Dash translate English
2,168 parallel translation
Dash, bunun kayda geçmesini istemiyorum.
Dash, I really do not want to be recorded.
- "Dash Board" koreografisine çalışalım.
Let's just spend some time working on choreography for "Dash Board."
Önümüzdeki 3 saat boyunca "Dash Board" parçasının koreografisi öğreneceğiz.
All we're doing for the next three hours is learning choreography for "Dash Board."
Arabamda seni koruyacak bir kamera yok bu yüzden anayasayla oynamayı kes.
There's no Dash Cam in the cruiser to protect you so you can toy with the Constitution.
Ekranın arkasındaki deliğe yerleştir onu ve böylece teslimat adresine ulaşıyım.
Put it in the port on the back of the dash screen so I can access the drop-off address.
Arabanın ekranına kronometre koyar mısın?
Thank you, Carla. Can you run a timer on the dash screen?
2 senedir Londradaydin... ama bir kez bile benim için buraya gelmedin ama o kızı için buraya kadar geldin!
You were in London fortwo years... Butnot oncedid you visitmeherein Paris. And you made a dash forthegirl!
Ya da teftişlerini yapmadan evvel geri adım atar, gereğini yaparsın.
Or you could just dash back and take care of things before they make their inspection.
- Parayı vermeden tüyecekmiş.
- He wants to dine and dash.
Dash, Becks.
Hey, Dash, Becks.
Büyük bir latte, ekstra shot, ve bir tutam tarçın?
Grande skinny latte, extra shot, and a dash of cinnamon?
Hemen çıkarsa hayatta kalabilir.
She makes a dash for it now, she might survive.
Botoks yaptırdım. Kırışıklıklarımı kapattırdım. Saçlarımı yaptırdım.
Well, I also had a dash of botulism, a few squirts of collagen, a handful of lowlights, and a gelicure, but primarily it's the divorce.
Birden korktu ve beni itip merdivenlere doğru koşmaya başladı.
Well, she was startled and shoved me over and made a dash for the stairwell.
- Devam et, şuradaki kırmızı tuşa bas.
Go ahead. It's the red button on the dash.
Eh be Lavon, bugün Didi'yi yanardağ, bir kase yulafla ve Dash'in papağanının turşusu ile kıyaslamanı gördüm.
Okay, Lavon, so far today I have heard you compare Didi to a volcano, a bowl of grits, and Dash's pet cockatoo Pickles.
Bay Sunberg, Blawker'dan Dash Dewitt.
Mr. Sunberg, Dash Dewitt for the Blawker,
Birlikte "The Odd Couple" yaptık Dash.
We did The Odd Couple together, Dash,
Bu gerçekten seni ilgilendirmez, Dash.
Uh, that's really none of your business, Dash
Bak Dash, uzaylılarla konuşmuyorum, onlar benimle konuşuyor!
Look, Dash, I am not talking to the aliens. They are talking to me!
Bu gece çok şık görünüyorsun Dash.
CK : Dash, you are looking mighty dapper tonight.
Evet, teşekkürler Dash.
Yeah. Thank you, Dash.
- Evet. Dash hiçbir zaman anlayışlı biri olamayacak. # Mona Lisa'daki gülücüksün. #
Dash has never been one for understatement, so... ♪ You're the smile on the Mona Lisa ♪
Debbie Jean Fordham larenjit * olmuş, ve Dash DeWitt'in bağış gösterisi,
Debbie Jean Fordham got laryngitis and can't perform on Dash DeWitt's charity revue,
Hala Dash'ın beni buna ikna etmesine inanamıyorum.
I can't believe I let Dash convince me to sign up for this.
Dash, her zaman sıkıntıya neden olur.
Dash, no he is always causing trouble.
Çünkü bugün, ve de yarın Dash'ın gösterisinde ondan özür dileyeceğim.
Because all today and all tomorrow, during Dash's revue, I'm going to apologize.
Sanıyorum, Dash'ın yarınki gösterisinin provasındayız ve bizim de "Ben Korsan Kralı'yım" ı söylememiz gerekiyor.
I believe that we are at rehearsal for Dash's revue, and we are scheduled to sing "I Am the Pirate King."
Lemon, George, hadi, sıra sizde.
DASH : Lemon, George, come on, you're up.
Teşekkürler, Dash.
Wha...? Thank you, Dash.
Bu gece Dash'ın gösterisinde olman gerekmiyor mu senin?
Aren't you supposed to be in Dash's revue tonight?
Hemen dönerim.
I'll be right back! DASH :
Ellerini direksiyona koy!
Hands on the dash. Hands on the wheel.
Licinia'ya yaptığım gibi kafanı taşlara geçireceğim.
I will dash your head against the stones as I did Licinia...
Günün doğuşu umutlarımın yerine gelmesini engelleyeceğinden korkuyorum.
I fear the rising sun would dash hopes of it being met.
Kapatmalıyım şimdi.
I've- - I've got to dash.
Ve sonra muhtemelen bir yabancı ya da Craig ya da Craig onu inşaat alanına götürdü ona hızla çarpacak kadar aniden durdu.
Or Craig... Or Craig drove her to the construction site, stopping suddenly enough to send her into the dash.
Hadi gidelim!
Let's go! Dine and dash.
Uh, biraz ba...
Ooh, did you put a dash of...
Olumsuz, White Plains. Bahsettiğiniz Dash-8 dair.. ... bir görüntü algılanmadı.
No visual of the dash-8 in question.
5 mil ötede bir dash-8'e dair..
5 miles for a dash-8.
Kalkış yapan 2 tane dash-8'imiz vardı ancak iletişimi kaybettik.
We had 2 dash-8 take off. but lost contact with them, over.
İşten eski kırığı ve eski düzüştüğü.
Well, ex dash colleague and ex dash fuckbuddy.
100 metre koşusunda yarı yola kadar başı çeken atleti...
There is a guy running 100 meter dash, leading up to halfway.
Buradan ayrılmama... Şunu çek lütfen. Pens.
I can't just dash off to... retract that, please.
Tire, "JH".
Dash, JH.
Demek istediğim, hepimiz öleceğiz, ve hepimiz üzerinde "tire" olan bir mezar taşına sahip olacağız- - "1942 tire 2016,"
My point is, we're all gonna die, and we're all gonna have a gravestone with a dash on it- - "1942 dash 2016,"
"1963 tire 2038" - - ve bu tire hayatınızı simgeler, ve emin olduğum şey şu ki şuradaki 4 insan, yani ailem sayesinde...
- And that dash represents your life, and the thing I know for sure is,'cause of these four people right here, my family...
Deri koltuklar, ceviz kaplama.
You've got the leather seats and the walnut dash.
Dash?
Dash?
Saçmalık!
About turn! Dash it!