English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ C ] / Countess

Countess translate English

1,626 parallel translation
Şimdi hayatımızı yaşama sırası bize geldi. Şimdi Kontes Elise'in yaşadığı gibi yaşayacağız... ve tüm diğer zengin piçler gibi.
Soon, it will be our turn to enjoy life as much as the countess enjoyed it along with all those other rich bastards.
Oh, afedersin, Kontes de San Jack diyecektim!
Oh excuse me Countess de San Jack!
Lütfen, Kontes, bu kadar da gizeme gerek yok.
Please, Countess, don't be so mysterious.
Kontesin, beni kolay bir kadınmış gibi görmesinden nefret eediyorum.
I hate having that stupid Countess thinking I'm an easy lay!
Kontes için süpriz olacak!
What a surprise the Countess will have!
Bunu, kontes onaylayabilir.
The Countess will be able to confirm that.
Bir kontesi sikmeyi istemez misin?
Wouldn't you like to fuck a countess?
Pek dostça olmayan kart kutusuyla cesaret bağdaşmaz, Kontes.
Courage is no match for an unfriendly shoe, Countess.
Ya Kontes?
And the Countess?
Ben Kontes Lisl von Schlaf.
I'm the Countess Lisl von Schlaf.
Sizi yarın arayabilir miyim, Kontes?
May I call you tomorrow, Countess?
Aksanın da öyle, Kontes.
So's your accent, Countess.
Hoşça kalın, Kontes.
Goodbye, Countess.
Zeki sözler, Kontes, tabi eğer kişi, gerçekleştiğinde, en kötü şeyi bile kabule hazırsa.
Wise words, Countess, if one is disposed to accept the worst when it happens.
Ona ve kontese yetişmem gerekiyor.
I have to catch them, him and his Countess.
Kontesin Tuileries'den iki paketle çıkıp arabaya bindiğini görür görmez
Right away, when I saw the countess get in the coach, with two packets from the Tuileries,
Bilmiyordum kontes, ama dün gece tahmin ettim.
I didn't know, countess, but last night I imagined it.
Herşey yolunda mı kontes?
Are you OK, countess?
Onları ben de görebilir miyim, kontes?
Can I see them too, countess?
Kontes, sizinle tanışmaktan memnun oldum.
Countess, I'm delighted to have met you.
Evet kontes.
Yes, countess.
Kontes merakımızı lütfen gideriniz.
Countess, please satisfy my curiosity.
Portekizli bir Kontes anısına.
In memory of a Portuguese countess.
Evet, 18 yaşında Macar Kontes, Borbone'un delice aşık olduğu bir Kontes.
Yes, an 18-year-oId Hungarian countess, with whom the Bourbon fell madly in love.
Ondan sonra, Kontes öldü ve görünüşe bakılırsa Borbone çıldırdı ve Kontes'in dokunduğu her şeyi denize fırlattı.
Then, this countess died and apparently the Bourbon went mad and flung every object that the countess had touched into the sea.
Lüksemburg Kontesi Caroline ile,
Countess Caroline of Luxembourg,
Bu arada, Lüksemburg Kontesi Caroline'ı tanıdığını sanmıyorum.
I don't think you know the Countess Caroline of Luxembourg.
"Kontes Anjelik kalın bilekli, genç köleler arıyor!"
"Countess Angelique seeks young submissive with large ankles!"
Kontes Morcar'ın evi, teşekkürler.
Countess of Morcar's, thanks.
Kontes?
Countess, eh?
John Frederick Horner, seni Kontes Morcar'ın "mavi yakut" adıyla bilinen mücevherini çalmak suçundan tutukluyorum.
John Frederick Horner, I hereby arrest you on the charge of stealing the valuable gem known as the blue carbuncle, the property of the Countess of Morcar.
Kontes Morcar mavi yakutu geri getirene... bin paunt ödül veriyormuş.
The Countess of Morcar is offering a thousand pounds for the return of the blue carbuncle.
Bir gece Kontes dışardayken...
One night while the Countess was away...
Ölmeden önce, seni ve anneni bulması için Kontese yalvardı, böylece kötü kardeşi Mondale mirasına konamayacaktı.
Before he died, he begged the Countess to find you and your mother, so his evil brother Mondale would not inherit his fortunes.
- İyi akşamlar, Kontes.
- Good evening, Countess.
Bu günlerde bakire kanına ulaşmak kolay değil, Countess.
Virgin blood isn't easy to come by these days, Countess.
Bir haftadan daha fazla, Kontes.
Little more than a week, Countess.
Kontes, metropolün her yerini gezdik.
Countess, we've been all over this metropolis.
Eğer Kontes zamanında istediğini alamazsa barınağınızı ve onun korumasını kaybedeceksiniz.
Unless the Countess gets what she must have... you lose your refuge and her protection. is that clear?
- Bana "Kontes" de yeter. - "Kontes" mi?
- Just call me "Countess." - "Countess"?
Kontes!
Countess!
Kontes onu kanatlarınızın altına almanızı istiyor ve ona bu yüzyıl boyunca evindeymiş gibi hissettirin.
Countess expects you all to take him under your wings... and make him feel at home for the first hundred years.
Kontes'le tanıştığım günü hatırlıyorum.
I remember when I met the Countess.
Kontes, gereken ikinci kan alımını gerçekleştirdiniz mi?
Countess, did you get your second transfusion?
Kontes, endişelenme.
Countess, don't worry.
Belki de Kontes haklıdır.
You know, maybe the Countess is right.
Onu Kontes'le tanışması için New York'a götürebiliriz.
We should bring him back to New York to meet the Countess.
Copacabana'nın eğlence programı on dakikaya başlıyor. Kontes'le ve Larry Wilde'la buluşacağız.
The floor show at the Copacabana starts in ten minutes... and we're meeting the Countess and Larry wilde.
- Şuraya bak Kontes ve Larry.
Here comes the Countess and Larry.
Ben çok paralı, hakiki bir kontesim. Senin karın ise bir çöp kutusu.
I'm a genuine countess with a Iot of dough... and if that's your wife, she's a tub of guts.
Kontes, Larry Wilde...
Rita, the Countess, Larry wilde, the playboy.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]