Deadwood translate English
154 parallel translation
Deadwood civarında bir yerlere.
Oh, up around Deadwood someplace.
Oh sanırım Deadwood civarında bir yerlere.
- Oh, up around Deadwood someplace, I guess.
Deadwood'dan geçecek.
- He's coming up through Deadwood.
Burası Deadwood.
That's Deadwood.
Deadwood'da görüşürüz.
I'll see ya in Deadwood.
Deadwood'da bugüne dek gördüğüm en büyük külçe.
The biggest nugget I seen in Deadwood yet.
Dave, Deadwood'da bugüne dek gördüğüm en büyük yalancı sensin.
Dave, the biggest liar I've seen in Deadwood yet is you.
Ellerinizi silahlarınızdan uzak tutun... tabii Deadwood'da bir yerine beş tane ucuz cenaze töreni istemiyorsanız.
Keep your hands away from your guns unless you want... five cheap funerals in Deadwood instead of one.
İyi araziyi kurumuş ağaçla heba edemezsin.
You can't waste good land with deadwood.
Deadwood'dan Denver'a her yerde tanınıyorsun.
You left your mark around in Deadwood, Denver and places.
Deadwood'da işler nasıl gidiyor, Bay Kumarbaz?
How are things in Deadwood, Mr. Gambler?
Babam işe yaramayanları sevmez.
Dad despises deadwood. - Sure.
- Sanırsın ki burası Deadwood.
- You'd think it was Deadwood.
Burası Deadwood veya Tombstone değil.
This is not Deadwood or Tombstone.
Deadwood posta arabası!
The Deadwood stage!
Deadwood'a en iyi eğlenceyi getirmeye çalışan... Altın Jartiyer'in politikasına uygun olarak... neye mal olursa olsun... New York'un en çok alkışlanan sevgili yıldızını...
In keeping with the policy of the Golden Garter which strives to bring to Deadwood the best in entertainment regardless of the expense it is my great pleasure to present to you now that lovely star, that toast of New York, Miss Frances Fryer!
Burası Deadwood kasabasındaki en büyük altın madeni.
This joint's the biggest goldmine in Deadwood.
Deadwood City'den buraya sizi görmeye ve yanımda götürmeye geldim.
I came from Deadwood City to see you and talk you into going back with me.
Tüm Deadwood City halkının bundan başka bir görüşü yok.
In the opinion of Deadwood City, there ain't no other opinion.
Deadwood'da şarkı söylemeniz için sizi tutmak istiyorum.
I'd like to hire you to come and sing in Deadwood.
Deadwood City, Şikago'ya benzemez... ve Altın Jartiyer bunun kadar büyük bir tiyatro değildir... fakat onlar sizi mutlaka istiyorlar ve sizi götüreceğime söz verdim.
Deadwood City ain't no Chicago and the Golden Garter ain't no grand theater like this one but they want you mighty bad, and I promised them you'd come.
Onlara, "Bayan Adams çok üzgün, ama Avrupa'ya gidecek" deyin.
Tell Deadwood, Miss Adams is sorry, but she's going to Europe.
Bunu Deadwood'daki gösteriden sonraya erteleyemez misiniz?
Couldn't you put that off until after you played Deadwood?
Deadwood'da bundan başka resmim yok mu?
Is this the only picture they have of me in Deadwood?
Deadwood nerede?
Where is Deadwood?
Ona bir Deadwood karşılaması yapalım.
Let's give her a real Deadwood welcome.
Hepiniz Deadwood'a bir şeyler aramaya geldiniz... hiçbir yerde bulamadığınız bir şeyi.
You all came here to Deadwood looking for something you couldn't find anywhere else.
Deadwood'un ithal şarkıcıya ihtiyacı yok. Biz kendi yağımızla kavruluruz.
Deadwood doesn't need no imported actress.
Deadwood böylesine güzel bir kasaba.
Deadwood is that kind of a nice town.
" Deadwood'a Adelaid Adams'ın gelmiş olduğunu farz edin.
"'Pretend it was Adelaid Adams who came to Deadwood.
O Deadwood'daki en gerçek kişiydi.
She was the most real person in Deadwood.
Pekala, şimdi nereye gidiyoruz, Şikago'ya mı yoksa Deadwood'a mı?
Well, where are we heading, Chicago or back to Deadwood?
Deadwood'a Calam.
Deadwood, Calam.
Ya Dodge City'deki, Cheyenne'deki, onlar da kuruntu muydu?
WAS I IMAGINING THINGS IN DODGE CITY, DEADWOOD, CHEYENNE, WAS I?
Kardesin Morgan geçen yiI... beni Deadwood'dan sürüp 10.000 dolarima el koydu.
Your brother Morgan ran me out of Deadwood last year and impounded $ 10,000 of my money.
Benim Deadwood'da bir ailem var.
I got a family going in Deadwood.
Bütün kuru odunları toplayın!
Gather all the deadwood!
Tüm kuru odunları!
All the deadwood!
Bu insanların yılda iki defa, kuru odun almaya hakları var. Bir dal daha keserlerse asılırlar.
These people are entitled to two measures of deadwood a year, one branch more and they hang.
Cheyenne, Deadwood, hepsi gitti.
Cheyenne, Deadwood, all gone.
İşe yaramaz olanlardan kurtuldular neticede.
They got through the deadwood.
Deadwood'da bir ayin esnasında...
At a church service in Deadwood
Deadwood faytonundaki kovboylar, sakin olun..
Wranglers on the Deadwood coach easy there.
Dev ölü ağaç, alaçam.
The giant deadwood, the spruce,
Sizi de, Deadwood Dick'i de, Yerlileri de çok iyi tanıyorum.
I know all about you and Deadwood Dick and the Indians.
Deadwood olabilir.
Deadwood, maybe.
Deadwood'da güzel günler geçirmiştim.
Had me some good times in Deadwood once.
Sen Deadwood'un yüz karasısın Jane Burke.
You're a disgrace to Deadwood, Jane Burke.
- Ya Deadwood Dick?
- Deadwood Dick?
- Ha, Deadwood Dick mi?
- Oh, Deadwood Dick.
Deadwood defnetti, karısı değil.
Deadwood did it, not that widow of his.