English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ D ] / Decide

Decide translate English

16,435 parallel translation
Ne zaman bir kadın ve bir erkek bir bebek istediklerinde... Çift öpüşür ve sarılır, çok güzel duygular hisseder.
So... when a man and a woman decide they wanna make a baby, the couple kiss and hug, and there's lots of good feelings.
Bunun çıkarına olup olmayacağına sen karar vermelisin ama merkeze geliyorsun.
You have to decide if that's in your best interests, but you're coming downtown.
Kime güveneceğine karar veremiyorsun ve güvenmek senin için yeni bir şey.
You can't decide who to trust and trust is a new concept.
Işığın kimde kalacağına ben karar veriyorum değil mi?
I decide who gets the light, right?
Şey karar veremiyorum istakoz mu yoksa karides mi yesem?
Well, I just can't decide whether I want the lobster or the shrimp.
Artık Danıel Wolf ve metresının kaderını eyalet savcısı belırleyecek.
The state prosecutor will now decide the fate of Daniel Wolf and his mistress.
Bir gün kim olacağına karar vermen gerekecek.
At some point you gotta decide for yourself who you gon'be.
Grant'ın kızılderililerle aralarındaki barışı daha ne kadar sürdüreceğine karar vermesi gerekiyordu.
Grant has to decide how far he's willing to go to keep peace with the Indians.
Büyünün öğretilmesine ihtiyacım var. Böylece benim için ne olup ne olmadığına karar verebilirim.
I need to be taught magic so that I can decide what it is or isn't... for me.
Eğer mastektomi gibi atılgan bir şey yapmaya ihtiyacın olduğuna karar verirsen okuduğum kadarıyla birçok kadın bu gibi ameliyatlardan sonra depresyona giriyormuş.
Well, if... if you decide that you need to do something as aggressive as a mastectomy, from what I'm reading, after a surgery like that, a lot of women suffer from depression.
Aklın başına gelip, benden daha uzun yaşamaya karar verirsen, karavanda olacağım.
I will be in the RV when you come to your senses and decide to outlive me.
Seçimini yap.
You decide.
Ne yazık ki, buna artık mahkeme karar verecek.
Unfortunately, that's now up to a court to decide.
Topluluk kaderini belirleyecek.
A circle's gonna decide your fate.
Mercia'yla nasıl başa çıkacağımıza karar vermek için toplandık.
We are met to decide how to deal with Mercia.
Ama buna kendim karar vermeyi tercih ederim.
But I would prefer to decide that for myself.
Onu korumak veya hayatını kurtarmak arasında bir seçim yapmak zorunda kalabilirsin.
You may have to decide between protecting your girl or saving your own life.
Her şeye karar vermek ister.
He wants to decide everything.
Kızının hayatına karşılık kararını ver.
Now, decide in return for your daughter's life.
Dokuz dakikamız kaldı.
Nine minutes to decide.
Beşinci adamın kim olduğuna ben karar veririm.
I decide who the fifth man's gonna be.
Karar vermek zamanımı aldı.
I just need time to decide.
Ateş etmek istediğime karar verdim.
I decide myself I want to get shot.
En büyük kartı çeken önce kimin ateş edeceğine karar verecek.
High card will decide who fires first.
Ne zaman bırakacağıma kendim karar veririm.
Give me the cigarette back. I will decide myself on when should I quite.
Ona sen karar veremezsiz.
You don't get to decide when you're fitting in.
Eğer evlatlık vermeye karar verirsen, ve tanımadık birisine vermek istemezsen belki Jerusha ve ben evlat edinebiliriz.
And if you do decide that adoption is the way you want to go and you feel weird about a stranger, well, maybe Jerusha and I could adopt it.
- Buna neden sen karar veriyorsun?
You can be the pickaninny. Why do you get to decide?
Parti onunla görüşmeni istiyor bu durumda bizim de aday olup olmayacağına karar vermemiz lazım.
Party's asking that you meet with him, so we gotta decide if you're really gonna run.
Eğer sen benim şef olduğuma karar verebiliyorsan, ben de seni özgür dünyanın kumandanı yapabilirim.
If you can decide I'm Chief, then you can be Commander of the Free World, as far as I'm concerned.
Eğer gitmeye karar verirsem, biz birlikte gide....
If I decide to get out of here, we're gonna get a...
- Sende durur ve kararını sonra verirsin.
You can hang onto it and decide later. Cool.
Dediğini yapıp iki yıl bekledim. Şimdi 25 yaşında olduğuma göre kiminle evleneceğimi seçebilirim. Ve büyük bir zevkle...
So, I've done what you all asked and waited two years, but now that I am 25, and free to decide for myself whom I will marry, it is with great pleasure...
Evet, buna karar vereceğiz, Bonnaire.
Yes, well, we'll decide that, Bonnaire.
Şimdi saldırı için doğru anı seçmeliyiz.
Now we must decide the right moment for our attack.
Bir türlü karar veremiyorum.
I really can't decide?
Yapacağım şeyler seni alakadar etmez.
Whatever I decide to do, it doesn't concern you.
Sonra Modern Morokko'luyla..... devam edip etmeyeceğine karar verirsin.
You can decide if you want to go Moroccan Modern with everything later on.
Bu eğer ben öyle karar verirsem olacak.
That's if I decide to do it.
Eddie ne zaman kovboy olmaya karar verdin?
Um, Eddie, when did you decide to become a cowboy?
Bunu yapmaya ne zaman karar verdin?
When did you decide to do that?
Her şeye o karar veremez.
She doesn't get to decide everything.
Biz kanıt toplarız ve halk da karar verir.
We gather the evidence and the people decide.
Kim daha önce boşalacaksa karar veren o olsun.
let's have sex, and whoever arrives first gets to decide once and for all.
Bir karar vermen gerekiyor.
You're going to have to decide.
Sen de uyuşturucu satmaya mı karar verdin?
So, you decide to deal drugs?
Bence biz ne için karar verirsek, hepimiz aynı kararı vereceğiz.
I think whatever we decide, we all decide the same thing.
Ama şu anda isminize karar verirsek çok iyi olur.
Though it would help if we could decide here and now on your name.
Bu sebeple, İHO gelişmelerini nasıl durdurabileceğimizi kararlaştırmak için hemen Washington'a dönüyorum.
And as a result, I am heading to Washington right now so that we can decide exactly how we should stop this ICO advance.
Şimdi gidip şu teröristlerle ilgili yapacaklarımıza karar verelim.
Now, let's go decide what we're gonna do about these terrorists.
Başkan'ın Ohio'daki hızlı ziyaretleri- -... bu öğleden sonra Charleston'daki kararsız seçmenlerin sorularını aldı, bu gerçekleşecek üç etkinliğin ilki- -
The president's whistle-stop tour of Ohio will... You're one of the states that will decide this! ... took questions from undecided voters in Charleston this afternoon, the first of three events...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]