English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ E ] / Eliza

Eliza translate English

1,002 parallel translation
Var mı, Eliza?
Have you, Eliza?
Dur, dur, dur, Eliza!
Here, here, here, Eliza!
Buraya gel, Eliza.
Come here, Eliza.
Bekle, dur, Eliza.
Here, here, here, Eliza.
Çikolata al, Eliza.
Have a chocolate, Eliza.
Güvenmenin şerefine ye, Eliza.
Pledge of good faith, Eliza.
Bunlardan kutularca yiyeceksin, Eliza.
You shall have boxes of'em, Eliza.
Şimdi beni dinle, Eliza.
Now listen to me, Eliza.
Saçmalama, Eliza.
Nonsense, Eliza.
- Eliza, uslu bir kız ol ve... - Hayır!
- Eliza, now be a good child -
Bayan Pearce, bu Eliza'nın babası.
Just so. Mrs. Pearce, this is Eliza's father.
Peki Eliza benim için nedir?
And what's Eliza to me?
Amacım zarar vermek değil, ama Eliza bu işten faydalanacaksa ben neden faydalanmayayım, ha?
I don't mean no harm, but if Eliza's gonna have a bit out of this, why not me too?
Amanın, bu Eliza!
Blimey, it's Eliza!
Eliza'nın beynini düzeltmek istiyosanız, kendiniz yapın, patron.
If you want Eliza's mind improved, Guv'nor, do it yourself.
Eliza, bu misketleri görüyor musun?
Now, Eliza, you see these three marbles?
- Evet, zıplayacak, Eliza.
- And so it will, Eliza.
İyi değil, Eliza.
That's not good, Eliza.
- Sürekli Eliza'yla konuşuyoruz.
- We're always talking Eliza.
- Eliza'ya ders veriyoruz. - Eliza'yı giydiriyoruz. - Efendim?
- Teaching Eliza. - Dressing Eliza.
Eliza.
Eliza.
Eliza, sana bir şans daha vereyim mi?
Eliza, shall I give you another chance?
Şimdi dinle, Eliza.
Nowlisten, Eliza.
Şimdi dikkatle dinle, Eliza.
Listen carefully, Eliza.
Uyan, Eliza.
Wake up, Eliza.
- Haydi, Eliza!
- Come on, Eliza!
Eliza'yla tanışırsa işimiz biter.
If he meets Eliza, we're done.
Evet, Eliza, artık başlıyoruz.
Well, Eliza, now we're in for it.
Bu adam Eliza'yı öğrenirse bize şantaj yapar.
If that fellow finds out about Eliza, he'll blackmail us.
Eliza işi bitirdi ve bizim için bir anı oldu.
Eliza did the trick, and something to spare.
Söylemeliyim ki, Eliza çok iyi iş başardı.
I must say, Eliza did it awfully well.
İyi geceler, Eliza.
Good night, Eliza.
Işıkları söndür, Eliza. Ve Bayan Pearce'e sabaha kahve getirmemesini söyle.
And tell Mrs. Pearce not to bring me coffee in the morning.
Şimdi beni dinle, Eliza.
Now, listen to me, Eliza.
Eliza, bunu söylememeliydin.
Eliza, you shouldn't have said that.
Eliza benim için yeterli.
Eliza's good enough for me.
Eliza, çay getirmeni söylemedi mi?
Didn't Eliza tell you to bring tea?
- Eliza olsa bilirdi.
- Eliza would know.
- Eliza Doolittle'ı gördünüz mü?
- Have you seen Eliza Doolittle?
- Eliza kaçtı.
- Eliza's bolted.
Bu Eliza'nın gelecekle ilgili sorunlarını çözer.
This solves the problem of Eliza's future.
Eliza onun değil.
She doesn't belong to him.
- Eliza'yı buldun mu?
- Have you found Eliza?
- Eliza'nın nerede olduğunu gerçekten bilmek istiyor musun?
- Do you really want to know where Eliza is? - Yes.
Bana Eliza demeniz çok hoşuma gider.
I should like you to call me Eliza now if you would.
Bu şekilde olmayacak, değil mi Eliza?
You won't relapse, will you?
Eliza, benim suçum değil.
Eliza, it ain't my fault.
- Eliza'nın annesiyle evlendin.
- You were married to Eliza's mother.
Eliza'ya söylemeyin.
Don't tell Eliza.
Eliza?
Eliza?
Eliza!
Eliza!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]