Dachau translate English
112 parallel translation
Neuengamme, Belsen, Ravensbruck, Dachau - bunlar haritalarda ve turist rehberlerinde adı geçen yerlerdir.
Neuengamme, Belsen, Ravensbruck, Dachau - these were names like any others on maps and in guide books.
Dachau'da.
- Yes. At Dachau.
Dachau "
Dachau "
Annesinin ismini Dachau listesinde buldu, iki küçük kardeşiyle.
She found her mother on the Dachau list... together with her two younger brothers.
Örneğin buradan fazla uzak olmayan Dachau adında bir yer vardı.
For instance, there was a place called Dachau not too many miles from here.
- Dachau ve Belsen'de miydiniz? - Evet.
- Were you in Dachau and Belsen?
Kamyon kasalarında gelenlerin resimleri havasızlık ve susuzluk yüzünden. Dachau yolculuğuna dayanamamışlar.
The bodies of those who had come in boxcars, without food and without air, who hadn't survived the journey to Dachau.
Dachau'daki idamlara şahit olan birisi şöyle diyor :
A witness at an execution at Dachau gave the following description :
Ya gecenin bir yarısında komşularımız Dachau'ya sürüklenirken neredeydik?
When our neighbours were dragged out in the middle of the night to Dachau?
Sen Dachau'ya giderken, ben de oradaydım.
When you were marching into Dachau, I was there too.
Tabii onlar Dachau ya da Mauthausen'deki kampa gidenler kadar zayıf değillerdi.
Of course they were not as thin as they were in the camps in Dachau or Mauthausen.
Stutthof, Oranienburg, Auschwitz Neuengamme, Belsen, Ravensbruck, Dachau...
Stutthof, Oranienburg, Auschwitz Neuengamme, Belsen, Ravensbruck, Dachau...
Bize "Nazi" diyenler... bazılarımızın Dachau ve Buchenwald'tan sağ kalanlar olduğunu bilmiyorlar.
Those who call us Nazis don't know that some of us survived Dachau and Buchenwald.
Dachau'ya.
To Dachau.
"Ölüm treni" yle sınır dışı edildim.
The train arrived in Dachau on the 27th.
Tren Dachau'a ayın 27'sinde vardım.
France was full of concentration camps :
Dachau'ya konuldum.
It was put on me at Dachau.
İtalya'da Dachau'dan bahsediliyor mu?
Do they talk about Dachau in Italy?
Neymiş bu Dachau?
What is Dachau?
"Çalışmak özgürleştirir." Dachau'daki örnek toplama kampında böyle yazıyordu.
"Work sets you free" on the gates of Dachau, a model concentration camp.
İşgâl altındaki Avrupa'da, Dachau'daki kampın örnek olarak alındığı bir toplama kampı sistemi mevcuttu.
All Occupied Europe had a concentration-camp system based on the model camp, Dachau.
Burası Dachau ya da Ravensbruck değil.
This is not Dachau, no Ravensbruck.
Trausteiner Dachau Kampı komutan yardımcısı, bunlar ucuz bürokratlar ve katiller.
Trausteiner! Assistant Commandant at Dachau! Cheap bureaucrats and murderers!
Annemi ziyaret etmek için hastaneye gitmiştik yanına gittim ve tıpkı Auschwitz veya Dachau'dan sağ çıkabilmiş olanlara benziyordu.
You know, we'd gone to the hospital to see my mother... and I went in to see her... and I saw this woman who looked as bad as any survivor of Auschwitz or Dachau.
Orası buradan çok daha güzeldi.
Dachau was so much nicer than Auschwitz.
Bu Dachau'daki yüzme havuzu.
This is the pool in Dachau.
Treblinka'mız da vardı, Dachau, Aushwitz ve Majdanek,
We also had Treblinka Dachau, Auschwitz and Majdanek,
Zaten olayları bildiğimden Dachau'ya kaçıyordum.
Had I but known it. I was escaping Dachau.
Mauthausen, Buchenwald, Dachau ve Sachsenhausen'deki düzen burada da mevcuttu.
which had its order, like Mauthausen, like Buchenwald, like Dachau, like Sachsenhausen.
Ama kafamda şu çok netti ki, Auschwitz gibi toplama kamplarındaki direnişlerin,... Mauthausen veya Dachau'dekilerden farklı bir amacı olmalıydı.
But it was clear in my mind that the only objective of any resistance within a concentration camp of the type of Auschwitz has to be different from that in Mauthausen or in Dachau.
Çünkü Mauthasen ve Dachau kamplarında,... bu direniş planı siyasi tutukluların hayatta kalma oranlarını artırmıştı, Aynı soylu plan Toplama kamplarındaki Nazilerin çevirdiği toplu imha çarklarını onardı ve yağladı.
Because, whereas in Mauthausen and in Dachau, this policy of resistance improved the survival rate of political prisoners, the same very noble policy improved and oiled the machinery of mass annihilation, as practiced by the Nazis within the concentration camp.
Münih'in eteklerindeki bir toplama kampından geriye kalanlara göz atayım dedim. Dachau.
I decided to visit the remains of a concentration camp on the outskirts of Munich :
Tabii ki, yüzbaşıyı hiç unutmam. Dachau'da.
Of course, there was this lieutenant at Dachau.
Bu Dachau'dan, ve bunu Dora kampinda buldum.
This is from Dachau, and I found this in the Dora camp.
Dogunun liderlerini hayatlarini... Dachau da gecirmekle sucluyorum.
I accuse the East's leaders... of having spent their life in Dachau.
Dachau toplama kampında görüp kaydettikleri... kolay unutulacak cinsten değildi.
At the Dachau concentration camp, what they saw and recorded would not soon be forgotten.
Yıllar süren dehşet ve aşağılanmadan sonra... Dachau'da ilk dinsel törene sıra gelmişti.
After years of horror and degradation the time had come for Dachau's first religious service.
Dachau'nun kurtarılmasından 10 gün sonra, 8 mayısta... dünyanın uzun zamandır beklediği haber geldi.
On May 8th, 10 days after the liberation of Dachau came the news that the world had long awaited.
Ivan Moffat bana 1945 mayısında yaşadıkları bir günden söz etti. Dachau'daki toplama kampından ayrılmışlar.
Ivan Moffat told me of the day in May, 1945 when they left the concentration camp at Dachau.
Bu, Dachau postanesinde mektupların damgalandığı bir mühür.
It is the stamp that was used to mark the letters in the Dachau post office.
Ölmeye gidiyor olabiliriz, Dachau'ya giden trenler gibi.
We could be on our way to getting done, like the trains into Dachau.
— Büyük ihtimalle Dachau'ya.
- Probably Dachau.
Havandan geçilmiyordu ben de dedim ki ; "Bir gün bu adamla Dochau'da taş taşıyor olacağım."
You were making a fool of yourself... and I said, "Some day I'll be at Dachau with that man, moving rocks."
Felder, Münih'te yeni açılan Dachau toplama kampına gönderildi.
He was sent to the newly-opened Nazi concentration camp outside Munich,
Josef Felder, 8 ay sonra Dachau kapından bırakıldı.
Josef Felder was released from Dachau after 18 months.
Dachau'nun konukları ;
The guests at Dachau areJews, Communists...
Mahzende mi?
Dachau?
Dachau'da.
In Dachau.
Dachau.
Dachau.
Tura katılıyorsun.
Dachau.
Birbirlerini Dachau'a göndermekle tehdit ediyorlar.
" Everyone is threatening everyone else with Dachau.