English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ C ] / Cumberland

Cumberland translate English

197 parallel translation
Denize ilk çıktığımda benim de üstüm başım topraktı.
I was like you when I first came to sea, Cumberland moss all over me.
- Cumberland. Maincordare'de.
- In Cumberland at Maincordare.
Bana evini anlattığını duymadınız mı?
Did you not hear him tell me about his home in Cumberland?
O, 30 lu yıllarda, Cumberland Geçidinde yük taşıyıp bir servet yapan ihtiyar zorba Arad Blake'in oğlu.
That is the son of tough old Arad Blake... who made a fortune hauling freight through the Cumberland Gap in the 30s.
Seni bu erken saatte North Cumberland'den ne getirdi?
What brings you from North Cumberland at this early hour?
North Cumberland'den geldiğimi nasıl anladın?
How did you know that I came from North Cumberland?
Bu saatte Houston İstasyonuna gelen tek tren, North Cumberland'den gelen New Castle Ekspresi.
The only train arriving at Houston Station at this hour is the New Castle Express from North Cumberland.
North Cumberland'den çıkmakla beraber gece gidiyor.
There goes the night, thou cometh from North Cumberland.
Geçen ay North Cumberland'de bunun gibi sadece bir tane ev açıldı. ve bu Hurlstone'daki Musgrave Mâlikhanesi.
Only one such home has been opened in North Cumberland in the last month and that's Musgrave Manor at Hurlstone.
Polis, Green Manors'tan kaçan sahtekarın, gerçek Dr. Edwardes'ı Cumberland Dağları'nda, kaybolduğu gün ziyaret eden bir hastası olduğunu düşünüyor.
"Police believe the impostor who escaped from Green Manors " to be the patient who visited the real Dr. Edwardes " in the Cumberland Mountains the day that the noted psychiatrist disappeared.
"Cumberland Oteli'nden muhtemel hastasıyla beraber ayrıldığından beri hiçbir iz bulunamadı."
"No trace of Dr. Edwardes has been found since he left the Cumberland Resort " in the company of his supposed patient. "
Cumberland Dağları'ndayken Dr. Edwardes'la karşılaştım o sırada uçak düştüğnde geçirdiğim şoku atlatmaya çalışıyordum.
I ran into Dr. Edwardes when I was in the Cumberland Mountains, trying to recover from some kind of nerve shock I got when the plane crashed.
Cumberland'e Hindley Malikanesi'ni incelemeye gidiyor.
He's going to Cumberland to investigate Hindley Hall,
Bu yüzden Cumberland'e gidiyor.
That's why he's going to Cumberland.
Bayan Paradine çoğu zaman Cumberland'deki Hindley Malikanesi'nde yaşarmış.
Mrs. Paradine and her husband used to live a good deal of the time at a place called Hindley Hall, up in Cumberland.
Cumberland'e gitmeyeceğim.
I won't go to Cumberland.
Cumberland'e gideceksin. Sonra geri dönecek ve mahkemeye çıkacaksın.
You're going up to Cumberland, then you're coming back to your office and then you're going into court.
Cumberland'e benimle birlikte gelecek misin?
You'll come up to Cumberland with me.
Tony Cumberland'den döndü mü?
Is Tony back from Cumberland?
Tony Cumberland'den döndü mü diye sordum.
I asked whether Tony was back from Cumberland.
Cumberland, Red River'a doğru 3,000 baş sürdü.
Cumberland, a neighbor of mine, drove 3,000 to the Red River.
Evet, Cumberland'ı ve daha birçoğunu biliyorum.
Yeah, I know about Cumberland and Schreiber and a lot of others.
- Duydum ki Cumberland...
- I hear tell Cumberland has -
- Cumberland başaramadı.
- Cumberland didn't make it.
Onun yeni dillere destan sevgilisi J. Cumberlanf Spendrill III ünlü seçkin bekar.
Her new red-hot pash, J. Cumberland Spendrill III that well-known eligible bachelor.
Bazen, pazar günü, George amcamı görmeye gideriz.
Sometimes on Sunday we go over to cumberland to visit my uncle George.
