Demokrasi translate English
1,223 parallel translation
Burda demokrasi yok.
This ain't no democracy.
Berlin halkının özgürlükleri ve demokrasi için mücadele etmeye karar verdiğini göstermek adına bu kalabalığı toplamışlardı.
They rallied that meeting to demonstrate that the population of Berlin was decided to stand for their freedom and for democracy.
Ve sonra, Rusların kullandığı bir deyim olan ama oldukça farklı çevrilen Özgür Avrupa Bildirisi adlı, demokrasi ve serbest seçimler dayanağı üzerinde yeniden inşa edilmiş bir Doğu Avrupa'yı kapsayan bir bildiri çıktı.
And then there was a declaration covering the whole of Eastern Europe called the Declaration on Liberated Europe, which again was to be rebuilt on the basis of democracy and free elections and all the rest of it of course, phrases which the Russian used but interpreted rather differently. "
"Günde 1500 kaloriye bir komünist olmak ya da 1000 kaloriye demokrasi yandaşı olmaktan başka seçenek yok."
"There is no choice between being a communist on 1,500 calories a day and a believer in democracy on a thousand."
onların yalnızca halkın demokrasi için döktüğü göz yaşları uzak etki alanımızın dışında, onları kazanmak için aralarına sızmak, ve onları Sovyetler Birliğinden uzak tutumak.'"
They just want to tear the people's democracies away from our sphere of influence, to win them over, to infiltrate them, to pull them away from the Soviet Union.'"
Fakat McCarthycilik ruhu, fikir ayrılığına düştüklerini Komünist hain olarak yaftalama,... Amerikan Demokrasi'sini on yıllar boyu lekelemişti.
But the spirit of McCarthyism, the smearing of dissent as communist treason, stained American democracy for decades.
Demokrasi budur.
That's democracy.
Demokrasi tolerans üzerine kuruludur.
Democracy is based on tolerance.
Bugünlerde insanlar, gerçeklerini doğrulayan yanlışlıklar yapıyorlar kendi gezegenlerini yok ediyorlar, kendi kendilerini, demokrasi ve özgürlük şarkılarını bir Din miş gibi söyleyerek suçluyorlar yok oluşlarını mutlu bir şekilde devam ettiriyorlar
Today, you'll find people mistaking, for your own greed and truth, and eating the planet for them, and condemning thenselves into total annihilation! Chating their democracy and freedom as though they are a religion, They are cheerfully justifying their journey towards self-destruction.
Büyük demokrasi ordusu kötü diktatörü dövdü ve Kuveyt'i kurtardı ancak aynı diktatörden kaçmamıza yardım edersen hapse mi atılırsınız?
The big army of democracy beats the ugly dictator and saves the rich lKuwaitis but you go to jail if you help us escape the same dictator?
Bugün demokrasi adına çok önemli bir gün!
Today is a great day for democracy!
Ve böylece Demokrasi geri gelmişti.
And so democracy was back again.
Genç bir demokrasi, güzel ve el değmemiş bir demokrasi... ve eğer birşey genç, güzel ve el değmemişse, bizden korksa iyi olur.
A young democracy, a beautiful and virginal democracy... and if it's young, beautiful and virgin, it better beware of us.
İki süper güç arasındaki savaşı... diktatörlük bittiğinde o buradaydı... demokrasi geldiğinde buradaydı, askeri ayaklanmayı, 400 tane bakanı gördü.
A war against two major world powers... he was there when dictatorship ended... he was there when democracy arrived, saw military mutinies, 400 ministers.
Eğer Meksika'da gerçek bir demokrasi olsaydı Başkan bir papaz olmazdı.
If there was real democracy in Mexico... the president would be a priest.
Eyaletimi temsil eden bu demokrasi koltuğuna oturmak benim için bir onurdur.
It is an honor to be here at this seat of democracy... representing my home state.
Belki de eski kafalıyım. Seks meraklarını yayan ve bunu özgürlük ya da demokrasi adı altında yapanlara karşıyım.
Maybe I'm old-fashioned, but I object to people promulgating prurient interests couching it under freedom or democracy!
Demokrasi gibi geniş kapsamlı bir kelimeyle arama yapamazsın.
You can't do a search on a broad topic like "democracy."
Ben demokrasi istiyorum.
I want democracy!
Demokrasi...
Democracy.
Burada demokrasi falan yok!
This is not a goddamn democracy!
