Equipment translate English
6,852 parallel translation
Warshaw'un tüm malzemelerine el kondu. Oradaki tüm bedenler de New York'taki başka bir tesise yollandı.
All of Warshaw's equipment was repossessed and all the bodies that were there, they were sent to another company in New York.
Cihazlar alınınca hepsi silinmiş.
Ah, it was all erased when the equipment was returned.
Aletleri getirin, çabuk!
This won't work. Bring the equipment. Hurry!
John ile eski fen ekipmanlarımı çıkarmanı istiyoruz.
Uh, so john and I would like To go through some of my old science equipment.
Ayrıca, Charleston'daki donanıma sahip değiliz.
Besides, we don't have the equipment we had in Charleston.
Bu ekipmanla sadece küçük partiler üretebilirim.
It's just the first step. With this equipment, I can only make small batches.
Geçen ay buradaki personel ve ekipman uygun şekilde yapılandırıldı.
Personnel and equipment in this sector were right sized last month.
Spor eşyalarını burada saklamamalı.
He should not be storing his sports equipment in here.
Ekipmanlarımız çalışmıyor, spektroskop donuyor.
None of our equipment is working, and the spectroscope is on the fritz.
Ekipmanlara olay yerinde bir şey parazit yapmış.
Something interfered with my equipment at the scene.
Ekipmanları arasında kara ışık farkettim ama bunun ötesinde, kanıtımızı başka yerlerde de aramalıyız.
I did notice a black light amongst her equipment, but beyond that, we'll have to look elsewhere for our proof.
Bu yüzden zaten ihtiyacımız ekipmanın çoğu var olan Evet, bir hamburger kamyon oldu.
Yeah, it was a burger truck, so it's already got most of the equipment we need.
Dent, ÖSB'nin malzemelerini güvenle saklayabilelim diye onları tekrar açtı.
Dent opened them again so we could store SCU equipment securely.
Paris'e döndüler ve tüm fotoğrafik ekipman parasını harcadılar.
They returned to Paris and spent all photographic equipment cost.
Gemi, gittiğinizde asteroiti durdurabilmek için gerekli patlayıcı ekipmanlarla donatılmış durumda.
We've loaded the equipment and schematics as to exactly where to dig and bury the explosives.
IBM'in sözleşmeleri kısa ve pahalıdır. Çünkü donanımı daima en yeni modellerle değiştirirler.
IBM's leases are short and expensive because they're always replacing the equipment with the newest model.
Sovyetler Afganistan'ı işgal ettikten sonra mücahitlere para, ekipman ve eğitimi bu operasyonlar sağladı.
Covert ops got money and equipment and training to the mujahedeen after the Soviets invaded Afghanistan.
Bu ekipmanlar nasıl çalışıyor bir fikrin var mı?
Do you have the first idea how any of this equipment works?
Bunu yapanları tanıyor olmam gerekirdi.
I swear it was filled with equipment.
Arthur Roma Lejyonerinin eşyasını giyiyor.
Arthur's wearing the equipment of a Roman legionnaire.
Seni hiç araç gereç, büyü eşyası yada sanat eseri kullanırken görmedim. Sadece beynini kullandın.
I haven't seen you use any tools or magical equipment or... or artifacts...
Hayatta kalma ekipmanları, tüpler, tanklar jeneratörler, konserve ürünler ve benzerleri...
Firearm sales have spiked... Survival equipment, propane tanks, generators, canned food and the likes...
Bu çok ciddi bir ekipman.
This is a very serious piece of equipment.
Satın alınabilecek en iyi ekipmanlara sahip olmasını sağladım.
I made sure that he had the best equipment money could buy.
Gizleme teçhizatında bir ilerleme var mı?
Any progress on the cloaking equipment?
Standart muharebe ekipmanıdır.
Are you wearing a Geiger counter? Standard battle equipment.
Ekipmanları babam gönderdi.
My father sent the equipment.
iş yo, sedece bir içki, ve söz veriyorum yarın olmadan onu aldıracağım.
No business, one drink, and I promise to have the equipment out before tomorrow.
Babama ekipmanı göndermememiz gerektiğini söylemiştim.
You know, I told my father we shouldn't send the equipment.
Şimdi bilimsel malzemeleri getirdi ve 180 gramı aldı.
Now he shows up with some scientific equipment, he gets six ounces for it.
