Evinde translate English
15,669 parallel translation
Aldığınız her şeyin bir listesini ve evinde uyuyamayan 8 aylık hamile bu zavallı kadın için tazminat istiyorum.
I demand an inventory of everything you've taken and a compensation for this poor lady who's 8 months pregnant and couldn't sleep in her home.
Beni film izlemeye davet etti, kendi evinde.
He invited me to watch a movie- - at his house.
Ayrica, ya Fred evinde o havali ev sinema sistemlerinden varsa?
And besides, what if he's got a dope-ass home theater?
Evinde hisset.
Make yourself at home.
Kır evinde yolculuk planlarını değiştiren bir çift aile var.
I've got a couple families in the homestead who changed their itinerary.
O kendi evinde bile yaşamıyor.
He isn't even living'in his own house.
Ya evinde değilse?
What if he's not home?
- Elimizde ne var? - Danny Thomas'ın evinde intihar cinayet vakası.
- Family murder-suicide on Danny Thomas.
Ve şimdi, bu gece,... Gareth Southgate'in, Rio'nun oyuncağı olacağını görebiliriz çünkü Leeds United'ta, yani lig liderlerinin evinde Villa 2-1 önde.
And straightaway you can see that perhaps tonight, uh, Gareth Southgate could be the toast of Rio,'cause Villa are 2-1 up at the home of the league leaders, Leeds United.
100 metreyi kız kardeşimin evinde izledim, yolun üstünde.
I watched the 100 meter at my sister's house, up by the road there.
Kazada kaybettim ama senin gibi geniş kaynakları olan bir adam evinde, gizli yerinde..... ya da her nereyi seviyorsan orada gizli şekilde açmanın bir yolunu bulur.
I lost it in the fall, but a man with your resources, I'm sure you can figure a way into it in the privacy of your own home, or lair, or whatever assholes like you have.
- Senin evinde işler nasıl gidiyor, Amy?
How are things in your home, Amy? - Oh, it's fine.
- Bir arkadaşımın evinde kalıyorlar.
Oh, they're staying at a friend's house.
Gwendolyn evinde, sana karşı bir parti düzenlemeye karar verdi.
Gwendolyn decided to throw a competing party at her house.
Onun evinde onun kız kardeşiyle yattığın gibi mi?
As opposed to sleeping with his sister in his house?
Onun siktiğimin evinde yaşıyorsun.
You're living in his fucking house.
Öldürüldüğü gece Buck'ın evinde olduğumuzu biliyorlar.
They know that you were at Buck's house the night he was fucking murdered.
Evinde izleyenler için bir uyarıda bulunalım. Bazı izleyiciler için bu epey tedirgin edici olabilir.
And a warning to those at home, some viewers may find the following distressing.
Frankie'nin evinde uyuşturucu kullanılmayacak.
No doing drugs in Frankie's house.
Ailenin evinde değil misin?
Aren't you at your parent's?
Her haftasonu birilerinin evinde uyuyorduk geleceğimiz hakkında rüyalar görüyorduk ve...
Like, sleeping at each other's house every weekend, and dreaming about our futures, and...
Git de evinde oyuncaklarınla oyna.
Go home and get your fuckin'shinebox.
Doğu tarafına ilk kez geliyorum. Arkadaşım şehir dışında olduğu için onun evinde kalıyorum.
This is my first time out east, and my friend is out of town, so I'm staying at her place.
Bu da 3 gece önce ShotSeeker'ın Krupa'nın evinde kaydettiği şey.
Now here's what ShotSeeker recorded three nights ago at Krupa's place.
Bu da Krupa'nın evinde ateşlediğim Ruger'ın sesi.
And here's the Ruger that you watched me unload into Krupa's fireplace.
Krupa 3 gece önce evinde 3 el ateş açıldıktan sonra ortadan kayboldu.
Krupa disappeared after three bullets were fired in her living room three nights ago.
Evinde de yok.
He's not in his apartment.
Bir bakım evinde öldü.
He died in a care facility.
Sahibin evinde olmak beni boğuyor.
It's suffocating'bein in the massa's house.
Şimdi evinde. İyi olacaktır.
- He's home now.
Görünüşe göre kendisi Griffith gözlem evinde ve başının belada olmasından korkuyorum.
Apparently, she's at the Griffith Observatory, and I fear she may be in some trouble.
Büyükannemin evinde, kilerden.
My granny's house... in the cellar.
Bay Stark'ın havuz evinde hava gemisi vardı sanırım.
I believe Mr. Stark has a dirigible in the pool house.
Bayan Gellman'nın evinde ne işiniz vardı?
What were you doing at Mrs. Gellman's?
Dün gece onun evinde mi uyudunuz?
Did you sleep at her place?
Evet, onun evinde uyudum.
Yes, I did. I slept at her place.
Eski şansölye ve eşi Kendi evinde öldürüldü.
The former chancellor and his wife gunned down in their own home.
Kendini evinde gibi hisset.
Make yourself at home.
100 bin avro, sürekli evinde duruyor.
One hundred thousand Euros, always in his flat.
Annesinin evinde!
It's at her mum's!
- Birileri kendini evinde hissetme olayını abartmış.
Join us. Someone's made themselves at home.
Evinde hoş geldin arkadaşım.
Ah, welcome home, my friend.
Annemlerin evinde de aynısından vardı.
My parents had the exact one.
- Evinde olabilir mi?
- Home, maybe?
Ağabeyinin evinde anormal bir durum yok.
Well, there's nothing unusual in the brother's apartment.
Annemin evinde dört kilo kokain zulalamıştım. Bunu öğrenmiş, yalvarıyor.
I was minding 4 kilos of blow in my mom's house and he finds out and comes round begging :
Axelrod'un evinde.
Axelrod's house.
- "Ve Tanrı'nın evinde sonsuza dek yaşayacağım."
And I will dwell in the house of the lord forever. "
" Babamın evinde yaşanacak çok yer vardır.
" In my father's house are many mansions.
Pete'den önce pek etrafta görünmezdi ama. Ondan önce evinde takılırdı hep.
She wasn't around much before Pete, but... before that, she just stayed inside.
- Sigarayı evinde niye içemiyoruz anlamıyorum.
I don't understand why you can't smoke in the house.