Dima translate English
215 parallel translation
Dima, dışarı çıkaralım onu. Bir dakika.
Let it be traced.
Dön ve bak. Bu Dima Amca.
If you turn around, it's Zi Dima.
Diğer taraftan o, Dima Amca, kendi aptallığından kaynaklanan zararı tazmin etmekle yükümlüdür.
The potter, on his part, will have to answer for the damage caused because of his foolishness.
O bir aptal, Dima.
He's a fool, that Dima.
Sana düzen gerek, Dima!
You lack a proper uniform, Dima!
Ve bu, Dima, insanların en asili ve cesurlarından biriydi.
And that, Dima, was the end of one who was the bravest and most noble of men.
O sendin, Dima.
It was you, Dima.
Ben Dima.
My name is Dima.
- Memnun oldum, Dima.
- Pleased to meet you, Dima.
Nerede o aptal, Dima?
Where's that fool, Dima?
Kreşendo, Dima, kreşendo!
Crescendo, Dima, crescendo!
Dima!
Dima does!
Dima!
Dima!
Dima, seni alçak!
Dima, you bastard!
Aklını kullan, Dima.
Be smart, Dima.
Bu kafenin müdavimlerinden Dima diye birini tanıyor musunuz?
Do you know a regular of this cafe whose name is Dima?
Dima?
Dima?
Dima, seni hırsız alçak!
Dima, you thieving bastard!
Tanrının adıyla, Dima nerede?
Where, in the name of God, is Dima?
Üşüyorum, Dima!
I'm cold, Dima!
Dima'yı yakalayamazsın!
You can't catch Dima!
Kimse Dima'yı bulamaz...
No one can find Dima...
- Yapmayacağım, Dima..!
- I won't, Dima..!
- Dima'nın zenginliği!
- Dima's rich!
Bu gece Dima'nın misafirisin!
You are Dima's guest tonight!
- Hazırım, Dima!
- I am, Dima!
Dima'yı mükemmele ulaşmak için kendi bencil araştırmanda kullandın.
You used Dima in your selfish search for perfection.
Bu alçak Dima!
It's that bastard Dima!
Dima, seni ibne!
Dima, you bastard!
Bu kez, Dima...
This time, Dima...
Dima ben annen, hemen ara beni.
Dima, it's Mum. Please, ring.
Zamanı geldi Dima, gözcüleri koy
It's time. Dima, set the charge.
Downing, McNally Dima'da avukatım.
I'm an attorney at Downing, McNally Dima.
Dima ZEMLYANKO Mukhin'in annesi...
- Dima ZEMLYANKO Mukhin's mother -
Dima ona iyi bakacaktır.
Dima will treat it well.
Maricica Dima.
- Your name is Maricica what?
- Pekala Maricica, sizi dinliyoruz.
- Maricica Dima. - So, would you like to intervene?
- Bayan Dima'nın anlattıkları doğru mu?
What else is there to say? Is there any grain of truth in what Mrs. Dima was saying?
- Dima galiba.
- Dima, I think.
Yoksa benim Dima gibi her gün arar.
This Dima guy got me already, calls me every day...
- Dima, ne işin var burada?
- Dima, are you crazy?
- Ben Dima.
- That's Dima.
Çeneni kapat ve kovayı ver, Dima.
Shut up, dima, and give me the bucket.
Dima, lütfen, bana biraz yemek ver.
Dima, please. Give me some food.
Dinlerle ilgili sohbet etmek mi istiyorsun, Dima?
You want to talk religion, dima?
Dima.
Dima.
Dima emekli olmadan o departmanda hiçbir şey değişmez.
Nothing will change in the department until Dima retires.
Dima da taşradan gelmiş.
Dima also comes from the country.
Bir daha Dima demeyin, bıktım ondan.
Not Dima again! I'm sick of him!
Dans et Dima!
Dance, Dima!
- Siktir git!
Dima MARTYNOV, Anna SLUE, Anna DUBROVSKAYA - Go away!