Burada demokrasi söz konusu olamaz.
This is not a democracy.
Tüm dünyayı demokrasi için özgürleştirecek bir savaştan yeni döndüm.
I just got back from fightin'a war, makin'the whole world free for democracy.
Cortney burada demokrasi yok.
Courtney, this is not a democracy. It's a "cheerocracy."
Nefret ve egonun oturacak yerleri yoktur. İyi arkadaşım Laine Hanson demokrasi şapelini çağırıyor
Hate and ego have no place residing... in what my good friend Laine Hanson calls the chapel of democracy.
BU BiR DEMOKRASi DEGiL.
This is no democracy.
Cumhuriyet, demokrasi var!
We're in a Republic, a Democracy!
Hayır, adaylığımı Proleter Demokrasi'den koyacağım.
No, I'll run for the Proletarian Democracy.
Proleter Demokrasi'ye oy verin!
Vote the Proletarian Democracy!
Sizlere "Demokrasi Alternatif" ni anlatmak üzere burada bulunuyoruz.
We're here to tell you about the Alternative Democracy.
ETA, bir "Demokrasi Alternatifi" için fikirlerini ortaya koymuştur.
ETA has been spreading her ideas for an Alternative Democracy.
Şu anki başkanınız olarak, hoşça kalın demek istemiyorum ama demokrasi bu olsa gerek.
As your current president, I hate to say good-bye... But I guess that's what democracy's all about.
Bu evde her zaman demokrasi vardı.
We've always had a democracy in this house.
Küba'ya demokrasi getirirsen Raging Pussies konserine gitmene izin veririm!
Fine, Kyle, you can go to the Raging Pussies concert if you clean out the garage, shovel the driveway and bring democracy to Cuba!
Küba'ya demokrasi getirdim!
Ah, I brought - democracy to Cuba!
Burası, dünyanın ilk demokrasi rejiminde, Filozof Plato'nun, İsa Peygamber'den üç buçuk asır önce, tüm edebiyatta Atlantis'in ilk kez... tarif edildiği bir hikayeyi yazığı yerdi.
And it was here, in the world`s first democracy, that the philosopher Plato wrote a story three and a half centuries before the time of Christ that is the first account of Atlantis in all literature.
Bu demokrasi.
This is a democracy.
Bence gülmek bir demokrasi gücü.
Laughter is a force for democracy
Tüm hayatımı Vietnam halkına özgürlük ve demokrasi getirmeye adadım.
All my life, I've been committed to the goal of bringing freedom and democracy to the Vietnamese people.
Artık bu üIkede demokrasi var.
We got a democracy.
İşte biz buna demokrasi diyoruz!
That's what we call democracy!
Demokrasi ile anarşi arasında sadece bir kaç adım fark vardır ama işin sonu sadece gürültü değildir.
Democracy may be only a few steps removed from anarchy, but at least it's not as loud.
Moebius'da dört milyar kişi ve yeni kabul edilmiş demokrasi var.
There are four billion people on Moebius, and it's a fledgling democracy.
Hayır. Demokrasi var ve çoğunluk olanları öğrenmek istiyor.
No, it's a democracy, and the majority of us do not like what's going on here.
Biz her zaman bir demokrasi oldum,
We've always been a democracy.
Futbol demokrasi değildir ve sana ne dersem onu yapacaksın çünkü senin için iyi olanı bilirim.
Football is not a democracy and you will do as I say because I know what's best for you.
Daha iyi ve yeni bir demokrasi formu yarattıklarına inandılar. ... öyle ki bireyin iç hislerine tamamen yanıt veren bir form.
They believed that they were creating a new and better form of democracy, one that truly responded to the inner feelings of individuals.
Thatcher ve Reagan'a göre bu daha iyi bir demokrasi şekliydi.
To Thatcher and Reagan this was a new and better form of democracy.
Yüzyılın başlangıcıyla birlikte... Avrupa'yı ele geçiren bir Napolyon var. Demokrasi umutları yokolmuş.
And so, by the beginning of the century, you've got Napoleon overrunning Europe, the promise of democracy gone, the industrial revolution turning everyone's lives upside down, and from this upheaval emerged some of the greatest writers in history.
Burası bir hapishane, demokrasi değil.
- This is a prison, not a democracy.
Nasıl örgütlenecek ve gerçek bir demokrasi inşa edeceğiz?
Our shared aim is a Universal Republic.