English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ D ] / Defalarca

Defalarca translate English

3,868 parallel translation
Defalarca.
- Many times.
Düzenlerken hikâyeni defalarca okudum.
I read your story over and over as I was editing.
Daha bir kapı açılırken defalarca benim fındıklara çarptı bile.
Because right now it's more like one door gets repeatedly slammed into my nuts.
- Ama defalarca çatal batırılmış.
Stabbed repeatedly with a fork.
1980'lerde Wade Burke en iyi öğrenci ödlünü kazandı ama aslında defalarca yasaları çiğnemiş ve bunun üstü kapatılmıştı.
In the 1980s, Wade Burke won student citizenship awards, but in fact had significant, repeated brushes with the law that were covered up.
Kolundaki saç lastiğinle defalarca oynadığını fark ettim.
I noticed that she repeatedly snapped a hair tie around her wrist.
Tekrar tekrar ve defalarca karımın can verişini dinledim.
I listened to my wife die over and over and over again.
Sana defalarca bana "kızım" dememeni söylemiştim.
Okay, I've asked you repeatedly not to call me "girl."
- Telefon ettin mi? - Defalarca ettim.
- You try calling?
Gerçek hikayenin yerini defalarca anlattığımız sahte hikaye mi aldı yoksa?
Or have you told the fake one so many times that it's drifted away, replaced by fiction?
Patronlara sadece senin için defalarca yalan söyleyeceğim Kevin.
I'm only going to lie to the bosses so many times for you, Kevin.
Seni defalarca aramaya çalıştım.
I tried calling you several times.
Müvekkilim sizden defalarca kendisine "Narwhal." diye hitap etmemenizi rica etti.
You know, my client has asked several times that you not refer to him as "Narwhal."
Defalarca başarısız oldu. Sonunda kendine duyduğu öfke o kadar arttı ki, onu tanıyamazdın.
He failed, over and over, till he was so filled with self-loathing you wouldn't have recognized him.
Adam defalarca dövülmüş demek.
It means he was beaten, most likely repeatedly.
Bumblebee, aramızdakilerin defalarca hizmet ettikleri birimlerde başarılı olup terfi aldıklarına şahit olduk... öncüler keşifçiler, hatta sahadaki sıhhiyeciler.
Bumblebee, we have each been witness to those among us who have risen above their station time and again... rappers, scouts, even field medics.
Kamayani seni defalarca aradım.
Kamayani, I've been trying to call you.
Sana defalarca bu Virüsü anlattım ama sen hiç dinlemedin.
I tried explaining it to you, but you could never understand this virus.
Noah'a kapıyı kapatmasını söylemek için defalarca seslendim.
I called several times to tell Noah to close it.
- Defalarca.
Repeatedly.
Bana saniyeler gibi gelen şey sana radyoda aynı şarkıyı defalarca dinlemek gibi geldi.
You know, what seemed like seconds for me was like six months of the same song on barn radio for you.
Defalarca kez Tanrı, kulağıma bir söz söyledi. Moab.
Over and over, the Lord has spoken one word in my ear, Moab.
Evet onu defalarca kere uyuşturucudan tutukladım.
Yeah, I've busted him a million times for drugs.
Senin şu Rus'un ait olduğu ve Martinle defalarca bağlantıya geçen Aynı grup
The same group that your Russian source belongs to and that has been linked to Martin several times in the past.
Sana defalarca söyledim.
I've told you many times.
Charlote Joubert diye biri defalarca aramış.
_ _
Defalarca uyuttum ama bu sefer yapamıyorum.
I've done it plenty of times, but this time I can't.
Erika otelde olduğu sürece bu I.P. adresine defalarca girilmiş.
The server IP was accessed multiple times a night nearly every night Erika was at the hotel.
Et defalarca yarılmış.
Flesh has been ripped over and over.
Knockout'tan üsse, defalarca söylediğim gibi sizden ışınlanma köprüsü talep ediyorum.
Knockout to base, requesting groundbridge for the umpteenth time.
Şimdiye dek bu sahneyi defalarca, defalarca görmüştüm. Her zaman gözümün önündeydi.
I'd seen this before... so very many times. but...
Defalarca.
Repeatedly.
Bu defalarca kusmaktan mı?
Is that from repeated vomiting?
Özellikle de suratını ağaca çarparken. Defalarca.
I'm not the forgiving sort, particularly when said face meets this branch, repeatedly.
Aynı şeyi defalarca yaşadık ve çok denedik.
You are not responsible for any of this. Okay?
Sana defalarca kez söyledim. Er geç arkadaşların sana ihanet edecek. Yoksa ona ihanet etmek için mi arkadaşı oldun?
Even though I told you so many times that you would only get betrayed if you made friends. did you make friends so you could betray them?
Defalarca kez söylediğim gibi yenemeyeceğin düşmanla dövüşme.
So many times... I've told you so many times. Not to fight an opponent you can't beat.
"Bu benim en kötü günüm hatta kendi kendime defalarca söz verdim..."
"I've promised to myself many times that even in my worst days..."
Her çarşamba mah-jongg oynadığım Joan diye bir arkadaşım var. Annesi defalarca elektroşok gördü.
My friend Joan- - we play mah-jongg every Wednesday- - her mother's had electroshock, many times.
Beni defalarca ölmeye çalışan Katherine'in koruyucusu yapmışsın.
You've got him playing white knight to Katherine, who's tried to kill me... Repeatedly.
Bu sistem beni, hatta bizi defalarca hayal kırıklığına uğrattı.
It's failed me--all of us- - too many times.
Defalarca sizlere takviye gönderilmesini istedik ama...
We kept volunteering to help supply you guys, but...
Bu konuda defalarca konuştuk.
We've talked about it so many times.
Sizi uykunuzda defalarca öldürdüm.
I must have killed the three of you a dozen times when you slept.
Camii, defalarca kez, yıkılıp tekrar yapıldı.
This monastery's been destroyed and rebuilt at least a dozen times.
Sürekli, defalarca olanları düşünüyorum ve, şey...
I've been going over it and over it in my mind, and, uh...
Doğru yöne gittiğimi sanıyordum meğerse defalarca kez yanlış yöne gitmişim.
I thought I was going in the right direction but I was actually going in the wrong direction, several times.
Defalarca reddedildim ve tüm çabalarım boşa gitmişti.
Dozens of rejections, and my efforts went to waste
Dönüştü ve bize saldırdı biz de onu defalarca vurduk.
And then she turned and she kept coming at us so, we shot her a bunch of times.
Defalarca kez jakuzide dikkatli olmasını söyledim.
I told her so many times to be careful in the hot tub.
- O da vuruldu, hem de defalarca.
- Also shot. Many, many times.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]