Electrical translate English
2,553 parallel translation
Şam'da elektrik mühendisliği üzerine eğitim almış.
He got a degree in electrical engineering from a school in Damascus.
Ralph, sosuna sabun kattığımı düşünüyordu. Mekanıma girip elektrik panelimdeki bütün şalterleri söktü.
Ralph thought I was soaping his sauce, so he broke into my place and took all the breakers out of my electrical panel.
Elektrik enerjisi gibi
It's like electrical energy
Yangın bir elektrik prizinde başladı ve evin içine yayıldı.
The fire started from an electrical outlet and spread through the house.
Yedek elektrik kaynağı kesilmiş.
The backup electrical supply has been cut.
Elektrik kontaklarında ve dolma kalem uçlarında kullanılır. Neden?
Used in electrical contacts and fountain pen nibs.
2 elektriksel aktiviteye ait iki ayrı dalgalanma.
Two distinct patterns of electrical activity.
- Kesinlikle. Bir aksilik olmazsa elektrik akımı baskın olan Belly'nin bilincine yapışıp onu yeni konağına aktaracak.
If everything goes according to plan, the electrical current will latch onto the dominant consciousness, which is Belly's, and coax it into its new residence.
Kuvars kristali yalnızca fiziksel basınç uygulandığında elektrik yüklenir.
Quartz crystals only develop an electrical potential when they're put under physical pressure.
Herhangi bir değer de okuyamaz oldum.
We're not even getting any more electrical readings.
Bir kapı açıldığı vakit, elektrik devresi kesilir ve alarm tetiklenir.
When a door opens, it breaks an electrical circuit and triggers the alarm.
Amacınız iletişimi kesmek ise hoparlörün bakır kablosunu lastik levyesine sarıp arabanın elektrik sistemine bağlayarak bir elektromıknatıs yaratabilirsiniz.
So if radio silence is your goal, you can create an electromagnet... by running the current from your car's electrical system... through a tire iron wrapped with copper speaker wiring.
Zarar vermeksizin çarpıcı bir elektronik sorun yaratmak, özellikle de ölümcül bir füzenin üzerinde çalıştığınız sırada bunu yapmak ustalığın şahikasına erişmek demektir. I
There is a fine art to making an electrical malfunction look spectacular and yet not do any real damage, especially when you're dealing with a deadly missile.
Elektrikten kaynaklanan bir sorun olmalı.
Must be an electrical problem.
Ben olsam onlara elektrik kaçağı sebebiyle yangın çıktı derdim.
Yeah, I would tell them you had a small electrical fire or something.
Doğru fitil ile beraber elektronik sistem, için için yanan bir hurda yığınına dönüşecektir.
With the right fuse, it'll turn an electrical system into a smoldering heap.
Yapay bir sünger, direnci artırır. Elektrik akımının çoğunu ısıya dönüştürür. Yani düşük akımda, kurbanımızı pişirebilir.
Using a synthetic sponge increases resistance converting most of the electrical current to heat, literally cooking the victim in low amperage.
Uzmanlık alanın elektrik mühendisliği.
Your major is electrical engineering.
Şok silahı vücuda elektrik akımı vermiş ve maktulü bir keten fırçasına çevirmiştir.
A stun gun would have imparted the body with electrical current turning the victim into a human lint brush.
Bu ses nereden geliyor? .. ... sanki içinden elektrik akımı geçiyor gibi fakat bu tennantite * oyması gibi bir şey.
What's generating the noise, it's like its got an electrical current going through it but it's made of carve tennantite.
Arkadaşlar, burada priz var.
Guys, there's an electrical outlet up here.
Binalarına müfettişler gönderelim,
We'll get city inspectors from building, electrical, licensing, sanitation.
Tüm elektrik kablolarını geçen sene yeniledim, Andy.
Replaced all the electrical last year, Andy.
Tel çözüldüğünde diyafram saniyenin otuzda biri kadar açılacak ve elektrik yükü tozu ateşleyecek.
As the wire is tripped the aperture opens for a thirtieth of a second, and an electrical charge ignites the powder.
