Cuisine translate English
571 parallel translation
Bir müzisyen olarak, nerede uyuyacağımı umursamam tavan arası, parktaki bank, ama yemek konusunda titizimdir.
As a musician, I don't care where I sleep - attic, park bench - but about cuisine I'm a stickler.
Bu arada, muhteşem bir aşçılık.
Excellent cuisine, by the way.
Çok üzgünüm. Bir anda Bayan Braithwaite'in mağaralarda bir yerlerde kaybolmuş olabileceği aklıma geldi ve onu aramağa gitmiştim.
Besides, I'd run out of reading material and I was beginning to be bored by my cuisine, which, while adequate, was somewhat limited by my equipment.
Vay vay vay vay! Yabancılar da mutfak konuşmaya mı kalkıyorlar?
Foreigners griping about French cuisine!
Ayrılmadan önce mutfağımıza gidin, ve tadını çıkarın.
Go to our kitchen before you depart and I hope you'll do justice to our cuisine.
Anlıyor musun, bir gece Çin bir gece Fransız mutfağı ve arada biraz da meze tabii ki.
Chinese one night, a little French cuisine another, and a little delicatessen in between.
Rus donanma mutfağından bir örnek.
Finest Russian naval cuisine.
Arap mutfağından bir yemek yapacaktık.
We're doing a piece on the Arabic cuisine.
Uluslararası mutfak, sağlıklı ve besleyici besinler.
International cuisine, healthful and nutritious food.
Yemeklerimizi nasıl buldun?
- Do you like English cuisine?
Seks ve güzel yemekler iyi gitmiyor.
Sex and great cuisine do not mix.
Çeşitli ulusların mutfağından. En iyileri.
International cuisine.
Çeşitli ulusların mutfağından.
International cuisine. The best.
Şüphesiz geminizdeki yemek zenginliği Enterprise'dan çok daha ileri seviyede.
There is no doubt that the cuisine aboard your vessel is far superior to that of the Enterprise.
Çin mutfağına bayılıyorum.
I love Chinese cuisine.
Vietnam mutfağı daha güzel.
Vietnamese cuisine is even better.
Uluslararası bir mutfağı, yemekleri, kaliteli şovları olan.
AT BIGGLESWADE WITH INTERNATIONAL CUISINE COOKING, TOP-LINE ACTS
Askerlere dünyanın en iyi yemeklerini sunmak istiyorum.
What I hope to do is to give the men the finest cuisine in the entire world.
Bize en iyi şarabınızı ve en güzel yemeklerinizden getir.
Bring us your best cuisine and wine
Sana mutfakta yiyecek bir şeyler bıraktım.
See in cuisine that I left something to eat.
Ve her perşembe akşamı barda berbat bir kabare şov vardır.
The first item on the menu of international cuisine. And every thursday night There's bloody cabaret in the bar
Yüksek zümre mutfağında uzmanım, ya sen?
I'm an expert in haute cuisine, and you?
Siz "Haute cuisine" diyemeden, malzemeyi... tencereye koymuş olur.
He can have the stuff in the saucepan before you can say "haute cuisine".
Haute cuisine'i temsil ederken... çalışan kesimin ona burnunu sokmasını istemezsin.
When you're presenting haute cuisine, you don't want the working class sticking its nose in it.
Majesteleri Fransız mutfağını tercih eder.
His Majesty prefers French cuisine.
Milyonlarca kopyası dünyanın her yerine dağıldı gelecek turistler için onlar Fransa'yı bu kutsal kitap olmadan gezmeyecekler paralarını verecekler dolarlarını, poundlarını, esküdolarını, rublelerini veya diğer para birimlerini Fransız mutfağının bu eşsiz lezzetleri için.
Millions of copies are flown all over the world for future tourists who won't visit France without this bible that allows them to exchange their dollars, their pounds, their escudos, their roubles or any other currency for the fine specialties of French cuisine.
İyi mutfakların son kırıntısını da yok etmek istiyor.
He wants to annihilate the last vestige of fine cuisine.
Umarım bugünkü yemeğimiz Fransız mutfağının onurunu böyle cesurca koruyan saygıdeğer yeni üyemizi onurlandırır.
I hope that this luncheon of ours today will do honour to our distinguished new member who has so valiantly defended the honour of French cuisine.
Muhteşem bir mutfak, harika şarap.
Excellent cuisine, good wine.
- Kusursuz bir yemek servisi veriyorlar.
- They do provide an excellent cuisine.
Yemekler konusunda saçmalamıyordu.
He ain't bullshittin'about the cuisine.
Fransız mutfağı harika.
French cuisine's excellent.
Çöpte de sevebileceğiniz şeyler var... patates kabukları, soğuk sütlaç gibi şeyler... tam "haute cuisine" değil ama doymanıza yardımcı olacağı kesin.
There's some stuff in the bin you might like, potato peelings, cold rice pudding, that sort of thing... Not exactly haute cuisine, but it'll certainly help to fill you up.
Mainly French cuisine.
Mainly French cuisine.
- Neden arabaya binmiyorsun? Yöresel yemeklerin tadına bakalım.
Why don't you get in the car we'll go and check out the local cuisine.
Gidip yöresel yemeklerin tadına bakalım.
Let's go check out the local cuisine
Zaten meşhur olan mutfağımıza katkı yapılması?
Adding to our already famous cuisine?
Tatlı dağıtan adam dindilin teki ama yemekler çok leziz.
The dessert guy's a dink but the cuisine was tasty.
Bir Jour Cinq değil tabii ama buranın yemeklerini beğeneceğine eminim.
It's not Jour Cinq, but I'm sure you'll find the cuisine here quite palatable.
Saat tam 7'de masanda değilsen uluslararası menüde ilk yemek olan Campbell's kremalı mantar çorbasını kaçırırsın. - Kesinlikle.
And if you're not at your table spot on seven you miss your bowl of Campbell's Cream of Mushroom Soup, the first item in the menu of International Cuisine.
Kuzey Vietnam Esir Kampı mutfağının değeri hiç bilinmedi.
[In Southern drawl] The North Vietnamese POW cuisine is highly underrated.
- Eminim beğenir. Benimkilerden gına gelmişti.
- He's fed up with my cuisine.
Yemeklerimizi uygun bulacağınızdan eminim.
I'll bet you'll approve of our cuisine.
- Tüm mutfağımız olağanüstü.
All our cuisine is exceptional.
O kısıtlı malzemeden, kahvaltıda harikalar yaratan bir iskoç kadınıdır.
Her cuisine is a little limited, but she has as good an idea of breakfast as any Scotswoman.
Lean Cuisine satışları yükselişte.
Lean Cuisine sales are way up.
Maymun beyni, Çin mutfağında popüler olmasına rağmen Washington'da pek bulunmaz.
Monkey's brains, though popular in Cantonese cuisine, are not often found in Washington DC.
Maymun beyni, Çin mutfağında popüler olsa da Washington'da pek bulunmaz.
And monkeys'brains, though popular in Cantonese cuisine, are not often found in Washington DC.
Fransız mutfağı dünyaca meşhurdur, her şeyi güzeldir.
France is world famous for its cuisine, so anything will be great.
Greenwich köyünün bağrından otantik yeni tarzda Güney Amerika mutfağı.
"NESTLED IN THE HEART OF GREENWICH VILLAGE. AUTHENTIC NOUVELLE-STYLE SOUTH AMERICAN CUISINE."
Mutfağımız korumak için sözcükleri kullanan müthiş yetenekli bir yazar.
A writer of great talent who has used his words to protect our cuisine.