Duymuyor musunuz translate English
188 parallel translation
"Gece vakti kuzey rüzgarı estiğinde milyonlarca ölünün'Suçluyorum! 'diyen hırıltılarını duymuyor musunuz?"
... When the north wind blows at night, can't you hear the millions of death rattles : " I accuse!
Beni duymuyor musunuz?
Can't you hear me?
Bu hücum borusu Duymuyor musunuz?
- It's the charge. Don't ya hear it?
Orada. Duymuyor musunuz?
Don't you hear it?
Düdüğü duymuyor musunuz?
Can't you hear that whistle?
Utanç duymuyor musunuz, Leydi Marian?
Are you not ashamed, my Lady Marian?
Beni duymuyor musunuz?
Didn't you hear me?
Duymuyor musunuz?
Do you hear?
Duymuyor musunuz?
Don't you?
Gurur duymuyor musunuz?
- Aren't you proud?
Siren seslerini duymuyor musunuz?
Don't you hearthe sirens?
Hiç pişmanlık duymuyor musunuz?
Would you not feel remorse?
Tanrım, duymuyor musunuz?
- You hear that? - No, I can't hear a thing.
Sesleri duymuyor musunuz?
Don't you hear that music?
Gurur duymuyor musunuz?
Aren't you proud?
Duymuyor musunuz? Burada her şey şarkı söylüyor.
Can't you hear everything here is singing?
Sessiz ve sakin olun, duymuyor musunuz?
Quietly and calmly now, do you hear?
Hiç rahatsızlık duymuyor musunuz? Onu teslim edeceğiniz için, yani.
- It doesn't bother you?
Beni duymuyor musunuz?
DON'T YOU HEAR ME?
Duymuyor musunuz?
can't you hear?
Kesin ateşi, duymuyor musunuz?
Stop it, do you hear?
Beni duymuyor musunuz?
Don't you hear me?
Onları görmüyor, duymuyor musunuz?
Can't you see them? Hear them?
Çek-bırak, daha kuvvetli kürek çekin, daha kuvvetli, duymuyor musunuz!
In, out, row harder, row harder, do you hear!
Duymuyor musunuz?
You hear me? Slaughter him.
Duymuyor musunuz?
Don't you hear it?
Duymuyor musunuz?
Can't you hear it? !
Duymuyor musunuz? Dayanamıyorum artık!
I can't stand it.
Duymuyor musunuz beni?
Can't you hear me?
- Viyolonsel sesini duymuyor musunuz?
- Can't you hear him?
Arabayı duymuyor musunuz?
Can't you hear the carriage?
Ağlama sesini duymuyor musunuz?
Don't you hear the crying?
Sesleri duymuyor musunuz?
Didn't you hear that guy?
Duymuyor musunuz?
Do not you hear?
Duymuyor musunuz?
Can't you hear them?
Bir kadına hiç ihtiyaç duymuyor musunuz?
Don't you ever need a woman, Father?
Alkışları duymuyor musunuz?
Can't you hear that applause?
Duymuyor musunuz?
Can't you hear?
Bütün bu yaptıklarım karşısında en ufak bir öfke duymuyor musunuz?
What, you are not angry with me for my extravagant behaviour?
Neler olduğunu duymuyor musunuz? Yardım edin ona!
Can't you hear what's happening?
- Duymuyor musunuz beni?
- Can't you hear me?
Adam öldürünce huzursuzluk duymuyor musunuz?
It doesn't affect you, killing people?
- Bunu duymuyor musunuz?
.Don't you hear that?
Duymuyor musunuz?
Wake up!
Duymuyor musunuz, saat!
Don't you hear the clock?
Müziği duymuyor musunuz?
Can't you hear the music?
Öfke duymuyor musunuz?
No anger in you?
beni duymuyor musunuz?
can not hear me?
- Duymuyor musunuz?
- Don't you hear him?
Bay X, hiç pişmanlık duymuyor musunuz? Başkan Kennedy suikastına üzülmediniz mi?
Don't you even feel a bit of remorse saddened by President Kennedy's assassination?
Radyoyu duymuyor musunuz?
Did you hear that radio over there?