Entourage translate English
339 parallel translation
Ben yeni güney Galler bankasının müdürüyüm. Vali ile birlikte seyahat ettiğinizi örendik.
They told us to come with the entourage of the governor.
Lola, etrafındakilerle sirki terk eder.
Lola leaves the ring with her entourage.
Yardımcınızın bize bu kadar geç haber vermesi kötü oldu, ama sizi ve maiyetinizi rahat ettirmek için elimizden geleni yapacağız.
Too bad your equerry gave us such short notice, but we will do our poor best to make you and your entourage comfortable.
Kahverengi valiz, Lewis grubuna gidecek.
That brown rawhide bag goes up to the Lewis entourage.
İşte hava alanından eskortla buraya geliyor.
Here she comes, with entourage, from the airport with the escort.
Efendim, ekibinizle beraber nereye gidiyorsunuz?
Sir, where are you headed with your entourage?
Ardından Bay Grimp ile dostları kabinden çıkıp kasaya ilerleyecek.
At that point, Mr. Grimp and his entourage... exit the car and head to the safe.
Eskiden patronun yakın çevrisinin bir üyesiydi.
He was once a member of the boss's entourage.
Hongo'daki tapınakta maiyeti ile beraber durdu.
He stopped with his entourage at his family temple in Hongo.
Hitler operayı ziyaret ediyor.
Hitler and his entourage visit an opera theater.
Bir gangsterin metresi olan bu kadın Suudi Arabistan Büyükelçisi olarak, senin mahiyetine hiç de uygun değil.
As Ambassador to Saudi Arabia, it is not exactly comme il faut... to include in your entourage, the mistress of a gangster.
Sen ve arkadaşların sadece üç hafta hapse gireceksiniz.
You and your entourage will go to prison for only three weeks.
Polis ateşe karşılık vererek hangarın etrafını sarıyor Zim ve beraberindekileri saklanacak yer arar durumda bırakıyorlar.
Police returning fire run to surround the hangar, leaving Zim and his entourage running for cover.
Karlton Bruener muhitinde bilinen biri.
" Had a career in the entourage of Karlton Bruener.
Bu kremalı bisküviler sürekli peşinizden gelir mi?
This entourage of biscuits follow you wherever you go?
Prens Iemitsu'nun maiyeti yola çıkmaya hazır.
Prince lemitsu's entourage is ready to leave.
Iemitsu'nun maiyeti bu sabah saldırıya uğramış.
Iemitsu's entourage was attacked this morning.
Kisei nehrinde Prens İemitsu'ya saldıranlar arasındaydım.
I attacked Prince lemitsu's entourage at the Kisei River.
Mutlu Kralın şarapçı başısı hariç... hiç bir ihtiyar.... 8 savaşçıyla etrafta dolanmaz
Except for the Happy King's wine chief there is no other old man with eight fighters to form the entourage
Asistanları, uzak akrabaları ve üzerinden geçinenlerden oluşan bu sirk benzeri ortamı sürdürmeye niyetli görünüyordu.
And he maintained a circus-like entourage of assistants, distant relatives and assorted hangers-on.
Ve inanmadığı halde zafere inandığını söyleyen çevrenizdeki domuzlardan biri olmayı da reddediyorum.
And I refuse to join those swine in your entourage... who tell you they believe in victory... when really they don't.
Daha bir hafta önce Gazi hastanesinde havlu atmaya hazırlanırken Murdock ve görünmez arkadaşlarıyla konuşuyorduk.
It was just a week ago, we were back at the V.A. hospital... just about ready to throw in the towel... and talking to Murdock and his invisible entourage.
Özel iran ipi kullanacağız... bunu beline bağlayıp... 10 kişi tutacak... kendinizi aşağı atıınığınızda size hiç bir şey olmayacak!
We'll use two sturdy Persian ropes... and tie them around your waist We and over ten others... of your entourage will... hang on from behind so you'll be alright
Diana'nın maiyetinde olacağız.
Diana placed us in the entourage.
Büyükelçi Moore ve beraberindekiler bu akşam burada olacaklar.
Ambassador Moore and his entourage will be stopping by this evening.
- Arkadaşlar için paramız...
I'm not an entourage.
Ann-Margret'la yardımcıları haftaya geliyorlar.
Ann-Margret and entourage are due next week.
Arkamda, Senatör Harrison'ın adamlarını görüyorsunuz.
Behind me, the entourage of Senator Harrison is arriving.
Şimdi maiyetine geliyoruz.
Now we come to your entourage.
- Dostlarımı getireceğim.
- I'll bring my entourage.
Maiyetindekilerle, Yapıyı inceledi...
with his entourage, he surveyed the structure...
Etrafındakiler neredeler?
Where's your entourage?
Başkan ve ekibi geldiğinde güvenlik sorunu olmamalı.
Everything's to be secure whenthe president's entourage comes out.
Ateşkes bayrağı açmışlar. Ve Uzunbacağın armasını taşıyorlar!
A royal entourage comes flying banners of truce and the standards of Longshanks himself.
Bütün kanadı kapattılar, polis işi mi neymiş.
They booked the whole wing, for the police entourage or whatever.
Maiyetiyle birlikte Brakesh 9'a yaptığı bir iyi niyet ziyaretinden dönerken oraya da uğrayacaklar.
She and her entourage are willing to stop by... en route from a goodwill visit to Brakesh 9.
Sadece lanet olası asaletine küçük bir sus olacağım.
I just make some little accessory to your damn entourage.
Geniş bir çevre pahalıya mal oluyor.
Having an entourage is expensive.
Çevresinde kimler olabilir?
What kind of entourage is he gonna have with him?
Ataları etkileyecek ve en üst rafta önemliler arasında bir yer edinecektim.
This close to impressing'the ancestors, gettin'the top shelf, an entourage.
Kusursuz bahçelere ve ıssız dairelere hapsolmaya...
To the confinement of its perfect gardens and lonely apartments. To your servants and entourage.
Hizmetçilerinize ve maiyetinize.
To your servants and entourage.
O da boş kafalı bebek maiyetine prim veren mağara adamlarından biri mi?
And what? He's another Neanderthalwho responds to an entourage of bimbos?
Muhitini oluşturmaya başla.
Start an entourage.
Yanındakilerle birlikte düğününe doğru yolculuk ettiğini düşünüyordu.
He was safely in his entourage... traveling, he thought, to his wedding.
- Onun kendi yardımcısı var.
- She has an entourage.
- Taşınmanı sağlarım.
I'm my own entourage. I'll move you.
- Ne için?
Making us an entourage.
.. burada New York Yankileri ile bir dostluk maçı tertip ediliyor.
I'm here at Battery Park with Montgomery Brewster and entourage anxiously awaiting the arrival of the Hackensack Bulls, in New York City for the first time to tune up for an unprecedented challenge game with the famed New York Yankees.
Bak, parasal yönden yapamayız.
[Phoebe] Look, it's purely financial. We can't afford... an entourage.
- Var mı?
You have an entourage?