English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ C ] / Coward

Coward translate English

5,278 parallel translation
Korkak damgası yerim.
I'd be branded a coward.
- Korkak.
- Coward.
Sen siktir lan, ödlek herif.
No, fuck you, you coward.
Biliyormusun, Sen korkağın tekisin!
You know what? You're a fucking coward, Billy.
Korkağın tekiyim.
Coward.
Ve sende tıpkı benim gibi bir korkaksın.
And you're a coward just like me.
Sadece bir korkak gerçek kimliğini gizlerdi, Arthur!
Only a coward would conceal his true identity, Arthur.
"Ben bir korkağım ve Alman halkı adına savaşmayı reddediyorum."
"I'm a coward and refused to fight for the German people."
Sen bir korkaksın.
You're a coward.
Kirli,... zayıf, sefil, lanet bir korkaksın.
Dirty, diseased... low-life fucking coward.
- Merhaba, korkak.
Hello coward.
- Korkak, bırak istedikleri kadar baksınlar.
Coward, let them watch if they want.
Burada korkakların saklanacağı dolaplar yok, seni küçük sürtük.
There are no closets to coward in here, you little bitch!
Korkak.
Coward.
- Korkakça susayım mı yani?
So you're asking me to be a coward, right? - No!
Hakkını vereyim, korkak değil.
I will say this for him. He's no coward.
Amına koyduğumun ödleği!
You fucking coward.
İnsanların Kardinal'in sesine ihtiyacı var, senin gibi korkağınkine değil!
The people need a cardinal's voice, not a coward's!
Korkak!
You coward!
Korkak ve bir kaçaksın.
You're a coward and a deserter.
Ancak kendi gözünde korkak ve firari benim gözümde değil.
But in his own eyes, he is a coward and a deserter..... not in mine.
Korkak olduğun kadar aptalsın da.
I see you are a fool as well as a coward.
4. Henri'nin oğlu korkak dedirtmem.
I will not have it said that the son of Henri IV is a coward.
Dışarı çık ve benimle savaş, korkak.
Come out and fight me, you coward.
Bahsettiğin benim babam ve o bir korkak değil.
That's my father you're talking about and he is not a coward.
Hayatın incisi saydığın şeye can atacaksın ve kendi gözünde bir yüreksiz olarak yaşayacaksın.
And live a coward in thine own esteem
Korkağın tekiyim.
But I'm a damned coward.
Ben de korkak değilim ki!
I'm not a coward.
Korkak herif.
Coward.
Geçen gece arkadaşın seni eve getirdiğinde gördüğüm bir korkak değildi.
When your friend brought you home the other night, I didn't see a coward.
- Korkak!
- Coward!
- Nereye koşuyorsun, korkak şey?
- Where are you running, coward?
Kes sesini, seni korkak.
Shut it, you coward.
Seni korkak.
Boy, you coward.
Korkak!
Coward!
- Korkak!
- Coward.
Korkak ve hain.
A coward and a traitor.
Ölümden veya acidan, bir korkak olarak görülmekten korktugun gibi korkmuyorsun.
You don't fear death or pain, not the way you fear exposure as a coward.
Sen bir yalancısın ve korkaksın.
You are a liar and a coward.
Yap hadi, seni korkak.
Do it, you coward.
Geri dön ödlek!
Come back, you coward!
Bir korkak gibi, işe yaramaz bir pislik gibi.
Like a coward, scared shitless.
İşe yaramaz bir korkak gibi!
Scared shitless, like a coward!
Korkak bir pislik gibi!
Like a coward, scared shitless!
Santos bir korkak.
Santos is a coward.
Tabii bir de korkakların kaçış şekli vardır.
Of course, there's always the coward's way out.
Bir korkak gibi kaçmayacağım.
I will not run away like a coward.
Ben korkak değilim Agnes.
I'm no coward, Agnes.
Sen bir korkaksın.
You fucking coward!
- Ben korkak değilim.
And I am not a coward.
Korkak.
You coward.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]