Derine translate English
2,178 parallel translation
Derine inerek ilerleyebileceğiz.
Downwards is the only way forwards.
Daha derine.
Deeper, deeper, deeper.
Ne kadar derine inmek istiyorsun?
How deep do you wanna go?
Evet, iyi biri olduğunu sanıyordum ama tahminim yürümedi şimdi de aramaya ve mesaj atmaya devam ediyor elbette Lucy bana bir şey anlatmadı ama bu günlerde, derine girip çıkan bu çocukları duyuyorsun...
Yeah, I thought he was nice, but I guess it didn't work out, and now he keeps calling her and texting and... of course, she won't say anything to me, but, you know, you hear about these kids these days who go off the deep end, and...
Nick'in menisinden bir parça derine damlatıyorum.
I'm placing a drop of Nick's semen protein onto the skin.
Biraz daha derine inersek, kaçırılma şartları aynı gözüküyor.
In the sense that the circumstances Of their disappearances are similar.
Kas terapisi ve alıştırmaları ile gevşetme yaptırdım. Daha derine inmem gerektiğini biliyordum.
I did muscle therapy, exercises, relaxatiοn, but I knew I had tο gο deeper.
Su ne kadar derine gidiyor?
How deep does the water go?
Yanlışlıkla biraz derine mi indiniz, Bay Ulrich?
Well you dug in a little too deep there, didn't you Mr. Ulrich?
Biraz daha derine bakmalısın.
You just have to look a little deeper.
Ne kadar derine indiğini göstersene.
Show me how deep it is.
Bu kadar derine inmemiz gerektiğini düşünmemiştim.
Didn't think we'd have to dig this deep.
İnebildiğimiz kadar derine inmeye karar vermiştik.
Look, we decided. We go underground, deep as we can.
Sinyal patlamasının etkilerinden korunmak için en az bir yıl derine inmemiz gerekiyor.
The blast and any reverberation, we'd have to go Deep underground for a year or more,
Güzel, beyaz derine kan bulaşmasını istemezsin.
You wouldn't want to get blood over your nice white leather.
- Daha derine inmelisin.
- I need deeper.
Öyle gözüküyor ki, o olayı ne kadar derine gömersem gömeyim birileri sürekli eşeliyor.
Seems no matter how deep I bury that shit... someone always digs it up.
Vince Howard derine bakıyor.
Here's howard with a play-action, looking deep. Nice little head fake.
Arkadaşım Zoe'ye yardım etmeye çalıştım ama şu an daha derine batmış durumdayım.
I tried to help my friend Zoe, But now I'm in way too deep.
Derine gittikçe kendini yaralarsın.
Dig any deeper, you'll hurt yourself.
Daha fazla derine inmek istedim.
I just want to dig in.
Derine indikçe, gittikçe daha çok ısınıyor.
the deeper in I go.
Çünkü ben derine indiğimde, tek başımayım.
Because when I go in deep, I'm on my own.
- Daha derine ineceğim. Bir şeyleri ortaya çıkaracağım.
I've got to go deeper, pry something up- -
- Evet, o kadar derine inmemize gerek yok.
- Yeah, we don't have to go down the road.
Ama iyice derine indiğinizde iki tür sınıf olduğunu göreceksiniz : Kaygısızlar...
But when you get down to it there are really two basic types of people in the world : the non-worriers...
Hayır, daha derine inmek istiyorum.
- No. No, I wanna go deeper, you know?
Emniyet çizgisini ihmâl etti, bütün meslektâşlarını derine, ölüme gönderiyordu.
Ηe cut the safety line, sending all his colleagues deep to their deaths.
Arasıra bu parçacıklardan birisi, bu reaktör içinde derine gömülü dedektörlerden birisi içinde her nasılsa bir şeyler yapacaktır.
Occasionally one of these particles will however do something in one of the detectors buried deep within this pile.
Ve sonra daha derine inip bunun nedenini öğrenemeye çalıştık.
And then we went further, trying to understand why.
Yani bir gece ânın ateşine kapıIıp derine inerken şapka takmayı mı unuttun?
You got caught up in the moment one night, go deep, forget to throw a glove on?
Fazla derine inme.
I think you've gone off the deep end.
Derine inmek.
Deep end.
Şimdi bu büyüleyici hikayede biraz daha derine inelim B.G. Sidharth'ın hızlandırılmış Veda kursuna katılalım.
Let's dig deeper into this fascinating story by going back to India and letting B.G. Sidharth take us through a crash course on Vedas.
Gerektiği kadar derine inememe gibi bir ihtimalimiz var
There's a chance I won't be able to go in as deeply as I'll need to,
Daha derine bebeğim!
Handle deep, baby!
Daha derine!
Handle deep! Whoo!
En azından derine in o zaman.
So go deep, at least.
Daha derine git, daha derine!
Go deeper.
Yaratıklardan daha derine bakmalıyız.
We have to dig deeper than scours.
Bununla ne kadar derine inebilirsin?
so we're stuck... stuck on climbing tonight.
Balina köpek balıklarını başarılı bir şekilde görüntüledikten sonra, Gavin Nemo'ya geri dönüyor. ROV'u kimsenin yapamadığı kadar derine götürmeye kararlı.
It seems we've got some elephants coming close to us and we're not sure what to do or what they're going to do.
Cody Pearl, derine bakıyor.
Cody Pearl back in the pocket.
Howard derine bakıyor, defansı dağıtıyor.
Howard's looking deep, directing traffic.
- Howard derine bakıyor
- Howard looking deep.
Eğer derine bakarsa, kancaya geç, ve eğer geri çıkarsa, boşa kaç.
If he stays deep, you run a hook, and if he comes back, then you run the slant.
Kendini daha da derine gömmüş.
It's dug itself in even deeper.
Biraz daha derine iniyorum.
Probing a little deeper.
Oldukça derine gidiyoruz.
We're getting pretty deep.
Işıldayan kabuğunun altında, göl yarım milden daha derine iner.
Primates are normally forest dwellers.
Derine bakıyor.
He's looking deep.
derinden 18
derin 50
derinlik 26
derin bir nefes al 74
derin nefes 16
derin nefes al 140
derin uzay dokuz 20
derin nefes alın 33
derin 50
derinlik 26
derin bir nefes al 74
derin nefes 16
derin nefes al 140
derin uzay dokuz 20
derin nefes alın 33