Elinden gelenin en iyisini yap translate English
214 parallel translation
Elinden gelenin en iyisini yap!
Do your best!
Elinden gelenin en iyisini yap!
Give it your best!
Elbette ki, Narkotik Şube elinden gelenin en iyisini yapıyor.
Of course, Narcotics is doing its best.
Ama aptalca bir şey yapacaksan..... elinden gelenin en iyisini yap çünkü biliyorsun gizli kameradasın!
But if you're gonna do something foolish remember to show your good profile, because you are on Candid Camera!
- Elinden gelenin en iyisini yap...
- Do the best you can.
Elinden gelenin en iyisini yapıyor.
Makes the most of what he's got.
Ordu, eğlence yerleri ya da batılı kültürünü çağrıştıran her yeri kapatmak ve engellemek için elinden gelenin en iyisini yapıyordu.
The dance halls they had been closed e any type of diversion presented for the Ocidente the military made possible pora to forbid e excluíam it completely.
Kimimiz elinden gelenin en iyisini yapıyor.
Some of us just do the best we can.
Elinden gelenin en iyisini yap.
Do your best.
Elinden gelenin en iyisini yap.
Go out determined to do your best.
Billy... bazan... bir insana dikkatle bakman gerekir... ve düşünmelisin ki... elinden gelenin en iyisini yapıyordur.
Billy... sometimes... you have to look hard at a person... and remember... that he's doing the best he can.
Durma, elinden gelenin en iyisini yap.
Well, go ahead and give it your best shot.
Bay Smith, müdür elinden gelenin en iyisini yapıyor.
Mr Smith, the warden is doing the best he can.
Chow, onları atlatmak için, elinden gelenin en iyisini yap.
Chow, you try your best to get away from them.
Elinden gelenin en iyisini yapıyor.
He does the best he can.
Cappy, elinden gelenin en iyisini yap.
Cappy, I want you to dig up everything you can about the dugpas.
Elinden gelenin en iyisini yap.
Take your best shot.
- Sadece elinden gelenin en iyisini yap, evlat.
- Just do your best, son.
Sen elinden gelenin en iyisini yap, biz de öyle yapacağız.
You just keep doing what you do best, and so will we.
Bizi eve götürebilmek için, elinden gelenin en iyisini yapıyor, ve yöntemleri hoşuna gitmiyorsa, bunu senden bir daha duymak istemiyorum.
She is doing the best she can to get us home, and if you don't like the way she's doing it, I really don't want to hear about it.
Bay Tuvix'in oluşmasına neden olan kazadan beri, iki hafta geçti ve hala, bizimle devamlı olarak kalacağı açık değil, ve yerleşebilmek için, kesinlikle elinden gelenin en iyisini yapıyor.
It's been two weeks since the transporter accident that created Mr. Tuvix and, while it's still not entirely clear that he's with us permanently, he's certainly been doing his best to settle in.
Elinden gelenin en iyisini yap
Do your best.
Elinden gelenin en iyisini yap.
Do your best. Do your best.
Muzu alıp elinden gelenin en iyisini yap.
Yeah. Take the banana and give me your best blow job.
Kaspar, elinden gelenin en iyisini yap.
Play your best.
Elinden gelenin en iyisini yap.
Make the best of it.
Biraz yavaş gidiyor ama elinden gelenin en iyisini yapıyor.
He's progressing slowly, but he's doing the best he can.
İnsan elinden gelenin en iyisini yapıyor ancak korkarım ki bazen hiç takdir edilmiyor.
One is working to the best of one's abilities. I fear sometimes it is not appreciated.
O zaman elinden gelenin en iyisini yap.
Then please be so good as to do so.
Elinden gelenin en iyisini yap.
Just try your very best.
Sadece elinden gelenin en iyisini yap.
You've just got to do your best.
Elinden gelenin en iyisini yap.
See what you come up with.
Elinden gelenin en iyisini yapıyor.
You're wrong.
Elinden gelenin en iyisini yap.
You do your stuff now.
Hayır efendim, fakat Doktor elinden gelenin en iyisini yapıyor.
No, sir. But the doctor's doing the best he can.
Elinden gelenin en iyisini yap, fakat sana beş dakika içinde Köprüde ihtiyacım olacak.
But I need you on the bridge in five minutes.
Anne hareket etmeye devam ettiği sürece güvende olacaklar ve o da acele etmek için elinden gelenin en iyisini yapıyor.
As long as the mother can keep it on the move, it will be safe, and she does her best to hurry it along.
daha fazla zamana ihtiyacımız var. elinden gelenin en iyisini yap.
- Straw needs more time. Pas de deux as best you can.
Biliyor.Sen ne düşünürsen düşün elinden gelenin en iyisini yapıyor.
He knows. He does his best whatever you think.
Bulunduğun yerde daima elinden gelenin en iyisini yap.
Always make the best out of where you are.
Hee-tae, Ona elinden gelenin en iyisini yap.
Hee-tae, do your best with him.
Elinden gelenin en iyisini yap.
You do the best you can.
Daha iyisini, elinden gelenin en iyisini yap.
Do better, do your best.
Elinden gelenin en iyisini yap.
Do what you do best.
- Elinden gelenin en iyisini yap.
It's a great opportunity.
Kimseye bir zarar gelmeden bundan kurtulmamız için elinden gelenin en iyisini yapıyor.
He's doing the best he can to get us out of this... without anyone getting hurt.
Yarın elinden gelenin en iyisini yap.
Give it your best tomorrow.
Elinden gelenin en iyisini yapıyorsun.
Ah, you do the best you can.
Elinden gelenin en iyisini yap Asker
Good luck with that, Soldier.
Elinden gelenin en iyisini yap.
I don't like all this fuss.
Elinden gelenin en iyisini yap.
You did much better yesterday. Do your best.