Engel olamıyorum translate English
408 parallel translation
Engel olamıyorum.
I can't help it.
Gerçekten engel olamıyorum!
I really can't help it!
Üzgünüm ama engel olamıyorum.
I'm sorry, but I can't help it.
- Engel olamıyorum.
I can't help it.
" Tommy'ye, seni köpek, ama kendime engel olamıyorum.
" To Tommy, you dog, but I can't help it.
Kendime engel olamıyorum. Çocukluğumdan beri öyle.
I can't control myself, even when I was a kid.
Çok içtiğimi biliyorum, ama kendime engel olamıyorum.
I know I drink too much, but I can't stop myself.
Engel olamıyorum, Bernie.
I can't help it, Bernie.
Sen harika biri oldun Tom, ve sana minnettarım, fakat duygularıma engel olamıyorum.
You've been wonderful, Todd. And I'm grateful. Really, I am.
- Anne, kendime engel olamıyorum.
- Mother, I can't help it. It's sickening.
Kendime engel olamıyorum.
I can't help it.
Ama kendime engel olamıyorum.
But I cannot help myself.
Engel olamıyorum, bilmem gerek!
I can't help it, I've got to know!
Bunun kötü olduğunu biliyorum. Ama kendime engel olamıyorum.
I know it's wrong, but I can't help myself.
Fakat, sana acımama engel olamıyorum çünkü, çok gençsin.
But I couldn't help pitying you because you're so young.
Ama her şey o kadar komik ki engel olamıyorum
But, but everything ends up so hilarious, I can't... I can't help...
Nerede olursa olsun engel olamıyorum.
I can't stop wherever I am.
Daha kötüsü, konuşmama engel olamıyorum.
Worse, I can't seem to stop saying things.
Sorunumun ne olduğunu biliyorum ama buna engel olamıyorum.
I know what is the matter with me, but I cannot avert it.
Kendime engel olamıyorum.
I cannot help myself.
Buna engel olamıyorum, Baba!
I can't help it, Papa!
Öyle çok seviyorum ki, onu gördüğümde, terlememe engel olamıyorum.
When I see Fabio, I love him so much, I can't help sweating.
Buna engel olamıyorum.
I can't help it.
Kendime engel olamıyorum.
I can't help myself.
İştahıma engel olamıyorum.
I can't control my appetite.
Mole, kendime engel olamıyorum, düşünüyorum.
Mole, I can't help what I think about.
Üzüntüme engel olamıyorum.
I can't help but feel sad, though.
Titrememe engel olamıyorum.
Oh, I can't stop shivering.
İnsanlar kendilerini önüme atıyorlar. Engel olamıyorum.
People keep throwing themselves in front of me... and I just don't dare stop.
Ama ağlamama engel olamıyorum. Çok mutsuzum, haykırmak istiyorum.
But I can't stop crying I'm so unhappy I want to bawl.
Engel olamıyorum ama hala kendimi Gino'ya bağlı hissediyorum.
I can't help it. But I still feel bound to Gino.
- Saçmalamaya başlıyorum ve buna engel olamıyorum.
I start saying stupid things and I can't stop.
"çünkü buna engel olamıyorum."
"because I can't beat this thing."
- Kendime engel olamıyorum.
I can't help myself.
Ben sürekli yalan söylerim. Buna engel olamıyorum.
I lie all the time, I can't help it.
Kendimi engel olamıyorum sanki.
It's like I can't help myself.
Kendime engel olamıyorum.
I can not help myself.
Her gün deniyorum ama ama kendime engel olamıyorum.
Every day I try and try and every day I go off.
Buna engel olamıyorum dostum.
I can't help it, man.
Ama kendime engel olamıyorum.
I just can't help it.
Kendime engel olamıyorum.
And I can't seem to help it.
Böyle olmama engel olamıyorum.
Can't help what I am.
- Buna engel olamıyorum.
- Can't help it.
Artık engel olamıyorum.
I can't stop it anymore.
- Ortada bir savaş varmış gibi hissetmeme engel olamıyorum.
- I can't help but feel it's part of our battle. Oh, Pop!
Bu adamın daha neresini delecekler acaba? Kendime engel olamıyorum.
What's next for that guy, you know? " I just can't stop!
- Engel olamıyorum.
- Can't help it.
Johann, engel olamıyorum.
Yohan, I can't help it.
Kendime engel olmaya çalışıyorum ama olamıyorum.
I try to stop myself, but I can't.
Engel olamıyorum.
I couldn't stop them.
Kendime engel olamıyorum.
When I want to gamble, I have to do it.