Diyemezsin translate English
1,091 parallel translation
- Peki "gülümseyin" diyebilir miyim? - Hayır, "gülümseyin" diyemezsin.
Can I say, "Watch the birdie"?
Ortalığı kızıştırıp, sonra "iyi geceler" diyemezsin.
You can't start a bonfire and then say night-night.
Bir anda kendi kendine "Oyunculuğu bırakıyorum artık bir yazar olacağım" diyemezsin.
You don't just say one day "I'm finished as an actress. Now I'm a writer."
Küçük arkadaşıma aptal diyemezsin.
You can't call my little buddy addlepated.
Artık yumuşak diyemezsin.
Poofy. You can't say that anymore.
- Elbette diyemezsin.
- Of course you can't.
Öyle diyemezsin!
You can't say that!
Azgın diyemezsin, değiştirmelisin.
Okay, you cannot say you felt horny, you have to change it.
"Asla olmaz." diyemezsin yani?
So, it is not something you'd totally rule out as never taking place again?
Ben söylemeden Wyatt diyemezsin.
Not Wyatt until I tell you.
Başardım diyemezsin herhalde.
Can't say you won, can you.
Sara, Edgar Price seninle buluşmak istiyorsa "Gelecek aya ne dersin?" Diyemezsin.
Sara, when Edgar Price says he'll meet you you don't say : "Wait, how about next month?"
Birleşik Devletlerde bir yargıcın karşısına dikilip "Siktir git" diyemezsin.
You can't stand in front of a judge in the United States and say, "Fuck you."
Yayında lanet diyemezsin.
You can't say "goddamn" on the air.
Bir yabancıya "seninle yatak odasına geçmek istiyorum" diyemezsin!
You can't tell a stranger, "I want to be in a bedroom with you"!
Ona baş belasına insan falan diyemezsin. O çocuk bir canavar!
That kid's a monster!
İpne diyemezsin top diyemezsin şorolo diyemezsin nonoş diyemezsin götveren diyemezsin.
Can't say fruit, can't say faggot, can't say queer, can't say Nancy boy, can't say pansy.
Zenci, Boogie, jig ( zenci ), jiggaboo ( zenci ), dazlak, jungle bunny ( zenci ), moolie yan ( ita. patlıcan ) ya da schwarz ( alm. siyah ) diyemezsin.
Can't say nigger, boogie, jig, jiggaboo, skinhead, jungle bunny, moolie, moolie yan or schwarz.
frog, squarehead, kraut, jerry, Hun, chink, jap, nip, slope, slopehead, zip, zipper head, gook, diyemezsin.
frog, squarehead, kraut, jerry, Hun, chink, jap, nip, slope, slopehead, zip, zipper head, gook.
Susun babama sus diyemezsin.
- Shut up - Don't tell my dad to shut up
Aşk diyemezsin buna... Çünkü senin yaşında kanın, kaynaması durulmuştur... uslanmıştır aklın sesine kulak verir.
You cannot call it love... for at your age, the heyday in the blood is tame... it's humble, and waits upon the judgment.
Dondurmaya "hayır" diyemezsin, değil mi?
Couldn't say "no" to the ice cream, could you?
Bir kez otuz oldun mu, artık kendine kız diyemezsin.
Once you're over 30, you can't call yourself a girl anymore.
İçeri girip "Ben talk-show'cu olmak istiyorum" diyemezsin.
You can't walk into a building and say, "I want to be a talk show host."
Ona hayır diyemezsin.
Can't say no to him.
Ona sadece hasta diyemezsin.
It doesn't make him a gomer.
- Çeneni kapa diyemezsin sen bana.
- Don't tell me to shut up.
Bana hayır diyemezsin!
You don't say no to me, boy!
- Oraya gitmeden diyemezsin.
Not if you've been there.
- Bana yakınlaşmaktan korkuyorsun. - Bunu diyemezsin.
- You're scared of getting close to me.
Fransa Cumhurbaşkanının şoförü olman istendiğinde, hayır diyemezsin.
When you get the call to be the President of France's driver, you gotta go.
Ödeneği veto ettin, buna hata diyemezsin.
When you veto their funding, that's not a mistake.
İsteyerek bir insanın kalbini kırarsan buna hata diyemezsin.
When you hurt someone intentionally, that's not a mistake.
Buraya gelip bana diyemezsin ki...
You can't come in here and tell me you're not...
"Sizi zehirlediler" diyemezsin.
My name is carly marshall, And you've been contaminated. "
Bana hiçbir şey diyemezsin.
You can't tell me nothin'.
Bok kafalı diyemezsin!
You no say shit-head!
Böyle diyemezsin.
You can't say that.
Bir daha bana asla tatlım diyemezsin!
You don't ever get to call me honey again!
– Ama çok hafif, hayır diyemezsin. – Peki.
- It's light, you can't say no. - Okay.
Biliyor musun, öylece odaya girip, "Dallas'a taşınıyoruz" diyemezsin.
You know, you just can't walk into a room and say, "We're moving to Dallas."
Şu anda "Yok bir şey" diyemezsin.
There ´ s no "nothing" now.
Ukrayna zayıf diyemezsin.
You not say Ukraine weak.
"Böyle yaparsam şöyle olur" diyemezsin bence.
I just don't think you can say, "If I do this, then that will happen."
Bunu diyemezsin.
You can't say that.
Bana tatlım diyemezsin.
Don't call me sweetheart.
Aşk diyemezsin buna çünkü yaşında coşkun değildir insanın kanı durgunlaşır, akla uydurur aşkını.
You cannot call it love, for at your age the heyday in the blood is tame it's humble, waits upon the judgment.
Sen bana diyemezsin! Ben sana kapa çeneni diyebilirim.
You don't tell me to shut up.
Bana çeneni kapa diyemezsin!
I'm askin'him. Don't tell me to shut up!
- Bana aptal diyemezsin.
Don't call me an idiot, Jackie!
Ama unutma acı çekmek yaratıcılık doğurur. Acı demeden boya diyemezsin. ( Painting / pain )
But don't forget, out of suffering comes creativity.