Şunları evimden çıkarır mısın amına koyayım?
Will you just get this fucking equipment out of my house right now?
Sorgun sırasında cep telefonunu bir terör grubuna verdiğini kabul ettin. Ekipman sağlamak, malzeme desteği.
During your debriefing, you admitted giving a cell phone to a known terrorist, providing equipment, material support.
Hudson Valley Sanatoryumu en yeni ve en gelişmiş ekipmanlarıyla açılacaktır.
Hudson Valley Sanitarium will be open for business with all the newest and most relevant equipment.
Bu odadaki izler çoktan alındı zaten Henry hem de modern ekipmanlar ile.
Well, the room has already been dusted, Henry, with actual modern equipment. I'm not looking for prints.
Disketi okumak için gereken tüm ekipman elimizde olmadığından,... çokça deneme-yanılma ve derin derin düşünme yaşanacak.
So, since we don't have all the exact equipment needed to read the disk, this will require a lot of trial, error, musing.
Sistemin hala çalıştığından emin olmadan Panterleri buraya getirmeyeceğim.
I'm not bringing the Panthers here until I know the equipment still exists.
Teçhizat gelişmişti, teknikler yerli yerindeydi. Kaya tırmanışçıları, bu sporun zorluklarına meydan okumaya hazır olacak kadar olgunlaştılar fakat büyük zorluklar hâlâ aşılmamış olarak duruyordu.
The equipment had evolved techniques were in place, the climbers had matured enough to face the great challenges of the sport but major challenges remained undone.
Kimse, o kadar süre duvarda hayatta kalmak için gerekli teknik, beceri ve ekipmana sahip olup olmadığını bilmiyordu.
No one knew if he had the skills, equipment and techniques necessary to survive so long in a wall.
Bir bahar sabahı, erken bir saatte Robbins mini bir ekipman cephanesi toparlayıp üç kişilik bir ekiple, Half Dome üzerinde tarih yazmak üzere harekete geçti.
Early one spring morning, Robbins along a small arsenal of equipment and a team of three people they set out to make history at the Half Dome
Takım, çatlakları takip edecek... kazıkları çakarak yavaşça yukarı doğru ilerleyecek ve ekipmanla suyu yanlarında taşıyacaktı.
The team follow a trail of cracks upward slowly as they put pins and carried their equipment and water.
Şaka mı yapıyorsun? Uzun bir tırmanışta yiyecek, su ve ekipmanı geride bırakarak hızlı ve yükü hafiflemiş bir şekilde, zirveye delice bir depar atmayı seçti.
Leaving aside food, water and equipment for climbing several days go fast and light elegió in a crazy attack the summit.
Alex Honnold'un Half Dome'a her şeyin başladığı duvarın kaidesine yürüyüp 600 metrelik rotaya... ekipman olmadan... sadece tırmanış ayakkabıları ve tebeşir torbasıyla ile başladığında olduğu gibi.
When Alex Honnold walk to the base of Half-Dome to start the 700m track, no equipment, unless their cats and magnesium.
Odada her türden bilimsel teçhizatı bulabilirsiniz.
Around the room, you will find a variety of scientific equipment.
Teknik ekip pahalı ekipmanları alır.
Tech ops get to play with expensive equipment.
Daha önceden herhangi bir şey için arama emri almak gibi bir huyum var. bu yüzden yerleştirseydim...
See, I have a habit of getting a warrant before I plant any surveillance equipment, so...
Ekipman arızalarından dolayı... dönüş için gerekli oksijen jeneratörlerine ulaşamıyorum.
I have been unable to access The oxygen generators we need for our return Due to equipment failures,
Ben, yedek oksijen jeneratörü var mı diye Aruna aracının ekipman listesini kontrol et.
Ben... Check the aruna pod equipment manifest For backup oxygen generators.
Diş cihazları satıyorum mu demiştin?
So... You said you're in dental-equipment sales?
Marie Stopes'un yazdığı bir kitap ve Bates Bebeğin olmayacağını garanti eden sahtekar bir alet buldum.
I found a book by Marie Stopes and a box containing a cunning piece of equipment to ensure there would be no Baby Bates.
Odadaki malzemeleri kenara çekip yatakları içeriye taşımalıyız, anlaşıldı mı?
We need to move the equipment aside, and bring in the cots, okay?
Ekipmandan doğrudan destek alınırdı.
- The Equipment directly helped the climber.