Ne zaman dehşete kapılsa etraftaki bütün elektriği kesiyordu.
Whenever he got frightened it knocks out everything electrical around him.
Zamanda yolculuk mümkün olsa herhalde 1.21, 1.22 gigawattlık devasa bir elektrik kuvveti gerektirir.
If time travel were to happen, it would probably require... a huge electrical force of around 1.21, 1.22 gigawatts.
- Evet, bilgisayarların ve makinelerin dünyayı ele geçirdiği ve insan bedenlerini sonsuz elektrik kaynakları olarak esir aldığı bir zamandan geliyorum.
- Yes, I come from the time where... computers and machines have overtaken the world... and enslaved human bodies as sources of infinite electrical power.
Bu anormal şeylerin olduğu eski bir bina değil mi?
It's an old building, so it has all sorts of energy fields, things and stuff going on, either could be electrical anomaly, that has actually moved our clock faster, something so that you know,
O dalga yüzünden bütün elektriksel aktiviteler mahvoldu.
All electrical impulses were obliterated by that pulse.
Elektrik santrali kapandı.
The electrical plant's gone down.
Bayanlar ve baylar, gelmek üzere olan bir fırtına var Michigan şehir merkezi gibi şiddetli fırtına uyarı alıyoruz.
And ladies and gentlemen, we have a storm brewing in the distance, as Central Michigan is under a severe electrical storm alert.
En son bir elektrik ithalatına dönüşmüştü.
Well, last time into an electrical import business.
Çok yazık çünkü büyük bir paket, elektronik burada bırakamayız ama bu bölgeye iki hafta içinde teslimat yapamayacağız.
It's a shame, really, because it's a large package, electrical, we couldn't possibly leave it but we're not due to deliver in that area for another... two weeks.
Böyle bir evrimsel elektrik enstalasyonu sıkıntılı... görünebilir ; ama...
I mean electrical installation evolutionary may seem tense...
Beyin fonksiyonları elektrik sinyallerinden ibarettir, taşların çalışma prensibi de.. ... bu enerjiye dayanır.
Now, brain function is really just a series of electrical signals, energy which is no doubt the foundation of how the stones work.
Makine odası merdivenlerin aşağısında. Kuzeydoğu köşesinde!
Electrical room's in the basement, southeast corner.
Enerji kaybımız var.
Losing electrical power.
İşte, UPHOLDER sınıfı elektrikli dizel denizaltımız.
There, an * * * * class electrical - diesel boat.
- Elektrikli kilidi mevcut.
- Well there's an electrical lock.
- Elektriki müdahale.
- Electrical interference.
Önemli bir elektrik arızası mevcut.
Suffered a major electrical failure.
Bu ana elektrik şebekesi.
This is the primary electrical grid.
Bir tür elektriki dalgalanma.
Some kind of electrical surge.
Hadi şu paneli çıkaralım ve kısa devreye bakalım.
Let's get this panel off and look for the electrical short.
Birkaç ay önce burada birkaç elektrik işi yapmayı bile denedik.
We even tried to do some electrical work here a few months ago.
Yeter mi? Çatıyı onarıp elektrik tesisatı çeker.
Yeah, fix up the roof, get some electrical in here.
Bir kere elektriksel faaliyet trafiği kesilirse, beynin kendisi daha fazla çalışmaz..... ve nöronlar ateşlemeyi ve ayrıca ruh da var olmayı keser.
Once that electrical traffic ceases because the brain itself doesn't work anymore and the neurons stop firing, then, also, the soul will cease to exist.
Tüm elektrik sistemlerini yeniledik.
We revamped the entire electrical system.
Elektrik akımlarını izleyip eko şirketlere satıyoruz. Sıkıcı konu, hanımlarla konuşulmaz. Burada da çok hoş hanımlar var.
We track electrical currents, we sell it to eco companies, that sort of thing- - very boring, not good stuff to talk about with these ladies.
Sanıyorum ki neredeyse her şeyi eriten bir elektriksel güç üretiyor.
I believe it produces an electrical force that liquefies... just about anything.
Elektrik sistemi henüz tam oturmamıştı.
And the electrical was all... well, you know...