Döstum translate English
121,006 parallel translation
- Teşekkürler dostum.
- Thanks, man. I appreciate it.
- Hayır dostum. Alışverişini istemiyorum.
I don't want your business.
Pekâlâ dostum.
All right, man.
Dostum, köpekleri duyduğuma çok üzüldüm.
Man, I'm sorry to hear about the dogs.
Bunun zor olduğunu biliyorum dostum.
I know it's rough, man. I get it, you know?
- Selam, dostum.
- Hey, man.
Nasılsın dostum?
What's up, man?
Dostum, sen iyi misin?
Oh, buddy, are you all right?
- Evet dostum, göz kırpıyoruz.
- Yeah, dude, we're winking. Oh!
- Durumlar nasıl dostum?
- So, what's the what, man?
Dostum, bu haksızlık.
Man, that is unfair.
Dostum.
Oh, man.
- Dostum, çok yardımsever biri.
- Man, he's the most accommodating dude.
- Siktir dostum.
- Fuck, man.
- Cooler, hadi ama dostum.
- Aw, Cooler, come on, man.
- Dostum, hayır.
- Dude, no.
Eylemlerinin Chip, sebep olduğu şeyler var dostum.
Your actions, Chip, they have causes, dude.
- Siktir Cooler dostum.
- Shit, Cooler, man.
- Sanki bilmiyorsun da dostum.
- Like you don't know, man?
- Yapma dostum.
- Come on, man.
Dostum, bunun senin evin olduğunu bilmiyordum.
Dude, I had no idea this was your place, man.
Dostum...
Dude...!
Chip, bunun hepsi sebep ve eylem zincirinin parçası dostum.
Chip, it's all part of the chain of cause and action, man.
Hadi ama dostum.
Come on, man.
- Hayır dostum. Ben hallederim.
I got it.
Selam dostum.
Hey, man.
Selam, dostum.
Hey, man.
Dostum, onu çok sevdim, anlıyor musun?
Man, I fucking loved her, you know?
Teşekkürler dostum.
Thanks, man.
Üzgünüm dostum.
Well, sorry, man.
Hey dostum, zor bir ihtimal olduğunu biliyorum ama bu akşam misafirhanede kalamam, değil mi?
Uh... hey, man, I know this is a bit of a long shot, but... I couldn't stay in the guest house could I, tonight?
Bunu senin için yapıyorum dostum.
I'm doing this for you, man.
- Hayır dostum.
No, man.
Senin adına sevindim dostum.
Good for you, man.
Bekle dostum!
Spike! Wait up, man!
- Dostum, aklım gayet yerinde.
- Dude, I'm very fucking sober.
Dostum, komik değil.
Dude, not cool.
Dışarıda hiçbir şey görünmüyor, dostum.
You can't see a thing outside, man.
Dostum sorun çıkarma, oldu mu?
Dude, don't pitch problems, all right?
Portakal gibi suyunu çıkaracağım dostum.
I will juice you like an orange, my friend.
Dayan dostum!
Hang on, buddy!
Dayan dostum! Geliyoruz!
Hang on, buddy, were coming!
Affedersin dostum.
Excuse me. I'm sorry, man. - Come on.
Yani, berbat durumdayız dostum.
I mean, we're screwed, man.
Dostum eğer istemiyorsan Dubai'deki eniştene sor.
Buddy, if you don't want it, ask your brother-in-law in Dubai.
- Dostum, buralarda ATM var mı?
Bro, is there an ATM close by? There's one right here.
Dostum, elim!
Dude, my hand!
Birlikte büyürüz dostum.
We'll grow together, man!
Büyü artık dostum.
Grow up, man!
Dostum para, kana susamış bir vampir gibidir.
Dude, money is like a vampiress waiting to drink your blood!
- Biliyorum dostum!
- I know, man!