English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ C ] / Confession

Confession translate English

5,252 parallel translation
Bu yüzden ilk senin itirafını duydular, değil mi peder?
Oh, well, that's'cause they already heard your confession, right, padre?
Bu benim son itirafimdi.
That was my last confession.
İtiraf mı bekliyorsunuz?
You're expecting a confession?
Onu bir itiraftan kurtardın.
Saved her from a confession.
İtiraflarını hazırladın mı?
Have you made your confession yet?
Perşembe günü, şehre birlikte gider, elbiseni alırız, sen günah çıkarmaya gidersin, ve Peder Weber'e kendi korosunu isteyip istemediğini sorarız.
On Thursday we go to town together, buy your dress, you go to confession, and we'll ask Father Weber if he wouldn't like a choir of his own.
En son beş hafta ve üç gün önce günah çıkardım.
My last confession was five weeks and three days ago.
Bugün günah çıkarmaya gittin mi gitmedin mi?
Did you go to confession today or not?
Merak etme, sen itirafı alana kadar onu oyalayabiliriz.
Don't worry, we can stall him until you get the confession.
İmzalı, eksiksiz itirafını istiyorum.
I need your full, signed confession.
Bu eksiksiz imzalanmış itirafla birlikte.
With this fully signed confession.
Bir itiraf imzala, suçunu kabul et.
Sign a confession, plead guilty.
Bir şey itiraf edeceğim.
A confession...
- Buna aşk itirafı mı diyorsun? - Değil mi?
- This is what you call a confession of love?
İtirafı unut gitsin. Bugün sadece kürek çekelim!
Forget the confession, let's just go rowing today!
Ryan, bir şey itiraf etmem lazım.
Ryan, I have a confession to make. I did betray you.
Tamam, diyelim ki onu buldun ve diyelim ki doğruyu anlattı. Kafasına silah dayayarak gerçeği itiraf ettirdin.
Okay, um, well, let's-let's say you do find him, let's say you're telling the truth, you put a gun to this guy's head, uh, and you get a confession out of him,
İtirafları palavraydı Lena.
The whole confession was a lie anyway, Lena.
- Bir şey itiraf edeceğim.
I have a confession.
Eğer bir suçlu olsam, senin gibi ucuz bir ceket giyen birine asla ifade vermezdim.
If I was a perp, I would never make a confession to a detective
11. saniyede itiraf koparma.
11 seconds to a confession.
Mazaretini araştıracağımızı biliyor olması gerektiği dışında tabi. Bu da itirafıyla tamamıyla çelişkili oluyor.
Except she had to have known that we would check her alibi, which completely contradicts her confession.
Evet, muhtemelen. İtiraf haber bültenlerinde temcit pilavı gibi sürekli dönüyor.
Yeah... so far, the confession is just a rehash of the news report.
- İtirafımı duymak istemiyor musunuz?
Don't you want to hear my confession? Best Traveler Hotel, room 147,
Eğer bu itirafı bir defa daha duyarsam birini vuracağım.
If I have to hear that confession one more time, I'm gonna shoot somebody.
Ondan bir itiraf koparamayacağız bu yüzden daha iyisini yapalım.
We're not gonna beat a confession out of him, so let's do better.
Yalandan itiraf ettin.
You made a false confession.
İtirafı nasıl elde ettiğini sormamam en iyisi.
I'd best not ask exactly how you obtained, his confession.
En son ne zaman günah çıkarmıştın?
How long has it been since your last confession?
Şef Irving kızını korumak için cinayetleri itiraf etti.
Captain Irving just signed a confession to the murders to protect his daughter.
Eğer bir itirafta bulunmam gerekirse, bunu papazıma yaparım.
If I have a confession to make, I'll make it to my priest.
Günah çıkarma zamanı.
It's time for confession.
Tamam bir itirafta bulunmalıyım.
Okay, I have a confession to make.
Sıradan sorgulama tekniklerinizle ondan bir şey alamazsınız.
Traditional methods of interrogation won't extract a confession.
Tamam, bir itirafta bulunmam lazım.
All right, I have a confession to make.
- İtirafı geçerli sayılmaz.
- Can't use the confession.
Bana yardım etmenin tek yolunun sahte bir itiraf olacağını anladım.
I knew the only way to get your help was to give you a false confession.
Anladığım şu... - Elinde Leydiden imzalı bir itiraf var?
So that I understand, you have a signed confession on the part of the lady.
Elinde bir itiraf var, Bay Reid.
You have a confession, Mr. Reid.
Eline haklı olduğunu kanıtlayacak imzalı bir itiraf geçmediği sürece memnun olmayacak.
He is not gonna be happy until he has a signed full confession proving he was right.
Bir şey itiraf edeceğim.
I have a confession to make. Hmm?
Yüzbaşı Gregson itirafının 24 sayfa olduğunu söyledi.
Captain Gregson said the transcript of her confession came in at 24 pages.
Size küçük bir itirafta bulunmam gerekiyor.
I have a little confession to make.
Ondan itiraf almak için tek şansımız var.
I mean, we've got one shot at a confession.
Olay itiraf edildiğine için müdür kuzeye dönmemi istiyor.
Yeah, now that we got a confession on the shooting, director wants me back north.
Her hareketinizi izlemeye alacağız. Conrad ve Victoria'yı itiraf ettirin. Bunu sağlayınca bu ülkeden hür bir adam olarak ayrılacaksınız.
Where I will watch your every move until you get a confession from Conrad and Victoria, at which point, in return, you'll leave this country a free man.
Pascal onu itiraf ettirdikten sonra sana geri getiririm.
After Pascal gets a confession, I'll bring him back down to you.
Gidip şu Calaca'ya bulalım. İtiraf etsin ki Lexi ifade vermek zorunda kalmasın.
All right, let's find this Calaca and get a confession so Lexi doesn't have to testify.
Tabi biz önce Calaca'yı bulup itiraf ettirmezsek.
Not if we find Calaca and get a confession first.
Ya da Helena'nın kutsal nedimelerinden istediğin itirafı alamadığın için sinirlenip onları öldürmüş olabilirsin.
Or... after you failed to elicit a confession from Helena's sacred handmaidens, you flew into a rage and killed them.
Elimde bir gün seni aklayacak tek bir şey var Yaptıklarımın tam bir itirafı.
I'm in possession of the only thing that could one day exonerate you... A full confession of my own.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]