Deux translate English
201 parallel translation
- Deux champagne.
- Champagne.
Cent vingt-deux.
Cent vingt-deux.
- İki tane, iki.
Deux, deux.
İki.
Deux.
Deux Serves'i duydunuz mu?
Deux Sevres. Heard of it?
Yine de bana öyle geliyor ki, bu küçük yanlış adımın kurbanı koca değil kadındı.
However, it indicates to me that it was the wife and not the husband who was the victim of this little faux pas de deux.
Alors, il y a deux equipes.
Alors, il y a deux équipes.
Kont baş başa yemek yiyor. Bizim güzel havuz müdiremizle.
You see, the count is dining à deux with the beautiful manager of our pool.
Söyleyin bakalım hangisi... Georges Cinq'teki Amerikan mahallesinde bir bara mı yoksa yapmacık arkadaşlarınızdan birini ziyaret ederek Les Deux Magots'da yaşam hakkında bilgi almaya mı?
Well, what'll it be, huh... go to the American ghetto at the bar at the Georges Cinq... or go visit some of your phony friends... learning about life at Les Deux Magots?
200 frank, bayım.
Deux cents francs, monsieur.
Mükemmel, ama bu seni savunmasız kılar... bir, iki, iç, dört, beş.
Excellent, but that makes you vulnerable for un, deux, trois, quatre, cinq.
Zamanımı, "Confidences" ve "Nous Deux" dergileriyle geçirdiğim için beni kınamıştınız.
You said I wasted my time on trash like True Confessions.
Dans une vieille Deux chevaux
Dans une vieille Deux chevaux
- Farès, seni bekliyor. - Farès mi?
- Fares is waiting in front of'Les Deux Magots'.
İki tabak salyangoz.
Deux plats des escargots.
"Deux Magots" taydı.
She was at the "Deux Magots".
Senin tarifine bakarak giyimi, sutyen takmayışı, Deux Magot içmesi, bilmemiz imkânsız.
And if I believe your description, her clothes, the absence of bra, the "Deux Magots", there is no way of knowing.
Saat dörtte, Deux Magots'da, olur mu?
4 : 00 at the "Deux Magots"?
Saat dörtte, "Deux Magots" da.
It's at 4 : 00, at the "Deux Magots".
Çok tuhaf, seninle karşılaştığımda "Deux Magots" da sana ilk baktığımda Jean'ı beklerken zaman öldürüyordum, ama şimdi benim için Jean öldü.
It's funny When I met you when I saw you at the "Deux Magots"... I was just killing time waiting for Jean, and I killed Jean.
"DeuX sous de fIeurs" oyununu sahneleyelim mi?
Can we stage Deux sous de fleurs modestly?
o zaman "DeuX sous de fIeurs"!
Deux sous de fleurs it is!
Bu DeuX sous de fIeurs oyunu bana kaça mal olacak?
How much will Deux sous de fleurs cost me?
"Un, deux, trois, zïpla." Neden dinlemedin?
"Un, deux, trois, jump." Why don't you listen?
- Hellman, 228.
- Hellman, deux vingt-huit.
"hareketleri olağanüstüydü"
"Her pas de deux were breathtaking."
- Adı "İki Stad". - Demek öyle.
- At Les Deux Stades.
Sanırım ikili dansımızdan hoşlanmadılar.
I don't think they liked our pas de deux.
İki.
- Deux.
İki numara, portakallı ördek.
Numéro deux, duck à I'orange.
Bir iki üç.
Un... Deux... Trois...
Bir iki üç!
So : un deux trois!
Biz iç kısımdaydık, Deux-Sèvres yakınlarında.
Ah. Well, we were inland, near Deux-Sévres.
Evet ama çok yorgunum ve geri dönmem gerekiyor.
Moi, il fatigué. Je me lève dans deux heures.
Bir, iki. Bir, iki, üç.
One, two, un, deux, trois.
- Neyse, Bill ve Bob. "İkili terapi".
- So it's Bill and Bob. Therapy a deux.
İki kişilik çılgınlık.
Une folie a deux.
Pernod, Sartre ve de Beauvoir ile Les Deux Magots'da kahve.
Pernod, coffee with Sartre and de Beauvoir at Les Deux Magots.
Paylaşılmış psikotik bozukluk mu?
Folie a deux?
Paylaşılmış psikotik bozukluk iki kişi tarafından paylaşılan delilik.
Folie a deux- - A madness shared by two.
Kabin 2.
Cabine deux.
Unisse nos deux noms
Unite our two names
Un ( 1 ), deux ( 2 ), trois ( 3 )... quatre ( 4 ).
Un, deux, trois,..... quatre.
Partnerinin onu kaldırmak için bir vince ihtiyacı olacak.
Her pas de deux partner's gonna to need a crane to lift her.
"Pas de deux" dersinde partnerin Charlie olmalı.
Would it makes sense for Charlie to partner you in the pas de deux class.
Kötü bir "pas de deux" partneri, kötü bir tenis partnerine benzer.
Having a bad pas de deux partner is like having a bad tennis partner.
İki, üç!
Un, deux, trois!
"Folie A Deux" tabirini duydunuz mu?
Ever heard the phrase'Folie a deux'?
- "Deus" iki demek.
Deux is two.
1, 2, 3.
Une, deux, throis.
Çok uzun zamandır mı Fas'tasınız? - Üç haftadır.
- à deux semaines.