Directors translate English
1,270 parallel translation
Lumière Kardeşler'den 100 yıl sonra 40 yönetmen bir sinematograf kaydettiler.
40 directors shoot with the Cinematograph
Yönetmenler hiçbir şey yapmazlar, onlar paketlerin açılmasını izlerler.
Directors don't do anything, they watch the unpacking.
Film testiniz Roma'nın en iyi yönetmenleri tarafından izlenecek! Artık kaderinizi değiştirme vakti geldi! Sizi belki de bir mucize bekliyor!
For a mere 1,500 lire... just to reimburse expenses, film and equipment... your screen test... will be seen by the best directors of Rome!
Sonra, ilk seçimlerini yapıp filmi yapımcılara, yönetmenlere gönderiyorlar, onlar da...
Then, after they make a first selection... the material is given to producers, directors, who...
Yönetim Kurulu yemeğinde tanıştık. Sizi gördüğüme sevindim.
- We met at the Board of Directors dinner.
Ayrıca, Cosmart yönetim kurulundakiler söylediğim hiç bir şeyi dinlemiyorlar.
Besides, the Costmart board of directors won't listen to a thing I say.
Yönetmenler ikiyüzlülük yaparak büyürler.
Directors thrive on hypocrisy.
Ciddi filmler Seçtiğiniz ciddi yönetmenlerle yap Sadece ona ciddi rolleri yapmak istiyorum söylemek gerekir.
You'll just have to tell him you want to do serious roles in serious films with serious directors you select.
Dave Amca yönetim kurulundan önemli birini tanıyor.
Uncle Dave knows an important member on the board of directors.
Bu kadar fazla teorik bilgiyle hiçbir yere varamıyorduk böylece ben ve Vanessa bir atölye çalışmasına katıldık, Bosco da geldi.
We all had nothing but lectures, so Vanessa and I joined a directors'workshop, Bosco too.
Yönetim kuruluna çıkışınızın verilmesini önermekten başka bir imkanım yok.
I've no choice but to recommended your termination to the board of directors.
Yönetim kurulunda olacaksın.
You'll be on the board of directors.
Rosseslar bir vakıf kuruyor ve ben de yönetim kurulunda olacağım.
The Rosses have started up a foundation and I have to sit on the board of directors.
Yönetim kurulu, sana yakışır.
Hey, board of directors, look at you.
Ve sende benim yöneticilerin listesine bakmamı istiyorsun di mi?
And you want me to take a look at the board of directors, don't you?
Aslında yönetmenleri sevmiyorum.
However I don't like directors.
Görev müdürlerimden sadece bir tanesi gerçek kimliğimi anlamaya yaklaşmıştı.
Only one of the mission directors has ever come close... to discovering my true identity.
Büyük İtalyan yönetmenleri ve onlara ilham veren yerlerle ilgili. Roma, Frascati, Venedik.
It's just a book about the great Italian directors and the places that inspired them, like Rome and Frascati, Venice and... it really makes me want to go there.
Yönetmenler seks sahnesi çekerken gövde gösterisi yapıyor.
I think directors are just showing off when they try to film a sex scene.
FBI ne zamandır mültecilerle bu kadar ilgileniyor?
The FBI sent Deputy Directors out after illegal aliens?
Yönetim kuruluna hesap vermek zorundayım, amcama değil.
It is our board of directors I must face not my uncle.
Yönetim kurulumuz bu tür konularda hiçbir şekilde müsamaha göstermez.
Our Board of Directors would never have tolerated any sort of indulgence.
Yönetim kurulunuz yöntemlerinize karışmıyormuş.
Your Board of Directors gives you free reign with your methods.
Rahmetli eşiniz Norsaq Christiansen'ın vefatından sonra... Grönland Madencilik Yönetim Kurulu toplantısı sonucu,... size dul maaşı bağlandığı kararını saygılarımızla bildiririz.
" We wish to inform you that the directors of Greenland Mining have decided to grant you a widow's pension following the death of your husband...
