English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ C ] / Crackers

Crackers translate English

1,112 parallel translation
her şeye dokun, Crackers.
Touch everything, Crackers.
Divine, Crackers, ve Cotton şarkı söylüyor...
Divine, Crackers, and Cotton sing...
Fındık kıran.
Crackers.
Ve biraz da kraker.
And some crackers.
Dasher'lar sana biraz kraker gönderdiler.
The Dashers sent some crackers for you.
Columbia Üniversitesinde iki deney faresine büskivi vermişler. Hayvanlar şeker hastası olmuş.
I read two white mice at Columbia University got diabetes from eating graham crackers.
Bugün büskivi yedin mi?
Did you eat graham crackers today?
- Bir yerlerde krakerin vardır.
- You have crackers somewhere.
- Krakerin içine mi koyayım bunu?
- Should I put it on crackers? - Yeah.
- Hangi krakerlerden istiyorsun?
- What crackers do you want?
Krakerleri uzatır mısın lütfen?
Could you pass me the crackers, please?
Soğan, kraker de al.
Here. Have some onion and crackers.
Biber yemeği ve kraker!
A bowl of chili and crackers!
Ve biz de The Crackers ismiyle başladık.
La început, eram "The Crackers". ( "Biscuiti sãrati" )
9 milyar dolar, genç beyinleri marijuana, eroin, kokainle, zehirlemek adına.
Nine billion big ones to help disease young minds with marijuana, smack, toot, crackers, you name it.
Kremalı bisküvi mi, hazmettirici mi?
Cream crackers, digestives?
- Biraz isterim, lütfen.
- I would like more crackers please.
Hayır dur şampanya olsun, fıstık kraker pahalı türden Fransız olsun.
No, wait. Make that champagne, peanuts, crackers. The expensive kind.
Koca bir hayvan kraker paketi mi yedin sen?
You swallow a whole box of animal crackers?
Kaçıklar.
Crackers.
Bütün aile kafadan kontak.
The whole family is crackers.
Birkaç kutu köpek bisküvisi gibi. Face, cebinde var mı hiç?
Like how about a few dozen of those animal crackers you had there?
Şu balık şeklindeki sarı krakerlerden başka var mı?
Got any more of those little yellow goldfish crackers?
Bizim balık şeklinde sarı krakerimiz yok ki.
We don't have any crackers that look like goldfish.
Çatlak olduklarını düşündüğümü söyledim.
I said I thought they were crackers.
- Çatlağın tekisin, biliyorsun değil mi?
- You're crackers. You know that?
Siz Güneyli beyazlar için hepimiz aynıyız ama o kadar da değil.
I know we all look alike to you Southern crackers, but not this much.
- Biraz bisküvi de istersin sanırım?
- l suppose you want some crackers?
Elma, üzüm, tarçın, kuşüzümü, limon... kraker, şeker, portakal, hindistancevizi, un, tuz, biber... karanfil, yumurta ve çocuklar için şekerleme istiyorum.
I need apples, raisins, cinnamon, currants, lemons crackers, sugar, oranges, nutmeg, flour, salt, pepper cloves, eggs, and some candy for the children.
'Detaylardan'biri bir kasa dolusu bisküvi getirmişti, ... bir diğeri ise reçel dolu kasa getirdi.
A detail brought a crate full of crackers, another full of jam.
Kasaları kasten yere bıraktılar,... ağızlarına bisküvi ve reçel tıka tıka birbirinin üzerine çıktı millet.
They deliberately dropped the crates, falling over each other, filling their mouths with crackers and jam.
- Balık krakerlerden daha var mı?
- Do you have any more oyster crackers?
Balık krakerleri.
Oyster crackers.
Krakerler burada, kurabiyeler burada.
Crackers here, cookies down here.
Zeytin, kraker, ezme. Başka?
Olives, crackers, pâté, what else?
Bir adım atmak krakerlerde yürümek gibiydi.
taking a step was like walking on crackers.
Vitamin bisküvileri.
Vitamin crackers.
Biraz krakere ne dersin?
How about some crackers?
Bütün bacaları tıkatacak, bütün krakerleri yaktıracak hediye taşıdığını gördüğüm her bir kimseyi öldürteceğim.
I'm going to block up the chimneys, burn all the crackers and kill anyone carrying a present.
- Siz delisiniz!
- You're crackers!
Kraker yok, Gromit!
No crackers, Gromit!
Krakerleri unuttuk!
We've forgotten the crackers!
" kıçına ateşli fişek sokuyor.
" she sticks fire-crackers up his arse.
Peynir ve kraker! Hepsi bu mu?
Cheese and crackers, that's it?
Yiyecek bir şey dediğimde peynir ve kraker gibi bir şeyler demek istemiştim.
When I mentioned a snack, I was thinking more along the lines of a cheese-and-crackers kind of thing.
- Kraker sevmem.
- I don't like crackers.
Kaçıksın sen!
Crackers!
Tam kaçık!
Animal crackers, lady!
- Kraker mi?
- Crackers?
- Kraker.
- Crackers.
"Köy kızları rejim krakerleri" hayatım.
Country Maiden slimming crackers, darling.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]