English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ E ] / Elli

Elli translate English

4,032 parallel translation
Elli ruble.
Fifty rubles.
Yüz elli dördüncü kural falan.
Hundred fifty-four rule or whatever.
- Ayda sadece yedi yüz elli dolar.
IT'S ONLY $ 750 A MONTH.
- Bana elli tane lazım.
- I need fifty.
Elli bin dolar için!
Fifty thousand dollars!
Bin yolcu kapasiteli bir gemide muhakkak ki bir patlak vardır ancak filikada yalnızca elli tanesi için yer vardır.
A ship with 1,000 passengers has sprung a leak and there is only room for 50 in the lifeboat.
Elli, seksen çocuk mu?
50, 80 children?
Kırk bin mi, elli bin mi?
40,000 or 50,000?
- Kırk bin, elli bin?
- 40 or 50,000?
Seksen derece, elli beş dakika...
Eighty degrees, fifty-five minutes...
- Sıra sende, en az elli kere yaptım.
- Your turn, I've been about 50.
Portatif tuvalet için elli dolar fazla verince, bunları ücretsiz verdiler.
Fifty bucks extra with the port-a-potty. And they threw these in for free.
Onlar sadece bir günde elli müşteriye bakıyorlar.
They only serve 50 a day.
Yüzde elli ölme ihtimalin varmış.
He said you only have a fifty percent chance.
Hayatımın sonuna kadar anlatacağım elli tane şey geçti başımdan zaten.
I have enough bragging material to last the rest of my life, honey.
Tomorrow, Again'i elli kez falan izledim.
I've seen Tomorrow, Again like 50 times.
Yüz elli bin dolar.
Hundred and fifty thousand dollars.
Kare elli adam ve düzenbaz.
The Man With machine in hand, and his son yellow feet.
Kare elli adam sensin.
The man with the machine in hand, you is.
Belki de altmış beş? Elli?
I'm talking about this... these photos - real, framed photos.
Elli kayıp insanın yaslı aileleri cevap beklerken yetkililer arama çalışmalarına başladı.
With over 50 people still missing, grieving families are seeking answers, and authorities have begun a manhunt.
Elli kayıp insanın yaslı aileleri cevap beklerken...
And now, with over 50 people still missing, grieving families are seeking answers...
Harika, tam aradığım şey, elli yıllık bir pizza.
Great, just the something like needed. Pizza 50 years old.
Hafif silahlı ve bir kaç tane elli kalibre.
not too strong arms and cannons.
Onaltı elli at.
Sixteen hands.
Marconi dediğin adam elli yaşına falan geldi.
Marconi's like 50 years old.
- Elli dolarına?
- Fifty bucks?
- Elli dolarına.
- Fifty bucks.
Elli dolarına.
Fifty bucks.
Yedi, on iki, yirmi, otuz beş kırk altı ve elli biri, biraz daha görmemiz lazım.
We need to see more of seven, twelve, twenty, thirt-five, forty-six, and fifty-one.
Elli bir, gidiyor musun kalıyor musun?
Fifty-one, are you coming or going?
Elli yıl önce evlenmişler ve bana yazdığı mektubunda ölen kocası David'den sonra bir türlü toparlanamadığını anlatmış.
They have been married 50 years, and Mary wrote in saying she could not stop worrying about David.
Hanım elli çay içip, her şeyden sonra mutlu mesut yaşamamız gerekiyor.
We're supposed to drink honeysuckle tea and live happily ever after.
Elli masa.
Fifty tables.
Üç yüz elli bin.
Three hundred fifty grand.
Yarı ölü, tek elli bir kızdan kaçtın, öyle mi?
From the half-dead lady cop with one hand?
Elli mark verdi.
He cave me fifty marks.
Azınlıkların ülke nüfusunun yüzde elli üçünü oluşturduğunu biliyor musun?
Do you know the minorities make up 53 % of this country's population?
Arkadaşlarım benimle konuşmuyorlar çünkü çoğu kurbanların ailelerinin de arkadaşları ve ben tek başımayım ve onlar elli kişiler.
My friends... they won't speak to me because, you know, they're also friends of the victims. And there's only one me, and then there's 50 of them.
Elli metre, bize doğru geliyor.
50 meters, coming up our six.
Elli yıl kadar önceydi, dostum.
That was like fifteen years ago, pal.
Elli yıl önceydi, Katie.
It was fifteen years ago, Katie.
Yani, artık yüz elli kilo falan... - Ne?
Well, I mean, he's weighing in at, like, 3 bills now, so I...
Dön! Sen niye dönmüyorsun lan, at yarrağı? Elli kere mi söyleyeceğiz sana?
Turn over!
- Elli yedi?
Fifty seven? Sorry, what?
- Ne? - Duyduğum kadarıyla, o mesajlardan elli yedi tane geldi. - "Şömine rafı."
Fifty seven of those texts, the ones I've heard.
Yüzde elli ihtimalle bir hafta içinde ölebileceğini söylediler.
We were told he had a 50-50 chance of dying within weeks.
Elli.
Fifty.
Bugünlerde, yeni teknolojiyle birlikte savaş alanlarında lifli bandajlar, tek elli sargı bezleri, kan nakli gibi her şey var yani bizim mümkün olacağını bile düşünmediğimiz şeyleri yapıyorlar.
These days, with the new technology on the battlefields, fibrin bandages, one-handed tourniquets, blood supply, they're doing things we didn't even think were possible.
O zamandan beri belki de son elli yılın en iyi kurgusu olduğu söyleniyor.
Since then, it's been called perhaps the finest work of fiction in the last half-century.
Dört çarpı iki yüz elli, bin lira yapıyor.
250 Liras per person times four.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]