Deeds translate English

- Saçmalama.

- Don't be silly, Deeds.

- Bu arada, ben Deeds.

- I'm Deeds, by the way.

Memnun oldum.

Deeds, nice to meet you.

Aspirin alın Bay Deeds.

Here are some aspirins, Mr. Deeds.

Longfellow Deeds için sıkı bir gece oldu.

It was quite a night for Longfellow Deeds.

Bazı sosyetik tipleri yumrukladıktan sonra Deeds tenisin kötü çocuğu John McEnroe'yla güçlerini birleştirdi.

After punching out some society types Deeds joined forces with the original bad boy of tennis, John McEnroe.

Merhaba, adım Deeds.

Hi, my name is Deeds.

- Olur. - Tamam.

Will do, Deeds!

Bay Deeds, ben Kevin Ward, yumrukladığınız oyun kurucu.

Hello. Mr. Deeds, this is Kevin Ward, the quarterback you punched.

Longfellow Deeds, Mandrake Falls gönüllü itfaiye reisi.

Longfellow Deeds, Mandrake Falls volunteer fire chief.

- İyi attın Deeds!

- Good throw, Deeds!

Longfellow Deeds yine iş başında.

Longfellow Deeds is at it again.

Ve bunu Deeds'e söylemesiydi.

And letting Deeds find out about it.

Longfellow Deeds tutuklandı mı?

Has Longfellow Deeds been locked up?

Longfellow Deeds, haftanın budalası.

Longfellow Deeds. Our jackass of the week.

İyi haberlerim var.

Listen, Deeds, I got some good news.

"Deeds bilgisi. Duşta buluşalım" mı?

"Deeds info, meet in shower"?

Elimde Deeds'in şehirden uzaklaşmasını sağlayacak bilgiler var.

I have information that will help you get Deeds out of town.

- Deeds'in kız arkadaşını tanıyor musun?

- You know Deeds'girlfriend?

- Sağol Deeds.

- Thanks, Deeds.

Üzgünüm Deeds.

I'm sorry, Deeds.

- Peki Deeds.

- Okay, Deeds.

Buna bayılacak.

- She gonna like that, Mr. Deeds. - Okay.

Beyler!

- Deeds! - Fellows!

Bakalım Deeds yokken ne kadar sıkıcı bir program yapmışlar.

Let's see what lame show they put on when they don't have Deeds to pick on.

Longfellow Deeds ve Pam Dawson arasında bunlar oluyor.

That's Longfellow Deeds with Pam Dawson.

- Seninle de.

- Nice meeting you, Deeds.

- Deeds'in yerini söyle.

- Just tell me where Deeds is.

Sana demiyordum Deeds.

I wasn't talking to you, Deeds.

İmdat!

Deeds! Help!

Tanrım!

Oh, God! Deeds!

Bay Cedar'a karşı koyup, şirketi kurtarabilecek tek kişi olan Longfellow Deeds oy hakkından feragat etti ve şehri terk etti.

The only man who could stand up to Mr. Cedar and save the company Longfellow Deeds, has apparently given up his voting rights and left the city.

Ben Deeds.

I'm Deeds.

Pekala çok dokunaklıydı.

Well that was very touching, Deeds.

... çok dokunaklıydı.

... that was very touching, Deeds.

Ayrıca Deeds servetini bağışladığında kendisine ait olmayan bir şeyi de verdi.

Also, when Deeds gave away his fortune, he gave away something that wasn't his.

Deeds'in bize bunları aldığına inanabiliyor musunuz?

Can you believe Deeds bought us all these?

Faaliyeti olan adamlara ihtiyacım var konuşanlara değil.

I need men of action not deeds.

Hareketler gereklidir.

Actions are deeds.

Yeteneklerim krallığı hayran bırakmıştı.

My deeds have astonished the Kingdom

Büyük ve muhteşem tanrı...

Great andmarvelousare your deeds, LordGodAlmlghty...

Onun sözleri ile hareketleri arasında çok büyük fark var.

There is vast difference between his words and deeds.

Benim sözlerim ve hareketlerim arasında fark yok.

There is difference between my words and deeds.

Eric ve Dylan'ı bowlingin yoldan çıkardığı niye düşünülmedi?

Why wasn't anyone blaming bowling for warping the minds of Eric and Dylan to commit their evil deeds?

Kelimeleri hareketlerle desteklemelisin.

You have to back them up with deeds.

- Diğer hareketler.

- Other deeds.

Fakat O Tanrı'ya hesap vereceksiniz, iyi ve kötü davranışlarınız için.

But you're going to be accountable to that God for the good deeds and the bad deeds.

Sakın unutmayın, herbiriniz yaptıklarınızdan dolayı hesaba çekileceksiniz. " O gece oradakilerin çoğu müslüman oldu.

And remember you will all be judged according to your deeds. Many became muslims that night.

Yeryüzü, bedenlerimiz ; bu emanetlere saygılı olmalıyız. Çünkü hesap günü geldiğinde Allah'ın huzurunda herşeyin hesabını vereceğiz.

The earth, our bodies, we must take care of them and we will stand before God in a coming day and answer for our deeds.

Merhaba, Deeds.

Hello. Hi, Deeds?

Ben Buddy Ward.

Deeds.