Dasın translate English
1,389 parallel translation
Bütün gece dışarıdasın, gündüzleri uyuyorsun.
You stay out all night, sleep all day.
WBCW'dasınız.
It's WBCW.
Bora Bora'dasın ve bir de Kurtz oldun.
Bora Bora, where apparently you've gone Kurtz.
Bir Leviathan'dasın.
On a Leviathan.
Bayan Bing, sizde 25K dasınız.
Mrs. Bing, you'll be in 25K.
Çok uzun zamandır Amerika'dasın.
You've been in the US quite some time.
Bu anın en iyi an olduğunun eminim ki siz de farkıdasınızdır.
surely that is to á \ Neste is the perfect time
Peki neden Oz'dasın Jim Burns?
And why are you in Oz, Jim Burns?
Ve gece geç saatte dışarıdasın, o yatsın da, eve gittiğindeki rahatsız edici sessizlikten sakın diye.
And you're out late, waiting for him to go to bed so you can avoid the uncomfortable silence when you get home.
- Niye dışarıdasın?
- Why are you out here?
- En azından artık nüfusunuzdaki.. .. hızlı büyümenin gezegenin varlığını sürdürmesinde olumsuz etkili olduğunun farkıdasın.
- I thought you'd at least considered it,..... given the rapid growth of your population, the viability of the planet...
Eee, sen neden Avrupa'dasın?
So, um, why are you in Europe?
Kaçıncı şarkıdasın?
Which track?
Amerika'dasın.
You're in America, speak English.
Gecenin bir yarısı dışarıdasın ha?
Sneaking away in the middle of the night? .
Ne kadar zamandır dışarıdasın?
How long have you been out now?
Bu saatte neden dışarıdasın?
Why are you out this late?
Ve sen 99'dasın!
And you get a 99.
- Ne zamandır Afrika'dasın?
- How long have you been in Africa?
Çünkü siz aşağıdasınız ben yukarıdayım. Gel buraya!
-'Cause you're down there, and I'm up here.
Ajan Doggett 2 yıldır X-Files'dasınız.
Agent Doggett... you've been on the X-Files for two years.
Artık Verona'dasınız, Güzel Verona da
You're in Verona Beautiful Verona
Ama Verona'dasınız, Güzel Verona da
You're in Verona Beautiful Verona
Delko, 45 dakikadan beri aşağıdasın.
Delko, you've been down there for45 minutes.
İnsan doğumunun zor olduğunu düşünürdüm. Siz Denhobullar tek hücreli organizmalara benzer bir yapıdasınız.
You Denobulans make us look like single-cell organisms.
Pekala kızlar, dışarıdasınız, kurabiye satıyorsunuz biri yanınıza yaklaşıyor. Ne söylersiniz?
So, girls, you're out there, you're selling cookies, someone approaches you- - what do you say?
Ama 6 ay geçti ve sen Arizona'dasın.
But now it's six months later and you're in Arizona.
Rory ile sürekli dışarıdasın.
That was close.
Herhalde 36 yıldır Oz'dasın.
You been in Oz, like, 36 years.
Robson, bunca zamandır Oz'dasın ve şimdi yemek eleştirmeni olmaya mı karar verdin?
Robson, you been in Oz all this time and now you want to be a food critic?
Dışarıdasın!
You are out!
Talon'dasın sanıyordum.
I thought you were at the Talon.
Hala Monaco'dasın sanıyordum.
I thought you were still in Monaco.
Virtuacorp'dasınız yeni bir rüya terapisi deneyindesiniz kâbuslarınızın anlamını çözmek için.
You're at Virtuacorp... part of a new dream therapy experiment... to address your nightmares.
O zaman neden Portland'dasın?
Then why are you in Portland?
Ne zamandır dışarıdasın?
How long you been home?
Ne kadardır Avustralya " dasın? .
How long you been in Australia?
Çünkü sen Cleveland'dasın.
Cos you're in Cleveland.
Londra'dasın ve bir anda beni aradın.
So, you're in London, and you called me out of the blue.
Ne kadardır Polonya'dasın?
How long you been in Poland for?
Eee, ne zamandan beri Florida'dasın?
So, how long you been in South Florida?
"The Dottie Robertson Show" dasın.
You're on "The Dottie Robertson Show."
Manhattan'dasın.
You're in Manhattan.
Telegraph'dasınız canım.
You're nude in Th4 T4l4graph, dear.
Vizesiz olarak Shanghai'dasınız.
You're in Shanghai without cover.
- Yani aşağıdasın?
- So, you're down?
- Bekle, sen de Suwon'dasın değil mi?
- Wait, you're from Suwon, right?
Kiminle toplantıdasın?
You're on a meeting with whom?
30'dasın ve hala harçlık mı alıyorsun?
You're thirty and you still get allowance?
- Şu anda, Essauira'dasınız.
You're in Essaouira.
Haziran'da Roma'dasın, Temmuz'da...
July, Washington.