Disiplin translate English
1,867 parallel translation
Buna disiplin denir.
That's discipline.
Fazla şefkat, yetersiz disiplin.
Too much affection, not enough discipline.
- Disiplin, bir erdem olduğu kadar, şaşırtıcı da olabilir.
- Discipline is a virtue but a vice.
Diyorum ki biraz daha disiplin uygulayabilirsin.
I'm just saying, I think you could apply a little more discipline. She's a kid.
Nasıl disiplin altına alacağınızı bilmek istiyorum.
I want to know how he's gonna be disciplined.
Disiplin işlemleri yine de yapılacaktır.
Disciplinary action may still be taken.
Depresyona girmiş. Disiplin sorunları yaşamış.
He fell into a depression.
Notlar, aktiviteler, disiplin cezaları... Hepsini FBI Okul Nişancı Profiline atfedilen özellikleri değerlendirmek için kullanacak.
Grades, activities, disciplinary actions- - to evaluate traits ascribed to the FBI's School Shooter Profile.
Disiplin problemleri sebebiyle açığa alınanlardan biri.
She's been de-listed due to disciplinary reasons.
Hayır. Disiplin problemleri sebebiyle açığa alınanlardan biri.
No, she's been delisted due to disciplinary reasons...
Disiplin!
Discipline!
Disiplin işine nereden başlayacağımı bile bilmiyorum.
I don't even know where to start with this discipline shit.
Herif adeta Dellamonte için disiplin amiri gibi çalışıyor.
here's his file. tom cali's a soldier / enforcer for dellamonte.
Birinci sınıf öğrenciler arasında en renkli disiplin dosyası sizde olacak.
You now have the most colorful disciplinary file in the freshman class.
Bana o ismi söyle de, disiplin dosyan temiz kalsın.
How about you give me that name and we'll start over with a clean slate?
Disiplin, Paprika'nın bikinisinden daha ziyade DC Mini'nin araştırılmasını ister.
Discipline calls for a search of the DC Mini rather than Paprika's bikini.
Disiplin mi?
Discipline?
Kurnazca bir hamleydi. Disiplin Kurulu'na gönderildim.
I faced a disciplinary board.
Herkesi disiplin soruşturmasının karmaşasından kurtarır dedim.
I figured I'd save everyone the hassle of a disciplinary hearing.
Disiplin.
Discipline.
İlâhiyattan davranış bilimlerine, biyolojiden fiziksel bilimlere kadar bir çok akademik disiplin üzerinde çalıştı.
As a multi-disciplinarian, he has studied everything from theology to behaviorism, and from biology to the material sciences.
Izzie Stevens'in geçmesi gereken tüm bir seri disiplin ve rehabilitasyon adımı var.
There is a whole series of disciplinary and rehabilitative steps that izzie stevens will have to take
Bazı disiplin eylemlerini icra ettiğimizi görmek istiyorlar.
So they want us to show some disciplinary action being taken.
Kur'an'ın tamamını 9 yaşında ezberleyecek kadar disiplin ve adanmışlık dolu birinin şiddet eğilimli bir hayatı seçmesinin çok ciddi bir sebebi olmalı.
Any person with the discipline and dedication to memorize the entire Qu'ran by age 9 must have a very serious reason to choose a life of violence.
Mrs. Cooper, disiplin kurulu başkanı'nın ofisindesiniz.
Mrs. Cooper, you're in the office of the dean of discipline.
Peki eğer ölüysen disiplin sahibi olmanın iyi yanı nedir?
And what good is discipline if you're not alive to have it?
O disiplin müfettişidir.
He's the disciplinary supervisor.
Prenses Ağacı Lisesi'nin disiplin ve cezalarındaki geçici kurallara göre, birinci sınıf, ikinci derece öğrencisi Bao Jingsheng, agresif davranış göstererek ve okul malına zarar vererek iki numaralı okul kuralını ihlal etmiştir.
According to the Provisional Regulations on Disciplines and Punishments of the Princess Tree Middle School, Student Bao Jingsheng of Class One, Grade Two, has violated school rule number two by displaying aggressive behavior and vandalizing school property.
- Disiplin onlar için iyi değil mi yani?
Don't you think discipline is good for them?
- Askerî disiplin olmak zorunda mı?
Does it have to be such military discipline?
Bu da disiplin anlamına gelir.
And that means discipline.
Sanırım davayı Disiplin ve Şikayetler bölümüne yollamadan önce tanıklıkları beklediğimizi açıklamıştım.
I think I've explained we're awaiting further testimony before sending the case to Discipline and Complaints for a decision.
Dedektif Taylor bu amacına ulaşmak için yalnız kalmak zorundaydı ki bu disiplin duruşmasının nedeni de bu zaten.
In order to accomplish that goal, detective taylor had to make sure that he was alone, which is the reason for this disciplinary hearing.
Tutuklunun güvenliğini sağlayamamak önemli bir disiplin soruşturmasına neden olabilir.
Failure to safeguard your prisoner can result in serious disciplinary action.
İki tane alırsan, bu senin canını çok acıtır. Ve benim tarafımdan yazılmış... bir disiplin tutanağını hemen üstüme teslim ederim.
Two of those, that will land you in a world of hurt, in the form of a disciplinary review, written up by me, and placed on the desk of my immediate superior.
Disiplin, Darnell, disiplin.
Tough love, Darnell, tough love.
Disiplin cezaları daha da kötü.
Punishment duty's worse.
Geri döner dönmez, disiplin komistesine rapor edileceksin.
As soon as we get back, you are to report to the disciplinary commission!
Şu disiplin olayını pek kafaya takma.
Don't take this disciplinary thing to heart.
Size gerekli olan eski moda disiplin taktikleri.
And what this team needs is some good old-fashioned motivation.
Ve nasılsa içişleri tarafından disiplin cezasına çarptırılacağım.
At the very least, I'm going to get disciplined by IA.
Biraz disiplin.
You need some discipline.
Sanırım disiplin komitesinden bir haber yok?
I take it there's no news from the disciplinary committee?
Sen buna fiziksel disiplin mi diyorsun?
You call it physical discipline?
Peki disiplin hakkındaki düşünceleriniz neler?
So what are your thoughts on discipline?
Disiplin sahibi olduğunu da sanmıyorum
I don't think you got the discipline.
Böyle iz bırakmamak için büyük disiplin ve özen gerekir.
Takes a lot of discipline, care, not leave a trace like that.
Böyle bir çocuğu disiplin edebilir misiniz? Üzgünüm? - Elbette olmalısınız.
I do not see the use of punishing a child with beatings and harsh words.
Disiplin ve ferdiyet verdiniz.
I wish diana or mary could come home to live with you. You're reckless with your health.
konu disiplin değildi.
Wasn't discipline.
Vaktiyle disiplin vardı.
Once there was discipline.