Cult translate English
2,032 parallel translation
Kobra kültüne aitler.
They belong to the cult of the Kobra.
Kültü Blockbuster-Zehir süper formülü yaratmak için kullanıyor.
Using the cult to create a blockbuster Venom super formula.
Bu kadar aşırı saygıyı pek takmıyorum, biliyorsun.
I don't care much for that cult of personality, as you know.
Tarikat gibi mi yani?
You mean like a cult?
Onlar çok popülerler.
They're a cult phenomenon.
Bir de şu sokaktaki yeni tarikat. Şu yürüyüşleri...
Oh, and the new cult out on the street, that march...
Başlangıç için iyi fikir ama bu bir tarikat cinayeti değil.
Good place to start, but this... ... this isn't a cult murder.
Güneşin doğuşu betimlemesi her din ve inanç için genel bir şey.
Sunrise imagery seems general to just about every religion or cult.
1950'de bir mezhep lideri, dünyanın sonunun geldiği kehanetinde bulundu.
In 1950, the leader of a cult predicted the end of the world.
Bu mezhebe göre Vahiy Kitabı yalnızca bir İncil kehaneti değil aynı zamanda dünyanın sonunu getirmek için bir kod niteliğinde.
She told us that Gellar was working on a theory about an early A.D. cult, the Enesserrette, who believed that the book of revelations was not only a biblical prophecy but some kind of code to bring about the end of the world.
Üç yılı aşkın süre öncesine ait bir okul gazetesinden bir küpür bulduk. Gellar, kampüse yerleştirme sanatı eseri koyup Enesserrette mezhebi üzerine olan çalışmalarına dikkat çekmiş.
We found a clipping from a college newspaper from a little over three years ago and it says that Gellar did an artistic installation on campus drawing attention to his work on the Enesserrette cult.
- Eğer tarikatınıza katılırsam, acaba...
If I was to join your cult, would I get...?
- Biz tarikat değiliz.
We are not a cult.
Ve Posh Spice, o da tarikatın reklamını yapamaz.
And Posh Spice, she's no advert for a cult.
- Tarikat değiliz ve beyin yıkamıyoruz. - "Tarikat değiliz ve beyin yıkamıyoruz."
We are not a cult, and we don't brainwash people. "We are not a cult and we don't brainwash people."
Karşımızda bir tarikat mı var?
Are we dealing with a cult?
Hele gazete ilanları, ekol olmuştu.
Newspaper ads became cult.
Beni gizli tarikatınıza katılmaya ikna etmek için mi?
To convince me join your secret cult
Müslüman geleneği Mekke'yi bize büyük bir ticaret ve putperest şehri gibi göstermektedir ama sorun şudur ki ; arkeoloji ve zamanın kayıtları bunu desteklememektedir.
The Muslim tradition gives us a portrait of Mecca as this great trading city, this great pagan cult centre and the problem is that the archaeology and the records of the time do not back this up.
Muhammed'in Kureyşliler'i kalbinden, yani cüzdanlarından vurmasından kaynaklanmıştır, çünkü putperestlik Mekke'deki ticarete bel bağlamış durumdaydı.
Muhammad is challenging the Quraysh where it hurts, in their purse, because the old cult is very much bound up with the business of Mecca.
Matt Porter beni kuzey California'daki bir tarikattan kurtardı.
Matt Porter rescued me from a cult in Northern California.
Eğer Porter o zamanlar da sökücüyse demek ki Jen'in biyolojik ailesi gerçekten de tarikattanmış.
If Porter was an extractor back then, maybe Jen's biological parents were actually in a cult.
- Tamamdır, yapmamız gereken Porter'in onu hangi tarikattan söküp çıkardığı, çünkü Jen şu anda orada.
- All right, we need to find out which cult Porter extracted her from because that's where Jen is right now.
Yani eğer Jen tarikatın içinde doğduysa kurtulmasının tek yolu oradan kurtulmaktı.
So if Jen was born into a cult, her only chance of survival would actually be getting extracted.
Leithin ailesinin bir çeşit tarikat olduğunu söylüyor gibisiniz.
You make it sound like Leith's family's some kind of cult.
FBI bir yeri basmıştı, sonra da orayı yakıp bütün herkesi öldürmüşlerdi.
Yeah, FBI raided the compound, and they burnt the whole cult down.
Öyle bir şey olmadı.
Ah, it was no cult.
Sarah, Sarah sanırım aralarına girsek iyi olur.
Sarah, Sarah, I think we walked into a cult.
Yani yanlış mezhebin içine girdin, sürtük.
Looks like you walked into the wrong cult, bitch.
Comedy Central'ın South Park'ı aniden kült ve kültürel bir ikon durumuna geldi.
South Park on Comedy Central, an instant cult hit and cultural icon.
Tarikatmış gibi bahsettin.
You make it sound like a cult.
- Tarikat gibi bir şey değil mi?
- It's not some cult?
Söylediğine bak, ne tarikatı.
No, it's not a damn cult.
Apple kültürü hepimizin içindeydi.
The cult of Apple was in all of us.
1970'lerde şehrimizde garip bir tarikat akımı oldu.
For a while in the 1970s, our town was run by a freaky cult.
Bu tarikat niye kendisini "Mantıkçılar" diye adlandırıyor?
Why does the cult call themselves "The Reasonableists"?
Belki mezhep gibi.
Like maybe... It's a cult.
- Bu bir mezhep.
It's a cult.
Bir tanığı bir mezhebin içinde mi koruyoruz?
- Mm-hmm. Are we really protecting a witness in a cult?
Burası bir mezhep değil, Shawn.
It's not a cult, Shawn.
İntihar tarikatıymışsınız gibi hissediyorum.
I feel like you're in suicide cult.
Hydra bir tarikat gibi.
Hydra is practically a cult.
Aslında, bir tarikat yönetiyor.
In fact, he leads a cult.
Hiç bir şey, sadece size bireysel başarıların geliştirildiği bir toplum teklif ediyorum.
Nothing, I'm simply offering a society that cult vates individua ach evement.
Rasta hareketine dahil olanlar onu kutsal biri olarak görüyorlardı ve toplanıp geldiler.
Members of a local cult, the Rastafarians, who worship this figure as a deity, were present in full force.
Bob'un Amerikada sadık hayranları vardı. Bütün konserleri doluydu ama izleyiciler beyazdı.
Bob had a cult following in America, and when you go to a Bob Marley concert, it was sold out, but it was white.
Bence burasi bir tarikatin yeri ve biz hicbirsey yememeliyiz.
I think that this place is some sort of cult and we probably shouldn't eat anything.
Dermot "Tozlu" Hoggins, bir gecede halk kahramanı oldu.
Overnight, Dermot "Dusty" Hoggins became a cult hero to the common man.
Aksi halde, sen sadece basit bir mezhepteki, 1 kişinin düşüncesine sahip olabilirdin öyle değil mi?
Otherwise, you merely have the will of one man, which is the basis of cult, is it not?
Yani, Jen bir tarikata üye değildi.
I mean, Jen wasn't in a cult.
Ne yapıyorsun?
Joining a cult.