Distribution translate English
1,211 parallel translation
Ben mazlemeyi ayarladım onlar da dağıtımı halletti.
I handled the cooking supplies they handled distribution.
Dağıtım seviyesinden.
Distribution level.
Burası yemek dağıtım merkezi.
So this is the food-distribution center.
- Haftaya dağıtım yapamayacağız. - Hiç şansımız yok.
The bottom line is, we're not going to make next week's distribution.
Sol ve sağ taraflar arasında ağırlık dağılımında farklılık var.
There's a discrepancy in weight distribution... between the left and right sides.
geçerli bir etiket, hiç rahatsızlık çekmedik.
It was a decent label, they just didn't have the distribution.
- Hiçbir zorluk çıkarmadılar.
- They didn't have any distribution.
- Aslında hiçbir zorluk.
- No distribution at all.
Kendi dağıtım şirketim var.
I have my own distribution company.
Ama Vicksburg bilinçli ve umursamaz satış politikasıyla saldırı silahını Peltier'nin eline teslim etti.
But it was the Vicksburg Firearms Company through a deliberate, negligent distribution policy that put that assault-type weapon into the hands of Mr. Peltier.
Dağıtım ya da ürün sorumluluğu jürinin umurunda mı sanıyorsun?
You think this jury cares anything about negligent distribution, product liability?
Yayılma düzenine D eski 3 saat
D minus three hours until distribution sequence
Ben kâğıtları alttan dağıtacağım. Arada değişiklik de yaparım.
This is the so-called distribution base, but I changed the technique, replaces ³ does not depend on the situation.
Şu anda tek ihtiyacım, dağıtımda yardım.
All I need help with right now is distribution.
Dağıtım sorununu çözer.
That should solve your distribution problem.
Çok gelişmiş toplumlar için problem büyüme değil pastanın dağılımı.
For the superdeveloped societies the problem is not growth but distribution.
Sürdürülebilir kalkınma tüm uluslar arasında dürüst bir dağılım olması halinde imkansızlaşır.
Sustainable development is impossible without fairer distribution amongst all nations.
Uyuşturucu bulundurmak, satmak, ateşli silah bulundurmak...
Possession, distribution.
Yetkisiz siborg üretimi ve dağıtımı nedeniyle sizi tutukluyorum.
You're under arrest for the unlicensed production and distribution of cyborgs.
Hepiniz şahane Tokyo'ya... hoşgeldiniz.
Food distribution has begun in certain parts of Tokyo.
CIA'e birkaç bağlantımızı kullanma izni verdim, hepsi bu!
I let the CIA pass information through our distribution network a couple of times. - That's it.
- Benim bahsettiğim Jimmy malzeme bölümündeydi.
- Jimmy, in Supply Distribution.
Yayından sonra dağıtım işi garantilenirse bunun karşılığında İnanç Mirası Yardım Fonu'na kârın % 5'ini vermeye hazırız.
In return, we're prepared to give Faith Heritage charities 5 % of the adjusted gross profits, should distribution be secured as a result of your telecast.
Paris tokmağı bırakmaya ikna edilecek. Unutmuşum. Bu öğleden sonra yıllık dağıtım masasında olacağım.
Oh, and I forgot - man the yearbook distribution table this afternoon at the stupid Senior Palooza.
Onun da benzer bir enerji kaynağı ve dağıtım sistemi olduğunu varsaymak mantıklı olur.
It stands to reason that he may have... a similar energy supply and distribution system.
Elektrik dağıtım şebekesine dadanan teröristlerle uğraşıp duruyorduk.
We've been sweating terrorists hacking into our power grid distribution software.
Mahkûmiyet Tarihi 16 Ocak 2003, yasa dışı madde bulundurmak ve satmak,
convicted January 16, 2003 ; possession and distribution of illegal substances ;
Rondell'i satmak amaçlı uyuşturucu bulundurduğu için yakaladık.
So we busted Rondell here on possession for distribution.
Gece salsa, sabah dağıtım.
Salsa by night, distribution by day.
Yeni bir dağıtım yatağı?
A new distribution crib?
- Dağıtımı denetliyorum...
I've been overseeing distribution.
- Dağıtımı mı?
Distribution?
... 10 yıldır burada çalışan, görevli memurun üç mahkumu yoğunlaştırılmış uyuşturucu dağıtımıyla neredeyse komalık etmiştir.
... has led to drug distribution charges against three inmates... one who was, himself, incapacitated... by the tainted narcotics and the correctional officer... a 10-year veteran.
Şimdi de dağıtımı başka bir yerden yapıyorlar.
They're doing their distribution somewhere else for now.
İki yıl önce Cattan'ın eroin şebekesinin peşindeydin.
Two years ago you were after Cattan for heroin distribution.
"Hırsızlık, silahlı saldırı dört kez uyuşturucu bulundurma, üç kez uyuşturucu satma."
"Grand larceny, assault with a deadly weapon... " four counts of felony drug possession, three counts of distribution. "
" Dopamin, sıçanların beyinlerindeki alanlarda elektron ilgisini kullanarak kokaine bağlı kan ölçümleri yapılıp geri emilim oranına bakılıyordu.
"Dopamine reuptake site distribution in rat brains " using high-affinity, radio-labeled cocaine analogues. "
" ilgili olan makalenizi kullanamayacağız.
" dopamine re-uptake site distribution on rat brains after all.
Uyuşturucu dağıtmaktan kendini ihraç ettirmiş.
He got himself disbarred for distribution of narcotics.
Tarihteki en buyuk robot yayilmasinin basindayiz.
We are on the eve of the largest robotics distribution in history.
Bu film planladığım gibi olursa Amerikan dağıtım şirketleriyle de anlaşabiliriz.
And if this movie turns out the way that I know it will, I believe we can get an American distribution deal, which could mean millions more.
Hiç arkadaşı olmayan, yaşlı ve bitmiş bir adam işleri ters giden, karısı tarafından terkedilmiş insanlar ona gülüyor, onun için üzülüyorlar.
A washed-up old man with no friends, no distribution deal, wife on the rocks, people laughing at him, feeling sorry for himself.
Felix'le bağlantılı bir dağıtım şebekesinin parçasıydı.
Part of a distribution network that hooks up to Felix.
Yanında sen de varmışsın.
Picked up for distribution of cocaine, June'87. You were with him.
Dağıtımı nasıl yapıyorlar?
And what's their distribution?
Porno dağıtımı.
Distribution of porn.
Bu, demiryolu nakliyatında taşınan geniş tüketim malları ve tren ağının ulaşabildiği büyük dağıtım alanı için büyük bir başarıdır.
It is a success for rail transports in wide consumption retail goods and large scale distribution where rail can and must do more. Thank you for your kind attention.
Molekülleri incelersek... göreceğimiz şu ki proteik birleşimin yüzde otuzu dokunun yavaş dağılımıyla birlikte...
By analysing the molecule... we can see that it has a proteic connection of 30 % with a slow distribution of tissue...
Affedersiniz... dağılımıyla birlikte uyum sağılıyor.
Sorry... with a slow distribution of tissue which allows this match.
Bunu kaçırmamalısınız. Biliyorum. Tur, 12 : 00'de.
I know, tour is at 12 : 00, followed by the optional lunch... 12 : 00 to 2 : 00, followed by telecommunications orientation... internet ID distribution, parents'reception, 11 : 00 to 1 : 00.
Hepsinde güvenlik çok sıkıdır.
a power plant, a substation, distribution node, which are all under tight security.