English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ D ] / Donkey

Donkey translate English

2,058 parallel translation
Çünkü yanımda hiç kimse yok, Kasım bana eşek, beceriksiz, her istediğini söyler.
Because I have no one, Kasim calls me names.. Donkey, duffer, whatever he wants to.
Sen beni aptal mı sandın?
Do you think I'm a donkey?
Aptal, eşek.
Idiot, donkey.
Vaatlerin boşa çıktı.
Your promise vanished like horns from a donkey's head.
Donkey Kong gibi çatışma başladı.
It is on like Donkey Kong.
Her zaman taş kafalı mısın?
- You always such a donkey knob?
Keşke taş olsaydım, o zaman bu işten kurtulurdum.
- I wish I did have a donkey knob. Then i could give up my stupid job.
Hey, ilgini çekerse çadırdaki oyunda Eşek Kong'un öldürme sahnesi var.
There's about to be a Donkey Kong kill screen in the game tent, if you're interested.
Gerçekten sıradışı bir yarış ve bu sefer o eşeği uçuracak
They've been slow running him just to get the odds up. And this is the race they're gonna let that donkey fly.
Siktir git Pawel seni öküz
Fuck you, Pawel, you son of a goat! You donkey fucker! You bald-faced fuck!
Bu yüzden Polonya da kaldım onun bi pislik... olduğunu öğrensem de
That's why I stayed in Poland, even when I found out that he was a... donkey-fucking prick.
Eşek.
Donkey.
Çabuk ol, seni eşek.
Be quick, you donkey.
Başka açıdan baksan da partiye gelmeyeceğim.
I ain't gonna pin no tail on no donkey.
- Tamam... sonra bir gün, Yeni doğan bu eşek varmış... ve büyük bir sakatlığı varmış... doğum kusuru, tamam mı? - Tamam.
- All right... then one day, there's this one donkey that's born... and it's got, like, a massive deformation...
Kendine hiç bakmıyor, katır gibi öksürüyor.
He does not want to get better, he coughs like a donkey
- Bize bir eşek getir.
Bring us back a donkey.
- Ya arasana şu eşek sıpasını.
- Call that donkey for me.
Merkebin yanına gitme.
Don't go near the donkey.
Salaksın!
You donkey!
- Kapa şu koca ağzını.
- Go ride a donkey!
İşte bu yüzden birileri'eşeğe kuyruk batırma oyunu'oynadığında ve bize batırmaya çalıştıkları kuyruk antik bir şovun yeniden canlandırılması olduğu zaman gerçekten çileden çıkıyorum.
And that's why I get bent out of shape any time anybody tries to play "Pin the tail on the donkey" and the tail they're trying to pin on us is that this is some kind of revival antique show.
Bunu buraya getirmek için denizler aştım, eşek sırtında yol aştım.
I took the boat, rode a donkey to bring it here. Pick it up!
Muhtemelen baban homoseksüel bir eşekti.
Possibly your father was a homosexual donkey.
Eşşekoğlueşşek, benim lafımla bir yere geldin gene, değil mi?
Son of a donkey, you've been using my phrases again?
Dedene gel, sana benim eşeği veririm.
Come to grandpa, I'll give you up to my donkey.
EŞEK / DONKEY
DONKEY
Bir de eşekle mi ilgileneceğim?
And I should tend to the donkey?
Eşeği alıp çocuğa ver, çocuk mutlu olsun!
Take the donkey to the kid and he'll be overjoyed!
Yani, kimsenin eşeği yok mu?
So, nobody has a donkey?
Canım eşeğim, kimse canını yakmayacak, sana iyi davranacaklar.
My dear donkey Nobody will hurt you, just be nice.
- Bu eşek nereden geldi?
Where's that donkey from?
Yarın bütün gün eşekle oynarız. Tamam mı?
We'll play with the donkey whole day tomorrow.
Bu senin eşeğin mi?
Is this your donkey?
- Çocuk eşek için üzüldü.
- He feels bad because of the donkey.
Eşek için kendini üzgün mü hissediyorsun?
You feel bad because of the donkey?
Bu eşekle mi?
On that donkey?
Git kendini ve eşeğini becer!
Go fuck yourself and your donkey!
Harika müzik, Eşek.
Good sounds, Donkey.
Işıklar kapansın, Eşek.
Lights out, Donkey.
Işıklar, Eşek!
Lights out, Donkey!
Yeter, Eşek.
Enough, Donkey.
- Teşekküler Eşek.
- Thanks, Donkey.
Bir eşşek, bir hiç!
A donkey, zero!
Görüyorsunuz, bu eşşek size terbiyesizlik etti.
You see, this donkey misbehaved with you.
Ama o bir eşek, o sizi geri çevirdi.
But he is a donkey, he will kick you.
Ama onun eşekliği yüzünden, ben bir fırsat buldum.
But because of his "donkey ness", I found what an opportunity.
Bildiğimiz şu ; Orkide istasyonunun altında çok soğuk bir yerde bir çark vardır.
Here's what we know- - There is a donkey wheel in a very, very cold place down below the orchid station.
Mexico'ya gidip eşeklere binmiş geziyordur kesin.
He's probably in Mexico taking a donkey show tour.
Neden hala atlardan bahsediyorsun, eşşek?
Why are you still holding on to those horses, donkey?
Seni eşek!
You donkey!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]