English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ D ] / Daima

Daima translate English

13,546 parallel translation
"Semper paratus" Daima hazır.
Semper paratus, always ready.
Daima içgüdüsel olarak fark edilen bir sözdü.
It was a promise always perceived intuitively.
Onun aklı daima...
His mind is always...
Daima yok olmak üzeredir.
That it's always on the verge of extinction.
Yani gözlerimizi daima açık tutmalıyız.
So, we all need to keep our eyes peeled at all times.
Bir kadın, özellikle de savaş zamanlarında daima iyi görünmeli, değil mi?
Well, a woman should always look her best, especially at wartime, don't you agree?
Yani, böbürlenmeyi pek sevmem, ama adamlarıma daima örnek olmuşumdur.
Well, I'm not one to blow my own trumpet, but I lead by example.
Kızlar daima iyi görünmelidir.
Well, a girl has to look her best.
Senin gibiler daima ihanete eğimli olmuştur.
Your class has always had a talent for treachery.
Seni daima seveceğim, Nathalie.
I'll always love you, Nathalie.
Reva, daima.
Reva always.
Daima ileri.
Always forward.
Daima.
Always.
İleri, daima.
Forward... always.
Daima ileri.
Always... forward.
Daima ileri Babalık.
Always forward, Pop.
İleri daima.
Forward... always.
- Daima.
- Always.
Daima sözümü tutarım.
I always come correct.
Kişiliğime yapılan bu haksız saldırılara rağmen ne istediğimi daima açık şekilde dile getirmeye çalışırım ama aynısını senin için söyleyemem Thembi.
Despite these unwarranted attacks on my character, I have always tried to make clear what I want... which I can't say for you, Thembi.
Bu yüzden insanlar bize daima ihtiyaç duyacak.
And that is why people will always need us.
Ama o daima Carl'ı daha çok sevdi.
But he always loved Carl more.
Meclis Üyesi Dillard beni daima şaşırtıyor.
Councilwoman Dillard never ceases to amaze me.
Ama annem daima onu sevdi ve bana babamdan bir hatıra vermek istedi.
But she, oh... Oh, she still loved him... and... well, she wanted me to have something of my father's.
Daima.
Forever.
"Daima."
"Always."
Harlem'in Cenneti'ni daima varsıl tutacak parası vardı.
He had enough money to keep Harlem's Paradise flush.
Ve benim ona olan sevgim ölü bir fahişenin ses kaydına daima ağır basar.
And I would test that love against the recorded voice of a dead whore any day.
"Ona merdivenin ilk basamağına kadar daima eşlik ederdi."
" She always accompanied him to the first step of the stairs.
Sanki ay gibiydi. Sakin, rahat ve daima orada.
He was like the moon... cool, calm, and always there.
Evet dostum çünkü bu benim hayatımın hikayesi daima en iyisini denemek, anlıyor musunuz?
Yeah, man,'cause that's the story of my life... is I always, I always try my best, you know?
Buraya daima bu aletlerin onların olduğunu iddia eden adamlar geliyor.
Yeah, I got guys coming in here all the time, claiming stuff is theirs.
İhtiyar Bill daima iyi bir dinleyiciydi.
Old Bill here was always a good listener.
Daima bir centilmensin.
Always a gentlemen.
Neticede bugün burada ne olursa olsun, sen daima onun senin yerine beni seçtiğini biliyor olacaksın.
Well no matter what happens today, you'll always know that she chose me over you.
Seni daima iyi hatırlayacağım.
I'll remember you well.
Daima aklımdaydın.
I ain't ever stopped thinking about you.
Ancak, daima demiryoluna sadık kaldın... -... ve bunu almanı istiyorum.
However, you... you have been loyal to the railroad and I would like you to have this.
Bana daima iyi davrandın.
You're always nice to me.
Her şeyi daha da beter yaptığı halde neden balık daima olta iğnesinde çırpınır?
You know why fish always pull against the hook, even though it makes things worse?
Daima çalar.
It always does.
Daima müteşekkir olacağım.
I'll always be thankful for that.
Evet daima.
Yeah, always.
- Daima da öyle olacak farkındayım.
And I know there always will be.
Kardeşimi daima seveceğim.
I will always love my brother.
Daima birlikte olduk.
We've always been together.
Daima birlikte olacağız.
We'll always be together.
Şimdi ve daima mı?
_ _
Ama ben bir Stark'ım ve daima Stark olacağım.
But I am a Stark. I will always be a Stark.
Şimdi ve daima.
Now and always.
Memleketimdeki mağarada annemin rüyaları bunu yapardı ve kâğıt daima sabaha kadar kendini açmış olurdu.
Back home in the cave, my mother's dreams did this, and the paper always unfolded itself by morning.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]