Cumberland'ı çağırın.
You call cumberland.
Onu kardeşime bırakacağız, sonra güneye doğru ilerleyeceğiz.
We can drop him off at my brother's in cumberland, double back and go south.
Cumberland'a gidiyoruz.
we're going on a trip, honey, to cumberland.
- Cumberland mı?
To cumberland?
Ben Bayan Flemming, Cumberland Apartmanları, Wilshire.
This is Mrs Flemming, Cumberland Apartments on Wilshire
Cumberland sivil savunma ekipleri, habercilere, katillerin kurbanların çoğunu yarı yarıya yediklerini bildiriyor.
Demanding shelter and protection from the wholesale murder which apparently is engulfing much of the nation.
Cumberland'deki sivil savunma yetkilileri, gazetecilere yaptıkları açıklamada, cinayet kurbanlarının vücutlarının parçalandığını söyledi.
Civil defense officials in Cumberland have told newsmen that murder victims show evidence of having been partially devour by their murderers.
Bu cümle, kurbanlar üzerinde otopsi yapılması zorunluluğunu doğurdu. Bunun üzerine, Cumberland'deki tıp doktorları, karşılaştıkları tüm vakalarda, cesetlerin bir kısmının, katiller tarafından yendiği iddiasını doğruladı.
Medical authorities in Cumberland have concluded that in all cases the killers are eating the flesh of the people they murdered.
Bunun üzerine, Cumberland'deki tıp doktorları, karşılaştıkları tüm vakalarda, cesetlerin bir kısmının, katiller tarafından yendiği iddialarını doğruladı.
It's difficult to imagine such a thing actually happening but these are the reports we have been receiving and passing on to you,
Güney mi yoksa Cumberland mı?
Southern or Cumberland?
- Ailem Cumberland'dan.
- My folks are Cumberland.
biliyorsunuz ben generalle 63 te savaştım o Cumberland da orduyu denetlediğinde.
You know, I was charging with the general in'63. When he led the Army of the Cumberland.
Şu andan itibaren ünvanı Cumberland Prensi olmuştur.
Whom we name hereafter the Prince of Cumberland.
Selam Cumberland Prensi!
Hail, Prince of Cumberland!
Cumberland Prensi!
The Prince of Cumberland!
Al Cumberland bu stüdyoyu fiilen kendisi inşa etti, ola ki bilmiyorsundur.
Al Cumberland practically built this studio, in case you didn't know.
Hollywood'un en masum evliliği, Nora'nın kocasıyla gizli kavgaları ve Al Cumberland'in ünlü oyuncu belirleme yatağı hakkındaki gerçeği öğrenin.
Learn the truth about Hollywood's most idyllic marriage, about Nora's secret fights with her husband, about Al Cumberland's famous casting couch.
Al Cumberland köşkü ona verdiğinde heniz evlenmemişlerdi bile.
Al Cumberland gave it to her before they were even married.
Fakat yaklaşık 12 yıl önce, Cumberland'ın balıkçı teknesi Malibu'da dalgalarla paramparça olunca, film işi de zaten iyice kötüleşmişti.
But about 1 2 years ago, when Cumberland's fishing boat was found smashed up in the surf out there at Malibu, the movie business was already on the rocks.
Cumberland onun unvanını bu taşınmaza verdi, Komiser.
Cumberland gave her title to that property, Lieutenant.
Oyuncu seçme divanları, dedikodu, Al Cumberland öyküsünün bir tekrarı.
Casting couches, gossip, a rehash of the old Al Cumberland story.
Al Cumberland bu stüdyoyu inşaa etmiştir ilgisini anlayamadım.
Al Cumberland practically built this studio, in case you didn't know.
Cumberland'ı çağırabiliriz.
Why don't we call cumberland while we still got the Jeep.
Maryland Cumberland'dan az önce öğrendiğimiz bu gelişmeyi bir kez daha tekrarlıyoruz.
Repeating this latest bulletin just received moments ago from Cumberland. Civil defense authorities have told newsmen that murder victims show evidence of having been partially devoured by their murderers.
- Cumberland?
— Cumberland?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]