Dads translate English
1,101 parallel translation
- Babalar başkadır.
- But dads are different.
Dünyadaki o kadar babanın içinde payımıza o düştü.
Of all the dads in all the world we could have got landed with.
Jack, dairenin "İki Babam" daki eve ne kadar benzediğinin farkında mısın?
Have you noticed how your apartment looks like the one on My Two Dads?
Tamam. Karşında berbat babalarla ilgili günlük bir programa sunucu olabilecek biri var. Bu yüzden o konuya girmeyelim.
Okay, you're talking to somebody who could host a show on deadbeat dads so let's not go there.
Ben o ilgilenen babalardan biriyim.
I'm one of those very involved dads.
Genelde babalar beni çok sever ve pek de iyi bir şey değildir.
- It's all right. I'm usually the one the dads love, and it's never a good thing.
Ne yaparsak yapalım babalarımız asla etkilenmeyecekler.
Our dads are never impressed, no matter what we do.
Bu hastanedeki en cesur babalar sizsiniz.
You are the bravest dads in the entire trauma center.
Tanrı biliyor ya, kızların babalarına ihtiyacı vardır.
God knows, girls need their dads.
Şimdi babalarımız ofisten arayıp da, "Üzgünüm hayatım, gelemiyorum." dediğinde annelerimizin ne hissettiğini biliyorsun.
NOW YOU KNOW HOW OUR MOMS FEEL WHEN OUR DADS CALL FROM THE OFFICE ; "OH, SORRY, HONEY, CAN'T MAKE IT."
"Ben öfkeliyim." Babam da böyle bir şey derdi.
"Argh! I'm angry." That's like something my dads would say.
Annelerimiz ve babalarımız şu gelecekten gelen bizler ile ilgili bize yalan söylediler!
Our moms and dads lied to us about those future selves.
Anneler evde oturur Babalar da erkeklerle dışarı çıkıp gezer
Moms stay home Dads go out and cruise guys
Kocasıyla New York'ta evlenecek ve nikâhı plânlamak için uçakla geliyorlar. Pekâlâ.
All the dads are going, but my boss Dorleen the Whore-leen is making me do inventory
Biliyor musun Charliei? Bence tam gün baba olmanız harika.
Charlie, I think it's great, you guys being full-time dads.
- Babalar yok mu?
The dads aren't here yet?
Monica dedi ki, anneler öldüğünde babalar böyle söylermiş.
Monica said dads say that when moms die.
Bu da babana saygın için!
And here for your dads respect.
Noel de bütün babalar biribirine benziyor, sanırım.
Guess dads are all like that at Christmas.
12 babanın 11 inci çocuğuyum.
I'm one of 11 kids from 12 dads.
Burada çok ilginç mimari süsler var.
Cool it, cool it. And this is some very interesting architectural do-dads and hoo-ha's.
Hayır. Babam harika biridir.
No, No no no, My Dads a really great man.
Babam Polis Şef'i.
My dads the chief of police.
- Salam ve bir şeyler işte.
Salami and stuff. My dads Italian.
Kavga başlasın.
Hockey Dads. Commence fighting!
Annelerimiz ve babalarımıza bilet satarız.
Well, we could sell tickets to our moms and dads.
Paraya ihtiyacı olanlar zaten onlar Butters!
Our moms and dads are the ones who need money, Butters.
Babalarımızın beynine oksijen gitmiyor.
Our dads are all pumped up on dork-Osterone.
Bugün aileleriniz de geldi. Elinizden geleni yapın bakalım.
Since your moms and dads are all here, you better play hard!
Ben de sizi hep babam olarak gördüm.
I've always thought of you two as my dads.
Ayrıca Clyde sizinkileri sevdim.
Besides, I like your dads, Clyde.
Sana diğer babalar gibi hayatı öğreteceğim.
I'll teach you the stuff dads teach their kids.
Onları suçlayamazsın.
We're dads. We're dicks. It's not our fault.
Evet, bilgisayar korsanı olmak isteyenler, babalarının eski ana kartlarını test ediyorlar.
Yeah, hacker wannabes testing their dads'old motherboards.
Biraz titrek olmanda sorun yok, diğer babalar da öyle zaten.
Who cares if you're a bit shaky. The other dads are, too.
Aileler veletlerini nasıl daha sık öldürmüyor, şaşıyorum.
I'm surprised mams and dads don't kill their kids more often.
Sana verebilecek vaktim diğer çoğu baba kadar fazla olmamış olabilir.
I may not have had the time to give that most dads had.
Yani Tippi'nin 2 babası ve bir annesi mi var?
So Tippi has two dads and one mom?
İki genç, geçen gece babalarının silahlarıyla ateş etmiş.
A couple of teenagers were out here last night shooting off their dads'guns.
Sen ilgilenen varsa cumartesi olsun çocuklar birlikte, Frank ve diğer babalar bazı.
Frank and some of the other dads get the kids together on Saturdays, if you're interested.
İki tane baban var.
You've got two dads.
İki baba ile ne demek istiyorsun?
What do you mean, two dads?
Babaların % 30'u başkasının çocuğunu büyüttüklerinin farkına varmazlar.
Thirty percent of all dads don't realize they're raising someone else's kid.
gey babalar grubu oh aman tanrım
Gay dads'group.
Buradaki bölge savcımız, ihmalkâr babalardan çok hoşlanmaz.
You know, our D.A., he doesn't take very kindly to deadbeat dads.
Bütün CIA babaları bunu yapıyordu.
All the CIA dads were doing it.
Pekala, oğlanlar ve kızlar, anneler ve babalar, suç mahalli giderek soğuyor.
All right, boys and girls, moms and dads, this crime scene is getting cold.
Benim iki babam var.
I have two dads.
İki baba.
Two dads.
senin hayatın olmadığında, doğru şeyi yap demek çok kolay alet - doğru - evet, Steven gibi şey, onun sonunda Hyde gibi olmasını istemiyorum
Why put yourself out for some kid, children grow up without dads all the time
- Evet, babalar insanı zorlar.
- Yeah, dads can be tough.