Yönetim kurulu yogun itirazima ragmen sizi ise aldi.
The board of directors has hired you over my strenuous objections.
Bu durumda, sanirim yüksek gücüm yönetim kurulu ve sensin, Al.
In this case, I'd say my higher power is the board of directors and you, Al.
Bana kalsaydı sizi işe alırdım ama ben de yönetim kurulundaki avukatlara hesap vermek zorundayım.
If it were up to me, I'd give you the job, but I'm answerable... to our attorneys and the board of directors.
Mark, hastane yönetim kurulu böyle mükemmel bir avukatın olduğunu duyunca çok rahatlayacak.
Mark, the hospital's board of directors is gonna be very relieved to hear that you have such excellent representation.
Oh, eğlence direktörlerinden birisi.
Oh, one of the entertainment directors.
Bu nedenle, bunu söylediğim için üzgünüm. Bu yeni teklifi değerlendireceksek, bunu Parrish İletişim'in yönetim kurulu başkanı olmaksızın yapmamız gerekiyor.
Therefore, I'm sorry to say that if we're to examine this new offer responsibly, as the Board of Directors of Parrish Communications, we must do so without its Chairman.
Pekala, uçuş için son kontroller.
All right. Flight directors on with the go / nogo for launch.
En sevdiğim yönetmenlerden birisiniz.
You're one of my favorite all-time directors.
Biz yönetmenler ise, George Cukor'ın gerçekte nasıl biri olduğunu bilmek şöyle dursun, birahane serserileriyle yaptıklarından bile haberimiz vardır.
As for us directors, well, outside Hollywood who even knows who George Cukor is, much less what he gets up to with those boys from the malt shops?
- Şüphesiz. Bu şehirde hiç kimse, biz "eski sinema yönetmenlerine" vurmadan bir çakıl taşı bile fırlatamaz.
One can't throw a rock in this town, without hitting one of us old movie directors.
Bil bakalım bankanın krediler müdürü kim?
Guess who's on the board of directors at the bank?
Ben yönetim kurulundan Jutta Hansen.
I'm Jutta Hansen from the board of directors.
- Örneklerin girişini yaptın mı? .
- Are the Directors assembled?
Yönetmen Yardımcıları :
Assistant Directors :
En iyi yönetmenlerimizden Bay Maisch, profesyonel tavsiyeleriyle bize yardım etmeye gönüllü oldu.
Mr. Maisch, one of our finest directors, has volunteered to provide us with his professional advice.
Blas Fontiveros, en iyi yönetmenlerimizden biri.
Blas Fontiveros, one of our top directors.
Ayrıca daha iyi yönetmenlerle çalışmayı arzu etmeniz gerektiğini de ekliyor.
He adds that you should aspire to better directors.
Sizleri Edgars Endüstrileri'nin yönetim kuruluna getirmeye karar verdim.
I've decided that you are now on the board of directors of Edgars Industries.
bütün yöneticilere hayır demek zor olur değil mi?
I could hardly say no to the entire board of directors, could I?
Bunlar yönetmenler.
Those are directors.
Parçanın radyoda çıkması için yöneticilere bir şeyler veririz.
We'll have to give the radio directors something so the record gets played
Dünya çapında birçok iyi yönetmenleri var, ve dünya çapında film yapmanın birçok yolu var.
There're many great directors around the world, and there're a lot of different ways to make a film around the world.
Yazar yada yönetmen olmayı hayal eden bir çok insan var ama çok azında bu potansiyel bulunur.
Many people aspire to be writers and directors but very few actually have the potential..
Bruce Mcguirk şuanda yönetim kurunda.
Bruce Mcguirk is on the board of directors.
Bürodakilere ve hayır kurumunu yönetim kurulu üyelerine haftalık rapor gönderilir.
Everybody here and the board of directors of the charity - get a weekly report.
Ben de yönetim kurulundayım.
It just so happens that I'm on the board of directors.
Pazarlama ve reklam müdürleri, sanat yönetmenleri...
Sales Department heads, Advertising managers, art directors, they all started calling in sick.