Eustis translate English
43 parallel translation
Eustis, Loomis'e 12 kurşun ver.
Eustis? Give Loomis 20 rounds.
- Başarabilirim, Eustis.
I can do it, Eustis.
Geç kaldık, Eustis. Geç kaldık.
We ate lead, Eustis.
Eustis, onların birliklerini orada havaya uçurduk.
Hey, Eustis. It's just that we blew the shit out of that posse.
Graff onu bırakmamızı söyledi, Eustis.
Graff says to leave him, Eustis.
Graff bir yöne doğru gidiyor, Eustis gitmiyor.
I savvy Graff's going one way and Eustis ain't.
Savaşmaya devam edeceğim ve, kahrolası, diğer hepsini de istiyorum.
Now I want Eustis and I want Philo and goddamn you, I want all the rest!
- Sen ne diyorsun, Eustis?
What's your savvy, Eustis?
- Sence, bu en iyisi mi, Eustis?
You think that's best, Eustis?
- Bence planın çok boktan
I say your plan is shit, Eustis.
Direkt, sınıra doğru. Orada birlik falan yok.
There ain't nothing on our ass but hair, Eustis.
- Bir tane daha vurayım, Eustis. - Potts
Eustis, I'll do one more.
- Bu doğru mu, Eustis?
Is that true, Eustis?
Graff, o birlik olmadan hiçbir şey yapamaz.
Eustis, Graff ain't nothing without that posse. We gotta give them the money.
Bütün para gidiyor, ahbap. Kahretsin!
There goes all our goddamn money, Eustis.
Tamam Eustis.
Pleasure. Okay, Eustis.
Grubun başında artık sen varsın, Eustis.
You're the leader now, Eustis.
- Hemen arkamdaydı.
He was just on my ass. Eustis!
- Artık, lider sensin, Eustis.
You're the leader now, Eustis.
Sınır çok aşağıda, Eustis.
That's two down, Eustis.
Eustis, bekle.
Eustis, wait!
Meksika'ya gitmeyecek miydik, Eustis?
Bullshit! Let's just go to Mexico, Eustis!
- Beni zorlama, Eustis.
Don't push me, Eustis!
Ama sen? Lanet olsun, Eustis.
But you?
Hadi, Eustis.
Come on, Eustis!
Onlar gelmeden nehri geçelim.
Come on, Eustis!
New York'a gitmemizi ve yöneticileri Al Eustis ile konuşmamızı istiyorlar.
They want us to see their executive vice-president, Al Eustis.
- Jan Schlichtmann.
- Jan Schlichtmann. - Al Eustis.
Al Eustis için mesaj bırakmak istiyorum, lütfen.
I'd like to leave a message for Al Eustis, please.
Fort Eustis'de hayatta kalma eğitimindeydim.
Fort Eustis, survival training.
Fort Eustis'ten mesaj geldi.
I just got notification from Fort Eustis.
Sen beni bırakmayacaksın, değil mi Eustis?
You ain't gonna leave me, are you, Eustis?
- Mahvolduk, Eustis.
You're sick.
- Evet, nasıl bir yer Eustis?
How about it, Eustis?
Beni vurdun, Eustis.
You shot me, Eustis.
Bence, sen bir boku yönetemezsin, Eustis. Ben ne diyorum, biliyor musun?
Know what I say?
- Eustis!
Eustis!
Eustis!
Eustis!
Eustis, torununa Frank Willis güçlü bir adam olarak öldü de. Buna sevinirim.
And Eustis, you tell your grandkids that Frank Wills..
- Sen neden bahsediyorsun?
What you talking about, Eustis?
Ben senin dostunum, Eustis.
I'm your friend, Eustis.
Eustis...
Eustis.
- Al Eustis. Nasılsınız?
How are you?