Dickweed translate English
62 parallel translation
Sen Ted'i öldürdün Ortaçağdan kalma pislik herif.
You killed Ted, you medieval dickweed!
Ben inatçı oğlum Daniel için arıyorum... Kim bu kadar nankör olabilir ki! Ta ki o pasaklı fahişe Alice oğlumu baştan çıkardığından beri!
I'm calling about my wayward ex-son Daniel... who's been acting like an ungrateful dickweed... ever since he was seduced by that bimbo slut whore Alice!
Zaten ölmüş sayılır, sersem kafalı!
He's already dead, dickweed!
Gilligan ile birlikte, aptal.
With Gilligan, dickweed.
Dickweed.
Dickweed.
Kapa çeneni sersem herif!
Shut the fuck up, dickweed!
Şehirdeki en büyük ahmakla çıkıyorsun.
Pumpkin, you're dating the biggest dickweed in New York.
Tatlım gerçek bir ahmak ve mankafa ile çıkıyorsun.
Pumpkin, you're dating a tumbling, tumbling dickweed.
Hayır, duvardan atlayacağız, kuş beyinli.
No, we gotta go over the wall, dickweed.
Avukatım olarak bu işi yüzüne gözüne bulaştırdın.
Well, as my attorney, you screwed this up, dickweed.
- Hey, sersem!
Hey, dickweed!
Patronundan nefret etmek çok klişedir ama sen tam bir y. kafalısın!
I know this is cliché to hate your boss, but you're a real dickweed.
Bahsettiğin kalın kafa bu mu?
Is this the dickweed you were telling me about?
- Demek kalın kafalıyım öyle mi?
- "Dickweed", huh?
Hey, geri zekalı.
Hey, dickweed.
Dickweed. - Şimdi sana güven ve kabullenme ışınları gönderecek. Dickweed.
Now she's going to send you rays of security and complete acceptance.
Hadi dans edelim o zaman.
- Let's dance, dickweed.
- Sen bilirsin, taş kafa.
- You would know, dickweed.
Umarım eğlenirsin, adi herif.
Hope you enjoy unemployment, dickweed!
Üzgünüm, eften püften işlerim var.
Sorry, kind of dickweed thing to do. No problem.
Sorun değil. Bu arada Alex, sen de eften püftensin.
By the way Alex, you are a dickweed.
Senin baban ortodontist, salak!
Your dad is an orthodontist, dickweed!
Pekala, Profesör Yarakotu.
All right, professor Dickweed.
O hıyarın bize yardım etmesini istemiyorum.
That dickweed is not helping us.
Ayağa kalk, ayağa kalk, küçük çüklü.
- Get out of the way. - Hop up, dickweed. - Hey!
Sen ne yaptığını sanıyorsun yarrağım?
What do you think you're doing, dickweed?
Bu sik kafalı 10 bin ödemiş.
This dickweed here paid 10.
- Davar.
- Dickweed.
Seni küçük dallama.
You little fucking dickweed.
Sen kapasana o koca çeneni, pislik.
Why don't you just shut your cocksucker there, dickweed?
Bu birkaç pislik ebeveyni avlamaktan farklı bir şey.
So this isn't about ganking some dickweed parent.
Meyve bölümündeki Brad'i yarak kafalının teki olduğu için yumrukla. "
Punch Brad in produce for being such a dickweed. "
Geri zekalı hıyar.
Fucking dickweed.
Iskaladın Lahey, ot çüklü lanet!
Ya missed me, Lahey, ya fuckin'dickweed!
Nerede dedim göt lalesi?
Where is it, dickweed?
Matt sahte kimliğini alırken oradaydım mal.
I was there when Matty got his fake last night, dickweed.
- Anlaşılan Todd adlı bir beyinsiz benim üç boyutlu olmama ve senin repliğin olmamasına karar vermiş.
What? Apparently some dickweed named Todd decided I should be three-dimensional and you should have no lines.
Ben çalışıyorum zaten pislik herif.
I am working on it, dickweed.
Yıldız avcısı pislik herife mi?
The muck-raking, star-humping dickweed?
Şakaydı, salak.
it's a joke Dickweed.
Salak herif bir diş ağrısı için kafayı sıyırdı.
The dickweed flips over a toothache.
Sonra aptal herif arabanın arkasına geçip, bizi itekledi!
So the dickweed goes around back and gives me a push!
Şah mat, pislik
Checkmate, dickweed.
Şerefsize bak sen, kim olduğunu zannediyor bu herif?
Who the hell does that dickweed think he is?
Gerçek bir göçmen durumundaymış gibi davranma pislik herif.
Don't pretend you have the plight of an actual immigrant, dickweed.
Dinle pislik! Bu kız daha reşit değil.
Listen, dickweed, that little girl's a minor.
- Unut bu işi pislik.
Hey, Streak. - You can't hold me here, dickweed.
- Çok adisin.
You're a real... dickweed.
Yerine dön sersem!
- Back you go, dickweed!
- Hıyar.
- Dickweed.
Gördün mü?
Hey, dickweed, check it out.