu anlamalısın. Benim tek amacım senin iyiliğin.
I'm terribly sorry it's turned out this way, Collie, but you have to understand my only interest is in doing what's best for you.
Unutma, Collie, biz dostuz.
Remember, Collie, we're friends.
Hayır, Collie.
No, Collie.
Collie, nasıl bu hale getirebildin?
Oh, Collie, why in the world did you do it?
Kurallara aykırı, Collie.
It's against rules, Collie.
Buna gerçekten inanıyor musun, Collie?
You really believe that, Collie?
Collie ve Fay.
Collie and Fay.