Dashboard translate English
310 parallel translation
Ellerini arabanın göğsüne koy.
Put your hands on the dashboard.
Şu ön paneldeki saatte asla doğru zamanı göstermez.
Those dashboard clocks never do keep time.
En çok ön paneli beğendim.
The dashboard is what I like the most.
Gösterge buradaki kumanda tablosunda.
Reception on the dashboard here.
Arabamın ön camında sallanır
Sitting on the dashboard of my car
Yok, yemedim. Torpido gözüne bir bakar mısınız? Bakın, lütfen.
Really, just look and see what's under the dashboard.
Gösterge saati 12 : 18'e ayarlanmış.
Dashboard clock set back to 12 : 18.
Üstelik ön koltukta da bir kadın var. Torpidonun altına saklanmaya çalışan Lucy.
Not to mention I got a woman, Lucy, in the front seat hiding herself... underneath the dashboard.
Kaputtan duman çıkmaya ve gösterge tablosu yanmaya başladı.
The hood started to pour smoke, the dashboard started flashing.
Gösterge tablosundaki küçük tutamağın farkındamısın?
And have you noticed the little handles on the dashboard
Gösterge tablosuna kadar tam olarak biliyordum, ve aniden orada. Galeride beni bekliyor ve bana bir şey söylemeye çalışıyor.
I knew it exactly, right down to the dashboard, and suddenly, there it is, standing in the showroom, waiting for me trying to tell me something.
Direksiyonu yaldızlı, her yanı fiyakalı
A palomino dashboard and dual-muffler twins
Bu köşeye doğru. Şu eski büyük şeyi çamurluğa karşı koyun.
The corner and put that big ol'thing up against the dashboard.
Anahtarlar üstünde, hadi yola çıkın!
The keys are on the dashboard.
Anahtarları üstünde bırakın.
Leave the keys on the dashboard.
Biri gösterge tablomun üstüne sıçmış.
One of them took a shit on my dashboard.
Anladığıma göre faillerden biri gösterge tablosuna sıçmış.
I understand one of the perpetrators defecated on the dashboard.
- Araba süsü için ölçü alması gerekiyormuş.
- He said he had to measure me for a new dashboard ornament.
Sana arkadaşlık etmesi için bir konsolun var ya.
You've got your dashboard to keep you company.
Bana Mahoney'i ver, ayaklarını da kontrol panelinden çek.
Get me Mahoney, and get your feet off the dashboard!
Dikiz aynası süsü mü?
Dashboard dice?
Dikiz aynası mı?
Dashboard?
Aramızdan ayrılan merhum için bir kaç söylemek istiyorum.
Anyway, there it is. Oh, gee, you tore up my dashboard.
Bella Marcie ve benim için bir köpekten daha fazla bir şeydi.
Yeah, but look where the dashboard used to be. Oh, a radio!
Arabanın ön konsolunu dağıtmışsın iyice, sağ ol.
Oh, gee, you tore up my dashboard.
Evet, ama önceden ön konsol olan yere dikkatli bak işte.
Thanks. Yeah, but look where the dashboard used to be.
Ayrıca bu, torpidonun altındaki kanı açıklamaz.
Besides, it doesn't explain the blood under the dashboard.
Bizim torpidomuzun altındaki serpintiyle tamamen aynı şekilde.
It's exactly the same as the spray under our dashboard.
Atardamardan fışkırdığı iddia edilen torpidonun altındaki serpinti izi. Aynı izi 11 benzer model Torana'da bulduk.
As for the spray pattern found under the dashboard, the "arterial spray", we've discovered the same pattern in 11 other similar model Toranas.
Kitap gösterge panosunun üstünde.
Don't worry. The book is on Biff's dashboard.
Kontrol panelinin üzeri pirinç topaklarıyla doldu.
Rice pellets all over my dashboard.
Paneldeki yeni gösterge bize kazan sıcaklığını gösterecek.
Marty, the new gauge on the dashboard will tell us the boiler temperature.
- Eller torpidonun üstüne.
- Hands on the dashboard.
- Araba panellerine takılır.
- It hangs on the dashboard.
Birçoğu torpidonun altına koyuyor.
A lot put it under their dashboard.
Ve bir otomobil süsü.
And a dashboard icon.
Kökle şu freni o zaman da kafam cama yapışsın.
? Slam on your breaks, smash bang, the Fuckin'dashboard!
İngilizler elektrik sistemini adam gibi kurmaktansa gösterge paneline tahta yapıştırmakla uğraşır.
You see, you have a Lucas type four generator on a 12-volt system, and you know the British. They'd rather spend time gluing wood on a dashboard than getting the electrical system right.
Arabanın göstergelerinin neresinin hasarlı olduğunu tam olarak söyleyebilir misiniz?
Can you describe to me exactly how the dashboard read-out was damaged?
357'lik bu koltuğu, kızını ve konsolu delip geçer.
Tha ll go through the seat, her, the dashboard...
Gösterge tablosunu heryeri buz tutmuş
There's ice all over the dashboard.
Seyirciler havalanıp kontrol paneline çarpışını görebilir.
So the audience can see'em get all cut up and crushed on the dashboard.
Bu, kontrol panelindeki ruj izini açıklamıyor.
That doesn't explain the lipstick on the dashboard.
Kontrol panelinde fanı olan Studebaker alırım.
I could buy a brand-new Studebaker with a fan on the dashboard.
Gösterge panelini okumaya çalışıyorum.
I'm just trying to get a reading on my dashboard compass.
Ellerini panelin üzerine koy.
Put your hands on the dashboard.
Kontrol panelindeki pirzola parçaları için üzgünüm.
Sorry about the rib chunks all over your dashboard.
Gösterge panosunda bir sürü ışık vardı... hiç birini anlamıyordum.
The dashboard was full of esoteric lights and dials and meters... that I would never understand.
Torpido gözüne bir kiraz esansı koyarlar ve kirazlı vücut kokusu olur.
Not only they put that cherry puppet stuff on the dashboard so you get a cherry BO.
Torpido gözünün üstünde.
On top of the dashboard.
Pekala, radyoyu kim yerinden söktü?
All right, who ripped the radio out of the dashboard?