English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ E ] / Egan

Egan translate English

433 parallel translation
Bir daha aradığında yalnızca otobüs denetmeni Egan'ı iste.
Just ask for Egan, the bus inspector.
Cass, Egan'la arabadan altını alın, çabuk.
Cass, you and Egan get the gold out of that wagon, quick.
Sağ ol Egan.
Thanks, Egan.
Egan, sen ne düşünüyorsun?
Egan, how do you feel about it?
Yapma Egan.
Don't, Egan.
Biri Egan'ın yanında olmalı.
Somebody's gotta be in there with Egan.
Cass, Egan'a yardım et.
Cass, help me with Egan.
Neden beni ve Egan'ı rahat bırakmıyorsun?
Me quit now? Why don't you leave me and Egan alone?
- Frank Egan'ı tanırmısın?
You know Frank Egan?
Egan'ın borcuna karşılık herkes bir şeyler aldı.
Everybody took something to square what Egan owed.
Frank Egan öldü.
Frank Egan's dead.
Onun yerine hapis yattığım için Frank Egan bana borçlu.
That's what Frank Egan owes me for serving his time.
Ben ve Egan.
Me and Egan.
Onu Egan'dan uzak tutabilirsem...
If I could only get him away from Egan.
Egan!
Egan!
Egan...
Egan...
Egan nerede?
Where's Egan?
Egan öldü.
Egan's dead.
Egan Powell!
Egan Powell!
- Selam, Egan.
- Hello, Egan.
- Gaby, bu Egan.
- Gaby, this is Egan.
- Egan!
- Egan!
- Benim, Yarbay Powell. - Egan?
- Commander Powell speaking.
- Bu gece başka yerde kalabilir misin?
- Egan? - Can you bunk out tonight?
Teşekkürler, Egan.
Thanks, Egan.
Egan Powell, İstihbarat.
Egan Powell, Intelligence.
Egan, üzerinde çalıştığımız deniz haritasını çıkar.
Egan, break out that chart we've been working on.
Elinden geleni yap, işe yarayacaksa yalvar, Egan.
Wet it with tears, bleed on it, Egan.
Egan, bana şoförlü bir jip ayarla.
Egan, get me a jeep with a driver.
Bu doğru, Egan.
That's right, Egan.
Egan?
Egan?
Egan öldü.
Egan was killed.
- Ne istiyorsun, Egan?
- What do you want, Egan?
Sorun ne, Egan?
What's the matter, Egan?
Kısacası Egan ve kanunlar arasında sıkışıp kaldık.
Then it's a squeeze between Egan and the law.
Vermez çünkü Gorman'ın ifadesi Egan'ın sonu olabilir.
Won't because Gorman's testimony would finish Egan.
Egan anında öğrenir ve kızını öldürür.
Egan will know immediately and he'll kill her.
Nerede olursam olayım Egan avcı gibi peşimde olacak.
Egan'll hunt me down wherever I am.
Sen jüriye bildiklerini anlattıktan sonra Egan parmaklıkların arkasında olacak.
After you tell the Grand Jury what you know, Egan will be behind bars. He won't be able to hurt you.
Egan çaresiz durumda.
Egan's desperate.
Dan, Egan ne derse yapmanı istiyorum.
Dan, I want you to do what Egan says.
Egan'la buluşma konusunda mütabık değilsek şimdi polise gidiyorum.
Now, if you don't agree to meet Egan, I'm going to the police, now.
- Egan, sana söylüyorum...
- Egan, I tell you...
Şimdi de bütün tanıklardan kurtuluyorsun değil mi, Egan?
Now you get rid of all the witnesses, right, Egan?
Bir küçük şey daha var, Egan.
And one more little thing, Egan.
- Egan?
- Egan?
Canlı yerine ölü Augie Gorman'ı oraya götürürsem sadece Egan'a işinde yardım etmiş olurum.
I can do that just as easily by handing Egan a dead Augie Gorman as a live one.
Devam et, Egan. Çıkart onu.
Go ahead, Egan, bring it out.
Yanında Richard Egan vardı.
With Richard Egan.
Aygırlarımdan biri Bay Egan'ın en iyi kısraklarını döllüyor.
One of my stallions is servicing Mr. Egan's best mares.
Ted Egan, Beverly Hills belediye başkanı.
Ted Egan, mayor of Beverly Hills.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]