Deano translate English
60 parallel translation
Sorup durduğun soruyu yanıtlarsam... sana büyük adamın ismini verirsem... bana "güle güle Deano" derler.
They wait till he gets to the killing zone between three rifles. Kennedy makes the turn from Houston onto Elm. Slowing down to some 11 miles an hour.
Görüşürüz Deano.
See you, Deano.
- Deano, Deano.
Dean-o, Dean-o, Dean-o.
Parmak izlerim odada olabilir. Çünkü orası Deano'nun odasıydı.
My prints are in that room because it was Deano's room.
Deano beni ispiyonladı mı? Hayır.
Deano rat me?
- Deano'cuğumuz beşte kalkıyor.
- Our Deano's up at 5 : 00.
- Deano. - Evet.
- Deano?
- Değil mi Deano?
- Right, Deano?
Buddy, Dean, Deano...
Buddy, Dean, Deano...
Selam, Dean-o.
Hi, Deano.
Deano, bir Motorola Aksesuar Takımı, s'il vous plait.
Deano, a Motorola Accessory Pack, s'il vous plait
Deano!
Deano!
Deano, her şey yolunda.
Deano, it's all right.
Bak, yanına Deano'yu da alıp yola çıkın ve yardım getirin.
Look, you take Deano up to the road and get help.
Val ve Deano gittikten sonra evi terk eden başka kim vardı?
After Val and Deano left who was the only other one to leave the house?
Önce Val, sonra Deano daha sonra da biz.
First Val, then Deano, then us.
- Deano çok yakında geri dönecektir.
- Deano will be back soon.
Deano, zavallı bir çingene kızı arabasının altında sürükledi.
And, Deano, he dragged a poor Gypsy girl down a lane with a car.
- Faka bastık, Deano.
She busted us, Deano.
Deano, Gary'e iki numaradan biraz gösteri misin?
Deano, give Gary a little taste of door number two, would you?
- Deano?
- Deano?
Deano, bekle.
Hey, uh... hey Deano, wait up.
Deano, bana iyi haberler ver.
Deano, give me some good news.
Tanrım, Deano, Tanrı aşkına iki motorcu adamdan bahsediyoruz.
Jesus, Deano, for the love of God, we're talking about two guys on motorcycles here.
Beni dikkatlice dinle, Deano.
Listen to me carefully on this, Deano.
Beni hayal kırıklığına uğratma, Deano.
Don't disappoint me on this, Deano.
- İçerde
Deano, where's the bend up papers live? Over there!
Demek onu sen durdurdun çok iyi 2.gününde hem de
You stopped Steadman from cutting Deano a second arsehole You did good, mate.
Tamam siz ikiniz iyi iş çıkardınız
Put your head up, Deano! I'm getting too fucking old for this shit. Rumpole, Rumpole, I want my meds, get me my meds, Rumpole, please!
Bırak onu bırak
- Let it go boy, Deano, you can have... - Sam, it's been a pleasure!
İyi geceler
Heave a good night, Deano. You're getting a boring cunt, you know that!
Sadece burda olman bile yeterli
- Ah, cheers, Deano. - Enjoy, yeah! See ya later, mate.
Hayır kesinlikle beklediğim bu değil
That's my workmate, Deano. Truman's been banged up for years.
Yıllardır Truman ordaydı - Jason ya da Truman değil ki olay
Well, fucking Deano, Truman, you, Jason, whoever.
Bak çok önemli Ciddiyim
- It's Deano. - You what? I'm fucking serious.
Kahretsin.. diğerleri içerde ve onları öldürecekler
Deano and Truman have got Curtis'grass. That's what this is all about. They're gonna fucking kill him.
Sonra da onunla bağlantı kurdum Başka yapacak bişey yoktu
I'll sing like a fucking canary about Deano and his whole network if I get a lesser sentence for Bear.
Tamam, Deano kardeşim.
All right, Deano lad.
Deano, adamım.
Deano, man.
Deano ile buluşup, İrlanda biletlerini alacağım.
I'm gonna go meet Deano, get the tickets for Ireland.
Deano mu?
Deano?
Oyun başladı, Deano.
Game on, Deano.
O gün, Ordu İstihbaratından bazı adamlar Dallas'taymış. Kim neden oradaydı bilmiyorum. Ama Başkanı korumuyorlardı.
If I answer that question you keep asking if I give you the name of the big enchilada then it's bon voyage, Deano.
Deano, hadi.
Deano, come on. Chop-chop!
Dana, nasılsın kardeşim?
Deano, what's going on, brother? What happened?
Dikkat et!
Deano!
Aman ne güzel
Ah, I love you, Deano.
Naber abi?
Deano, you all right? Yeah, I'm fine.
Tamam çekil hadi
All right, Deano, back off, back off.
Çok önemi yok aslında
You know what, Deano, I think I'm going to give it a swerve. Don't be ridiculous, what you talking about?
- Teşekkürler Deano.
Thanks Deano.