Eddie translate English
12,639 parallel translation
Eddie Bynum ismi tanıdık geliyor mu?
Is the name Eddie Bynum familiar to you?
Eddie Bynum'ı tanımıyorsunuz.
You don't know Eddie Bynum. Okay.
Patronunun zorla yalan ifade verdirdiğini söyleyeceğine inancım tam olan Eddie Bynum ve DNA testi sayesinde avukatınıza, kendisine gerek kalmadığını söyleyebilirsiniz.
Between that and Eddie Bynum, who I'm confident is going to tell us his boss put him up to giving a false statement last night, you might want to tell your attorney he's got his work cut out for him.
Görgü tanığı, Eddie Bynum, hemen caydı.
The witness, Eddie Bynum, folded pretty quickly.
Henry yine şu salak Eddie Murphy taklidini yapıyor.
Henry's doing his stupid Eddie Murphy routines.
- Eddie Murphy taklidin miydi bu?
Was that your Eddie Murphy?
- Eddie Murphy'ydi.
That's Eddie Murphy.
"Herkül" dedim ve herkes bunu Eddie Murphy ile ilişkilendiriyor.
I said "Hercules," and everyone associates that with Eddie Murphy.
- İşte bu Eddie!
Now, that's Eddie!
Ateş eden - ve eşinizin dava etmediği - Bay Pope Eddie Summerfeldt'i yaralayan silahı yaptı.
The shooter, Mr. Pope, the one that your wife is not suing, he built the gun that injured Eddie Summerfeldt.
Eddie'ye teklifi kabul etmesini önereceğim.
Okay. Well, I'm advising Eddie to take it.
Adı Eddie Slick.
His name is Eddie Slick.
Eddie öldü.
Eddie is dead.
Oğlum, hadisene, Eddie.
Hey, dude. Come on. Let me in on that, Eddie.
Eddie Parrish, Tasha Brooks'un pezevengi.
Eddie Parrish, Tasha Brooks'pimp.
Daha önce de fuhuştan yakalanmışsın Eddie.
You've been picked up for pandering before, Eddie.
Eddie "Köprücük kemiği" Rosario.
Eddie "Collarbone" Rosario.
Pezevenklikten hüküm giymiş biri için yakalama emri çıkarılmasını istiyorum. Adı Eddie Rosario.
Yeah, I need a BOLO out on a convicted pimp named Eddie Rosario.
- Nerede o, Eddie?
Where is he, Eddie?
Eddie amca!
Uncle Eddie!
Eddie'ye ulaştım.
I reached out to Eddie.
Bunu kim söyledi, Eddie mi?
Who told you that? Eddie?
- Eddie Reynolds söylemiştir.
~ Eddie Reynolds told him.
- Peki Eddie Reynolds'a kim söyledi?
~ And who told him?
Eddie Reynolds Susan cinayetindeki mahkumiyetini yeniden temyize götürüyor.
Eddie Reynolds is appealing against his conviction for organising Susan's murder.
Eddie Reynolds'la hiç görüştün mü?
Did you ever meet Eddie Reynolds?
Şayet Eddie Reynolds seninle görüşmek istemezse hiçbir şey ifade etmeyecek.
It'll count for nothing if Eddie Reynolds doesn't want to meet you.
- Eddie'ye birisinin yardımcı olduğu çok aşikâr.
It's obvious that someone must be helping Eddie.
Susan'nın o gece nerede olduğunu Eddie'ye ispiyonladılar.
They tipped him off where Susan was that night.
Çünkü CCTV görüntülerini Eddie'ye veren kişi olarak seni zannetmiştim.
Cos I had you down as the one who gave Eddie the CCTV images.
Eddie Reynolds'u göreceğim.
I'm gonna see Eddie Reynolds.
Eddie ya da ben.
It was him or me.
Sen Eddie Reynolds'a gitmeyi tercih ederken ben hapishaneye mi gideyim?
You'd rather Eddie Reynolds walks and I go to jail?
Bunun ne olduğunu biliyor musun, Eddie?
SOLICITOR : Do you know what this is, Eddie?
Uygun zamanı bekle, Eddie.
Bide your time, Eddie.
Eddie Reynolds Susan cinayetinde kendi tarafı için mahkumiyetini yeniden temyize götürüyor.
Eddie Reynolds is appealing against his conviction for his part in Susan's murder.
Eddie Reynolds.
Eddie Reynolds.
Eddie Reynolds çok tehlikeli, kuvvetli bir adamdı.
Eddie Reynolds was a very dangerous, powerful man.
Susan bana Eddie Reynolds'ın kendisini sevdiğini söyledi.
She said to me that Eddie Reynolds loved her.
Eğer Susan fikrini değiştirdiyse, Eddie geri gelmesini kabul etti. Her defasında, soru sorulmadı.
And that if she changed her mind, he'd have her back, any time, no questions asked.
Bu Eddie'nin Susan'ı öldürmeyi tertip etmediğini yapmak için hiç bir şeydir.
That's nothing to do with whether he ordered her killing.
Susan 12 yıldır Eddie'yle yaşadı, Eddie ona sahipti, ona dava açtı.
She'd lived with Eddie for 12 years. He owned her, possessed her.
Eddie'yle nerede ihtiyacım olanı yaptığım nerede kafayı vurduğumu, nereye gideceğimi daima kafamdaki bu haritada vardı.
With Eddie, there's always been this map in my head of where I'm going, where I'm headed, where I needed to get to and...
Eddie yarın orada olacak.
He's going to be there tomorrow.
Susan ile ben kapıdan dışarı çıktığımız dakikadan itibaren Eddie'nin tetikçisinin ateş etmek için 30 saniyesi vardı.
From the minute me and Susan came out of that door, Eddie's gunman had 30 seconds to shoot.
Eddie Reynolds söyledi ona.
Eddie Reynolds told him.
Evet, ama Eddie'ye kim söyledi?
Yeah, and who told him?
Eddie Reynolds seninle görüşmek istemezse hiçbir şey ifade etmez.
It don't count for nothing if Eddie Reynolds doesn't want to meet you.
- Dur, Nick.
( imitating Eddie Murphy's laugh ) Stop, Nick.
Bu da Eddie.
And Eddie.
- Eddie.
Eddie.